Cenazesini görmediği eşini 16 yıldır bekliyor

Düzce'de 12 Kasım 1999'da meydana gelen depremin merkez üssü Kaynaşlı'da yaşayan Nezaket Kırca, depremde hayatını kaybeden, ancak cenazesini görmediği eşi İlhan Kırca'nın ölümüne hala inanamıyor.   Yaşamını Kaynaşlı'da sürdüren 63 yaşındaki Kırca, deprem

Cenazesini görmediği eşini 16 yıldır bekliyor
Düzce'de 12 Kasım 1999'da meydana gelen depremin merkez üssü Kaynaşlı'da yaşayan Nezaket Kırca, depremde hayatını kaybeden, ancak cenazesini görmediği eşi İlhan Kırca'nın ölümüne hala inanamıyor.
 
Yaşamını Kaynaşlı'da sürdüren 63 yaşındaki Kırca, deprem olduğu sırada eşi dışındaki aile bireyleriyle evde sohbet ettiklerini anlattı.
 
Deprem anında nasıl dışarı çıktıklarını hatırlamadığını vurgulayan Nezaket Kırca, "Nasıl oldu anlamadık. Dışarı çıktık, toprak ayrıldığı için her yer hendek olmuştu, yürüyemiyorduk, yola çıkamıyorduk. Tam o dakikalarda binalar yıkılmaya başladı. Anlam veremedik, hepimiz şoktaydık. Herkes kendi derdine düşmüştü, herkes bağırıyordu, kimi evladını, kimi eşini arıyordu" diye konuştu. 
 
Depremde lokanta işleten kardeşinin hayatını kaybettiğini aktaran Kırca, "Ben kardeşimin acısından eşimi unuttum. Herkes başka bir yerde olduğunu söyledi. Deprem akşamı her yeri aradık, fakat bulamadık" dedi.
 
Kocasının cansız bedenini kuzenlerinin çıkarttığını belirten Nezaket Kırca, şöyle devam etti:
 
"Enkazın altından eşimi alıp, bizden habersiz gömmüşler. Eşimin vefatını bize depremden 10 gün sonra söylediler. Kardeşimin vefatından dolayı eşimin vefatını bize söylemediler. 10 gün sonra mezarını gösterdiler, 'Size söyleyemedik, eşinizin mezarı burası' dediler. Caminin altında yanarak can verdiklerini sonradan öğrendik."
 
"BİR YERLERDEN GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜP, DURUYORUM" 
 
Kırca, deprem sonrasında eşinden haber alamadığını ifade ederek, "Ben yıllarca merdivenlerde ses duyduğum zaman 'O geldi' diye koşarak, bir umutla kapıyı açtım. Bu durum hala devam ediyor. Eşimin cenazesini görmediğim için bir yerlerden geleceğini düşünüp, duruyorum. 'Acaba İlhan mı geldi' diye bir umutla kapıya koşuyorum. Hala mezarına gittiğim zaman şüpheye düşüyorum, 'O mu, değil mi' diye. Bir yerden gelecek mi? Telefon çalsa hemen aklıma o geliyor. Görmüş olsaydım herhalde böyle olmazdı. Çok zor şeyler bunlar. Aynı zamanda eşimi ve kardeşimi kaybetmek çok zor. Ben 10 gün boyunca yemek yemediğimi fark ettim. Su içtiğimi bile zor hatırlıyorum" şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler