Gürol Ustaömeroğlu’ndan hain saldırıya sert tepki
Trabzon eski Merkez İlçe Başkanı ve Trabzon Mimarlar Odası Başkanı Gürol Ustaömeroğlu hain saldırı ile ilgili çok sert açıklama.
Yayınlanma:
2017’nin ilk saatlerinde İstanbul’da bir eğlence mekanında gerçekleştirilen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısı ile ilgili olarak çok sert bir açıklama yapan Doğru Yol Partisi Trabzon eski Merkez İlçe Başkanı ve Trabzon Mimarlar Odası Başkanı Gürol Ustaömeroğlu Diyanet’e yüklendi.
Ustaömeroğlu sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda “devletin bir dini kurumu her yeni yıl arifesinde camilerde, orada, burada resmi ağızdan tahrik edici hutbeler okutulmasını sağlıyorsa ve buna aynı devlet dur demiyorsa bu ülkede Allah Korusun çok ağlarız.” ifadelerini kullandı.
Gürol Ustaömeroğlu yayınladığı mesajda şunları söyledi;
“Duygularımın ve irademin zayıflığı ortaya çıkıverdi. Bir süre daha bu sayfalara dönmeyecektim. Ancak duygularım buhar kazanı gibi oldu. Patlamak üzereydim.
Artık yeter diyorum. YETEERRRRR...
Diyanetin kışkırtıcı beyanatlarına ve bu beyanatlara alet olanlara Allah Rızası için bu devlet bir dur desin. Artık yeter desin. Yeter artık.
Bazı örümcek kafalı insanlar afiş asıp bildiri dağıtabilirler. Buna toplum psikolojisi bir şekilde tepkisini verir.
Ama devletin bir dini kurumu her yeni yıl arifesinde camilerde, orada, burada resmi ağızdan tahrik edici hutbeler okutulmasını sağlıyorsa ve buna aynı devlet dur demiyorsa bu ülkede Allah Korusun çok ağlarız.
Noel ile yılbaşını aynı kefeye koymak cahilliğin dik alasıdır.
Ha yılbaşında eğlenmek size batıyorsa bunu açık açık söyleyin de biz de işimizi bilelim. 365 gün 6 saat oturup ağlayalım. Hiç gülmeyelim.
Efendim Hristiyan ve Yahudi ile dost olunmazmış.
Bre tahrikçiler,
O zaman elindeki cep telefonunu atacaksın, Otomobilini satacaksın, evdeki televizyonunu kıracaksın, karının ayağındaki gavur ayakkabısını yakacaksın, kolundaki saati parçalayacaksın.
Hatta gavur malı kalp ve kanser ilaçlarını da denize dökeceksin.
Bu iş öyle tuhaf, devşirme Mekke'nin Fethi gibi suni gündemler yaratmaya benzemez.
Ey gidi tahrikçiler,
Bak yetmiyor, beğenmediğin gavurun icat ettiği silah ve mermi ile yilbaşını kutlayan masum insanlara katliam yapılması ile aynı kefeye giriyorsun.
Bence utanmayın ve REINA önünde kınalarınızı yakın.
Ben bundan sonra hutbe konusu değişmediği sürece yılbaşı arifesindeki ve ertesindeki cuma ve vakit namazları için camilere girmeyeceğim. Gitmemek gidip küfür etmekten daha az günah çünkü.
Benim bu kararıma sebep olan başta Diyanet olmak üzere her kim varsa hakkımı helal etmiyorum.
Bütün takipçilerimin ve arkadaşlarımın yeni yılını kutluyorum.”
Öte yandan Gürol Ustaömeroğlu yaptığı bir diğer açıklama ile konuya şu şekilde açıklık getirdi.
"Bir kaç yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı imzalı her yeni yıl arifesindeki cuma hutbeleri yılbaşı ve yılbaşı kutlaması konusunda olmaktadır.
Hutbelere göre yılbaşı Türk Toplumu'nun örf ve adetlerine uygun değildir ve kutlaması da caiz değildir. Hatta bir kısım din görevlisine göre de Yılbaşı ile Noel ( 25 Aralık ) de aynı kefeye konmaktadır ki bu da ayrı bir kafa karışıklığıdır.
Bu konuyu sosyal medya hesabımda arkadaşlara hitaben nasıl bir üslupla yazabilirim planlaması yaparken korkunç yılbaşı gecesi katliamı yaşandı ne yazık ki. Onlarca insan hayatını kaybetti. Onlarcası yaralandı.
Hal böyle iken 01.01.2017 pazar günü Diyanet İşleri Başkanlığını eleştiren bir yazı yazdım. Ülkenin terör, kaos, ekonomik kriz belaları ile uğraştığı bir dönemde Milli Din Kurumumuz Diyanet'in beyanatlarına gerekli özeni göstermesi, cuma hutbelerinde insanları birleştirici ve kucaklayıcı konuları seçmesi başlığı altındaki yazımda, eğer yine yılbaşı ve yılbaşı kutlaması gibi bir konuya girilecekse ben de yılbaşı arifesi ve sonrasındaki ilk cuma namazına gitmeyeceğimi belirttim.
Konunun özü budur.
Bu konu sağolsun basındaki arkadaşlarımız tarafından iyi niyetle haber yapılmıştır.
Ancak haber başlığından ve habere yapılan yorumlardan konunun tamamen farklı algılandığı anlaşılmaktadır.
1. Evinde, mimarlar odasında ve işyerinde 5 vakit namazını kılan bir adam olarak benim herhangi bir camiye gitmeme kararım yoktur. Olamaz. Mesele yılbaşı arifesinde cuma hutbesindeki bana göre yanlış bir konuyu dinlemekten kaçmaktır o kadar.
2. Sosyal medya benim kişisel özel hesabımdır. Orada Mimarlar Odası Başkanlığı titrimi kesinlikle kullanmamaktayım.
3. Basındaki beyanatlarımda Mimarlar Odası Başkanlığı sıfatımla odam ve mesleğim dışındaki konulara girmemekteyim. Hele hele din konusunda asla bir beyanat vermedim ve vermem de mümkün değildir.
Dolayısı ile bu konunun oda başkanlığı sıfatım ile haber yapılması bana göre uygun olmamıştır. Beni zor durumda bırakmıştır.
4. Haber altına yapılan yorumların büyük çoğunluğu şahsıma hakarete kadar varmıştır. Dini ve manevi duygularıma sataşılmıştır. Hatta iş cenazeme kadar getirilmiştir.
5. Ne yazık ki insanlarda konunun özünü anlama gayreti yoktur. Paragraf içinden cımbızla bir cümle seçilip 5 vakit namaz kılan adam neredeyse dinsiz ilan edilecek duruma getirilmiştir.
Sosyal medya hesabımda paylaşılan konu bu çerçevede tartışmaya açılmıştır.
Herkes özgürce fikrini yazmıştır. Büyük bir ekseriyet bana sahip çıktığı gibi az sayıda da olsa yapıcı eleştiriler de yapılmıştır.
Konunun teröre denk gelmesi talihsizliktir. Yani hutbelerden iki gün sonra eleştiri konusu olan bir kutlamaya terör saldırısının olması büyük talihsizliktir.
Eminim ki burada en büyük üzüntüyü duyanlardan biri de Sayın Diyanet İşleri Başkanıdır.
Bu vesile ile terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ülkemize ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Allah bu kötü günlerden bir an önce hayırlısı ile ülkemizi kurtarır inşaallah.
Ustaömeroğlu sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda “devletin bir dini kurumu her yeni yıl arifesinde camilerde, orada, burada resmi ağızdan tahrik edici hutbeler okutulmasını sağlıyorsa ve buna aynı devlet dur demiyorsa bu ülkede Allah Korusun çok ağlarız.” ifadelerini kullandı.
Gürol Ustaömeroğlu yayınladığı mesajda şunları söyledi;
“Duygularımın ve irademin zayıflığı ortaya çıkıverdi. Bir süre daha bu sayfalara dönmeyecektim. Ancak duygularım buhar kazanı gibi oldu. Patlamak üzereydim.
Artık yeter diyorum. YETEERRRRR...
Diyanetin kışkırtıcı beyanatlarına ve bu beyanatlara alet olanlara Allah Rızası için bu devlet bir dur desin. Artık yeter desin. Yeter artık.
Bazı örümcek kafalı insanlar afiş asıp bildiri dağıtabilirler. Buna toplum psikolojisi bir şekilde tepkisini verir.
Ama devletin bir dini kurumu her yeni yıl arifesinde camilerde, orada, burada resmi ağızdan tahrik edici hutbeler okutulmasını sağlıyorsa ve buna aynı devlet dur demiyorsa bu ülkede Allah Korusun çok ağlarız.
Noel ile yılbaşını aynı kefeye koymak cahilliğin dik alasıdır.
Ha yılbaşında eğlenmek size batıyorsa bunu açık açık söyleyin de biz de işimizi bilelim. 365 gün 6 saat oturup ağlayalım. Hiç gülmeyelim.
Efendim Hristiyan ve Yahudi ile dost olunmazmış.
Bre tahrikçiler,
O zaman elindeki cep telefonunu atacaksın, Otomobilini satacaksın, evdeki televizyonunu kıracaksın, karının ayağındaki gavur ayakkabısını yakacaksın, kolundaki saati parçalayacaksın.
Hatta gavur malı kalp ve kanser ilaçlarını da denize dökeceksin.
Bu iş öyle tuhaf, devşirme Mekke'nin Fethi gibi suni gündemler yaratmaya benzemez.
Ey gidi tahrikçiler,
Bak yetmiyor, beğenmediğin gavurun icat ettiği silah ve mermi ile yilbaşını kutlayan masum insanlara katliam yapılması ile aynı kefeye giriyorsun.
Bence utanmayın ve REINA önünde kınalarınızı yakın.
Ben bundan sonra hutbe konusu değişmediği sürece yılbaşı arifesindeki ve ertesindeki cuma ve vakit namazları için camilere girmeyeceğim. Gitmemek gidip küfür etmekten daha az günah çünkü.
Benim bu kararıma sebep olan başta Diyanet olmak üzere her kim varsa hakkımı helal etmiyorum.
Bütün takipçilerimin ve arkadaşlarımın yeni yılını kutluyorum.”
Öte yandan Gürol Ustaömeroğlu yaptığı bir diğer açıklama ile konuya şu şekilde açıklık getirdi.
"Bir kaç yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı imzalı her yeni yıl arifesindeki cuma hutbeleri yılbaşı ve yılbaşı kutlaması konusunda olmaktadır.
Hutbelere göre yılbaşı Türk Toplumu'nun örf ve adetlerine uygun değildir ve kutlaması da caiz değildir. Hatta bir kısım din görevlisine göre de Yılbaşı ile Noel ( 25 Aralık ) de aynı kefeye konmaktadır ki bu da ayrı bir kafa karışıklığıdır.
Bu konuyu sosyal medya hesabımda arkadaşlara hitaben nasıl bir üslupla yazabilirim planlaması yaparken korkunç yılbaşı gecesi katliamı yaşandı ne yazık ki. Onlarca insan hayatını kaybetti. Onlarcası yaralandı.
Hal böyle iken 01.01.2017 pazar günü Diyanet İşleri Başkanlığını eleştiren bir yazı yazdım. Ülkenin terör, kaos, ekonomik kriz belaları ile uğraştığı bir dönemde Milli Din Kurumumuz Diyanet'in beyanatlarına gerekli özeni göstermesi, cuma hutbelerinde insanları birleştirici ve kucaklayıcı konuları seçmesi başlığı altındaki yazımda, eğer yine yılbaşı ve yılbaşı kutlaması gibi bir konuya girilecekse ben de yılbaşı arifesi ve sonrasındaki ilk cuma namazına gitmeyeceğimi belirttim.
Konunun özü budur.
Bu konu sağolsun basındaki arkadaşlarımız tarafından iyi niyetle haber yapılmıştır.
Ancak haber başlığından ve habere yapılan yorumlardan konunun tamamen farklı algılandığı anlaşılmaktadır.
1. Evinde, mimarlar odasında ve işyerinde 5 vakit namazını kılan bir adam olarak benim herhangi bir camiye gitmeme kararım yoktur. Olamaz. Mesele yılbaşı arifesinde cuma hutbesindeki bana göre yanlış bir konuyu dinlemekten kaçmaktır o kadar.
2. Sosyal medya benim kişisel özel hesabımdır. Orada Mimarlar Odası Başkanlığı titrimi kesinlikle kullanmamaktayım.
3. Basındaki beyanatlarımda Mimarlar Odası Başkanlığı sıfatımla odam ve mesleğim dışındaki konulara girmemekteyim. Hele hele din konusunda asla bir beyanat vermedim ve vermem de mümkün değildir.
Dolayısı ile bu konunun oda başkanlığı sıfatım ile haber yapılması bana göre uygun olmamıştır. Beni zor durumda bırakmıştır.
4. Haber altına yapılan yorumların büyük çoğunluğu şahsıma hakarete kadar varmıştır. Dini ve manevi duygularıma sataşılmıştır. Hatta iş cenazeme kadar getirilmiştir.
5. Ne yazık ki insanlarda konunun özünü anlama gayreti yoktur. Paragraf içinden cımbızla bir cümle seçilip 5 vakit namaz kılan adam neredeyse dinsiz ilan edilecek duruma getirilmiştir.
Sosyal medya hesabımda paylaşılan konu bu çerçevede tartışmaya açılmıştır.
Herkes özgürce fikrini yazmıştır. Büyük bir ekseriyet bana sahip çıktığı gibi az sayıda da olsa yapıcı eleştiriler de yapılmıştır.
Konunun teröre denk gelmesi talihsizliktir. Yani hutbelerden iki gün sonra eleştiri konusu olan bir kutlamaya terör saldırısının olması büyük talihsizliktir.
Eminim ki burada en büyük üzüntüyü duyanlardan biri de Sayın Diyanet İşleri Başkanıdır.
Bu vesile ile terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ülkemize ve yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.
Allah bu kötü günlerden bir an önce hayırlısı ile ülkemizi kurtarır inşaallah.
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.