'Gaziyim' derken, 'kıtana dön' raporu
Siirt’te PKK’yla çıkan çatışmada yaralanan ve 3 ay tedavi gören Er Yakup Gündüz’e, devlet hastanesi ‘yüzde 67 fonksiyon kaybı’ gerekçesiyle özürlü raporu verdi.Askeri hastaneden ‘kıtana dön’ raporu verilen Gündüz’ün ailesi kızgın ‘Bu halde değil askere ba
Yayınlanma:
Siirt’te PKK’yla çıkan çatışmada yaralanan ve 3 ay tedavi gören Er Yakup Gündüz’e, devlet hastanesi ‘yüzde 67 fonksiyon kaybı’ gerekçesiyle özürlü raporu verdi.
Askeri hastaneden ‘kıtana dön’ raporu verilen Gündüz’ün ailesi kızgın ‘Bu halde değil askere bakkala bile göndermeyiz” diyor.
PKK’nın Bilgili Karakolu baskınında, öldü sanılıp vücuduna “şehit” mührü bastılar. Hastanede kendine gelince yaşadığı anlaşıldı. GATA ve TSK Rehabilitasyon Bakım Merkezi’nde üç ay tedavi gördü. Devlet Hastanesi, ‘tüm vücutta yüzde 67 fonksiyon kaybı’ olduğu gerekçesiyle özürlü raporu verilmesini uygun gördü.
Komando Er Yakup Gündüz gazilik işlemlerinin sonuçlanmasını beklerken, Gümüşsuyu Askeri Hastanesi “kıtana dön” diye rapor verdi. Oğullarını tek başına sokağa bile göndermeyen ailesi şaşkın ve çok kızgın, “İşte gazimize verilen değer bu. Bu halde değil askere bakkala bile göndermeyiz” diyorlar.
ÇATIŞMADA 1 ASKER ŞEHİT OLDU
2 Ağustos akşamı PKK’lı teröristler, roketatar ve uzun namlulu silahlarla Siirt’in Eruh ilçesi kırsalındaki Bilgili Karakolu’nun üst kontrol noktasına saldırdı. 2.5 saat süren çatışmada 1 asker şehit oldu, 13 asker yaralandı. Mehmetçik de 3 teröristi öldürdü.
Saldırıda yaralanan Yakup Gündüz, duyma ve görme kaybı ile psikolojik bozukluk nedeniyle GATA ile TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nde 3 ay süreyle tedavi gördü. Bu süreçte hava değişimi nedeniyle sık sık İstanbul’daki ailesinin yanına gitti.
Gebze Fatih Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu “sol kulak tamamen, sağ kulak ileri derecede sensörinöral işitme kaybı ve psikolojik bozukluk” olduğu, vücutta “yüzde 67” fonksiyon kaybı bulunduğu raporu verdi. Gümüşsuyu Asker Hastanesi ise 10 Ekim ve 8 Kasım’da düzenlediği iki ayrı raporla kıtasındaki polikliniğe dönmesi yönünde rapor verdi. Gazilik bekleyen Yakup Gündüz, “Beni muayene bile etmediler. Sonra da birliğine git diye rapor hazırladılar.
Ben askerden kaçmadım. Bu ülke için savaşırken yaralandım. Bir kulağım duymuyor, gözlerim iyi görmüyor, bacağımı bükemiyorum. Sabahlara kadar kulaklarımda patlama sesi var, uyuyamıyorum. Bize verdikleri değer işte bu kadar. Bu ülkeye kurşun sıkanlara bile bizden daha iyi bakıyorlar” dedi.
ANNE: GEREKİRSE BEN GİDERİM
Geceleri uyuyamayan ve psikolojik sorunlar yaşayan Gündüz’ün ailesi şaşkın. Tek erkek çocuğunun sağlığına kavuşmadan tekrar askere gitmesine karar veren doktorlara ateş püsküren anne Şengül Gündüz şunları söyledi: “Oğlumu tek başına sokağa bile gönderemiyorum.
Oğlumun vücuduna yazdıkları şehit yazısı bir ay çıkmadı. Şimdi gaziliği bile çok görüyorlar. Hiçbir kuvvet oğlumu bu şekilde askere gönderemez. Çok istiyorlarsa 50 yaşındayım onun yerine kalan askerliğini yaparım” diyor.
Her tarafım kan içindeydi
Komando Er Yakup Gündüz. Beş çocuklu Gündüz Ailesi’nin tek erkek çocuğu. 4 ablası da evlenmiş, çocuk sahibi olmuş. Yakup Gündüz Kasım 2011’de askere gitmiş. 8 ay sonra izne geldiğinde sevdiği kız olan Şeyma Ağdaş ile nişanlanmış. Sonra da görev yeri olan Siirt’in Eruh ilçesi kırsalındaki karakola dönmüş.
Bu süreçte dört kez teröristlerle çatışmaya girmiş. Yakup Gündüz 2 Ağustos akşamı yaşanan o anı şöyle anlattı: “İftara 5-10 dakika vardı. Bir anda her taraftan silahlar ateşlendi. Üzerimize mermi ve roket yağdırıyorlardı. Biz de hemen karşılık verdik. Yaklaşık 2.5 saat çatıştık. Bu arada yaralanan arkadaşlarımın koluna girip daha güvenli yerlere taşıyordum.
Yüzüm, gözüm, kulaklarımın içi ve her tarafım kan olmuştu. Kulaklarım zonklamaya başladı. Bir süre sonra hiçbir şey duymaz oldum. Bu sırada kaskıma bir mermi isabet etti. Uyandığımda hastanedeydim. Bir kulağım hiç duymuyor, gözlerim bulanık görüyor bir ayağımın üzerine basamıyordum. Saldırı sonrası vücudumu kontrol ediyordum. Kalbimin alt bölümüne, vücuduma siyah bir kalemle ‘şehit’ diye yazmışlar. ‘Bu ne’ diye sorduğumda, ‘yaralıları almak için gelen ekip seni kan içinde ve hareketsiz görünce öldü sanmışlar.
O yüzden de şehit diye mühürlemişler’ dediler. Bu mühür yaklaşık bir ay vücudumda kaldı. Çatışma anı gözümün önünden hiç gitmiyor, silah sesleri de sürekli kulağımda zonkluyor.”
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.