Çocuklara en fazla hangi ad veriliyor ?
Zafer Sel - Türkiye'de nüfus kayıtlarına göre 1923-2010 tarihleri arasında çocuklara en fazla "Fatma" ve "Mehmet" adı verildi.Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, Cumhuriyet'in kurulduğu 1923 yılından 1970'ye kadar doğan çocuk
Zafer Sel - Türkiye'de nüfus kayıtlarına göre 1923-2010 tarihleri arasında çocuklara en fazla "Fatma" ve "Mehmet" adı verildi.
Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, Cumhuriyet'in kurulduğu 1923 yılından 1970'ye kadar doğan çocuklara verilen adlar arasında ilk sırayı "Mehmet" ve "Fatma" aldı. Erkek çocuklarda Mehmet ismini Mustafa, Ahmet, Ali, Hüseyin isimleri takip etti. Kız çocuklarında ise Fatma'dan sonra en fazla tercih edilen isimler "Ayşe", "Emine", "Hatice" ve
"Zeynep" oldu. 1971'den sonra özellikle kız çocuklarına verilen adlarda geçmişe oranla belirgin farklılıklar ortayı çıktı. 1971-1990 yılları arasında "Dilek",
"Filiz", "Yasemin", "Özlem", "Songül", "Arzu", "Sibel" ve "Selma" ailelerin çocukları için tercih ettiği isimlerden bazıları oldu.
Bu dönemin favori erkek isimlerinden bazılarını ise "Bülent", "Serkan",
"Fatih", "Metin", "Adem" ve "Erkan" oluşturdu. Aileler özellikle kız çocuklarına farklı ad koyma alışkanlıklarını bu dönemden sonra da sürdürdü.
Türkiye'de kız çocuklarına Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren en fazla verilen "Fatma" ismi 68 yıl aradan sonra yerini "Merve"ye bıraktı. Ailelerin erkek çocukları için en çok tercih ettiği "Mehmet" isminin yerini ise 78 yıl sonra "Yusuf" aldı. 1991-2000 yılları arasında erkeklerde en çok kullanılan 5 isim arasına "Emre" de dahil oldu. Bu dönemde en fazla kullanılan isimlerde büyük değişiklik yaşandı. "Büşra", "Kübra", "Gamze", "Ebru", "Burak",
"Furkan", "Onur" ve "Enes" adları en fazla kullanılan isimler arasına girdi. 2001-2010 yılları arasında "Merve" yerine yerine en fazla "Zeynep" kullanılmaya başlandı.
"Fatma" ve "Mehmet" isimleri zaman içinde ikinci ya da üçüncü sıraya gerilese de favoriliğini sürdürdü ve 1923-2010 yılları arasında çocuklara en fazla verilen isimler oldular.
Türkiye'de 1923-1930 döneminde aileler tarafından çocuklarına verilen adlar ile 2001-2010 döneminde verilen adlar arasında büyük bir değişim yaşandı. 1923-1930 dönemi arasında çocuklara en fazla verilen 20 isimden 2001-2010 döneminde sadece "Mehmet", "Mustafa", "Ahmet", "Ali", "Hüseyin",
"Hasan", "İbrahim" ve "Ömer", kız çocuklarında ise "Fatma", "Ayşe",
"Emine", "Hatice", "Zeynep", "Meryem" ve "Elif" isimleri kullanıldı.
-"Aileler artık çocuklarına kimsede olmayan isimler vermeye başladı"-
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asiye Mevhibe Coşar, yaptığı açıklamada, kişi adlarının ad bilimi alanı içinde bir çalışma konusu olduğunu belirterek, "Değişen toplumsal süreçler itibariyle ad verme eğilimlerimizde de değişiklikler gözleniyor. Bu çoğu zaman kaçınılmazdır. Bu nedenle son yıllarda ad verme eğilimlerimiz değişiyor. Türk halkında çocuklara ad vermede en önemli etkenler İslamiyet ile Türk kültürü ve geleneğidir. En çok kullandığımız 'Mehmet' ismi peygamber sevgisinin göstergesidir. Aynı zamanda İslami isim verme geleneğinin yansımasıdır. 'Fatma' ismi de Peygamber efendimizin kızı 'Fatma' anamızın ismidir" dedi.
Türk halkında son yıllarda ad verme konusunda büyük değişiklikler yaşandığını vurgulayan Coşar, şöyle devam etti:
"Son yıllarda zevklerimiz değişti, ad verme geleneğimizde de değişiklikler oldu. İnsanlar artık çocuklarına kimsede olmayan isimler vermeye başladı. Anne ve baba, büyüklerinin isimleri yerine, moda isimleri çocuklarına vermeyi tercih ediyor. Aileler, sırf uluslararası alanda tanınabilsin diye isimler bile vermeye başladılar çocuklarına. Örneğin 'Melodi' kelimesinin isim olarak seçtiklerini belirten aileler de var. Bazı ailelerde anlamlarını bilmeden kulağa hoş gelen isimleri kullanıyor."
Kanunlar ve gelenekler çerçevesinde çocuklara güzel adlar verilmesi, aşağılayıcı, küçük düşürücü adlar verilmemesi gerektiğini kaydeden Coşar, şunları söyledi:
"Son zamanlarda 'güzel' anlayışımız değiştiği için ad verme anlayışımız da değişiyor. Kanun ad verme yetkisini anne ve babalara vermiştir ama uzun yıllar bu geleneği dedeler, babaanneler kullandı. Şimdi ise çocuklar bir sonraki kardeşlerinin adını vermeye başladı. Adı verecek olan kişiler de değişmeye başladı. Televizyon kahramanları, futbolcular, popüler kişilerin adları tercih ediliyor. Bunlar toplumda öne çıkan unsurlara değer vermekle alakalı. Dönemlere göre belli isimler aileler tarafından tercih ediliyor. Günlük hayat, toplumda öne çıkan kişiler sosyal kişiler ad verme konusunda çok önemli olmaya başladı. Çocuklara ad verme konusunda doğduğu gün, doğduğu aylar da çok etkili.
Aileler, anne babaları ile yaşamayı bıraktığı için büyükbalar, babaanneler de kendilerini isim verme konusunda geri çekti. Aileler çocuklarına eski isim diye de geleneksel isimleri vermeme eğiliminde. Farklı olmak istiyorlar. Modernleşme adına isimler konuluyor çocuklara. Bunu durdurmak veya değiştirmek mümkün müdür- İletişimin ve bildirişimin bu kadar etkili şekilde düşünce ve duygu dünyamızı belirlediği bir ortamda ad verme eğilimlerimizi bir kararda tutmak da ayrı bir bilinç konusu olabilir. Şu kesin, adımız kimliğimizdir. İsmi ile müsemma olmak önem taşıyorsa isim güzel olmalıdır."