Hayatlarının "vazgeçilmez sesi"yle buluştular

Kadın, erkek, çocuk, genç ve yaşlı olmak üzere her kesimden radyosever, 13 Şubat Dünya Radyo Günü öncesinde TRT Trabzon Radyosuna gelerek hem stüdyoyu yakından görme hem de program yapımcılarıyla sohbet fırsatı buldu.

Hayatlarının "vazgeçilmez sesi"yle buluştular

Ev hanımından öğrenciye, doktordan balıkçıya kadar her kesim ve yaştan radyosever, 13 Şubat Dünya Radyo Günü öncesinde TRT Trabzon Radyosunun stüdyosunu gördü, program yapımcılarıyla bir araya geldi.

Trabzon'da yıllardır büyük tutkuyla her gün 10.00 ila 13.00 saatlerinde yayın yapan TRT Trabzon Radyosunu ev, iş ve araba olmak üzere farklı mekanlarda dinleyen radyoseverler, 13 Şubat öncesinde radyo stüdyosunu ziyaret edip, duygularını Anadolu Ajansı (AA) ile paylaştı.

Yıllardır dinledikleri program yapımcılarıyla "bir dost" olarak nitelendirdikleri radyo hakkında yüz yüze sohbet eden dinleyiciler, yayın masasına oturdu, kulaklık taktı ve yayın akışını izleyerek radyonun iç ortamını keşfetmenin heyecanını yaşadı.

Her sabah uyanır uyanmaz radyosunu açan, günlük işlerini hallederken bir yandan da müzik ve sanat içerikli programları dinlemeyi tercih eden radyo tutkunları, ziyarette yayın yapılan ortamı yakından görüp program yapımcılarıyla tanıştı.

"SABAH KALKTIĞIMDA İLK RADYOMUN SESİNİ AÇARIM, YALNIZLIĞIMI UNUTURUM"

Çocukluğundan itibaren radyo dinleyen 56 yaşındaki Nuray Karadeniz, iyi bir TRT dinleyicisi olduğu söyledi.

Farklı radyo kanallarını da dinlediğini aktaran Karadeniz, "İnsanın bir gönül evi vardır. Radyo da benim gönül evimin baş köşesinde duran bir araç demeyeceğim, ben onu kişiselleştirdim, bir dost olarak görüyorum. Ben adeta radyo ile bütünleştim." dedi.

Karadeniz, şöyle devam etti:

 "Çocukluk yıllarımda radyo ile büyüdüm, gençlik yıllarımda radyo ile hayal gücümü zenginleştirdim, bilgilendim ve güçlendim. Şimdi de özel hayatımda zor bir süreç geçiriyorum ve radyonun iyileştirici gücünü kullanıyorum." 

Zaman zaman radyodaki programlara bağlandığını da anlatan Karadeniz, "Biz gerçekten kocaman bir aileyiz. Sabah kalktığımda ilk radyomun sesini açarım, yalnızlığımı unuturum. Müziğin şifa veren gücünü hissediyorum. Çok şey öğreniyorum. Hayattan kopmamak için radyo yanımda hep var." ifadesini kullandı.

"RADYO DİNLEYEREK STRESİMİ ATIYORUM, ZAMAN GEÇİRİYORUM"

Bekir Ahmet Şahin de 10 yıldır balıkçılıkla uğraştığını, önceden de uzun yolda şoförlük yaptığını söyledi.

İşinden dolayı sürekli radyo dinlediğini belirten Şahin, şöyle devam etti:

"O günden beri radyo dinliyorum. Radyo dinleyerek stresimi atıyorum, zaman geçiriyorum. Radyo benim dostum. Benim için bir arkadaştan daha iyi. Yayına da bağlanıyorum, türkü istiyorum. Dertli türküleri çok seviyorum. Bir taraftan işimi yapıyorum, bir taraftan hayvanlarımı besliyorum, bir taraftan da radyo dinliyorum. Günlerim böyle geçiyor."

Şahin, TRT stüdyosuna ilk kez gittiği ve konuştuğu insanları orada görmenin de kendisini mutlu ettiğini dile getirerek, "Gerçekten radyo ortamı muazzam bir yer. Heyecanlandım ama çok da mutlu oldum." dedi.

Emekli diş hekimi 76 yaşındaki Mehmet Cevahir de televizyon çıktığından beri radyoya ilginin biraz azaldığını aktararak, "Halbuki radyonun yeri bambaşka. Ben radyoyu sürekli dinlerim. Küçük bir radyom var, Türk halk müziği ve sanat müziği dinlemeyi severim. Radyo benim ilk göz ağrım. Yeri bende her zaman farklıdır." ifadesini kullandı.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler