Hz. Ebu Bekir hayatı boyunca Kur'an yörüngeli yaşadı

lk gün­den iti­ba­ren vah­yin ini­şi­ne şa­hit olan Hz. Ebû Be­kir, Ku­r’­ân ha­fı­zı ol­du­ğu gi­bi an­la­mı­na ve içe­ri­ği­ne de va­kıf bi­riy­di. İbn Ke­sîr, Ne­ve­vî, Su­yû­tî gi­bi pek çok âlim onu Efen­di­miz za­ma­nın­da Ku­r’­ân’­ın ta­ma­mı­nı e

Hz. Ebu Bekir hayatı boyunca Kur'an yörüngeli yaşadı
lk gün­den iti­ba­ren vah­yin ini­şi­ne şa­hit olan Hz. Ebû Be­kir, Ku­r’­ân ha­fı­zı ol­du­ğu gi­bi an­la­mı­na ve içe­ri­ği­ne de va­kıf bi­riy­di. İbn Ke­sîr, Ne­ve­vî, Su­yû­tî gi­bi pek çok âlim onu Efen­di­miz za­ma­nın­da Ku­r’­ân’­ın ta­ma­mı­nı ez­ber­le­yen sa­ha­bi­ler ara­sın­da sa­yar­lar.
 
Ku­r’­ân’­ın öğ­re­nil­me­si ve emir­le­ri doğ­rul­tu­sun­da amel edil­me­si­ni is­ter, in­san­la­rı bu yön­de teş­vik eder­di. Bir ko­nuş­ma­sın­da hal­ka şöy­le ses­le­ni­yor­du:
 
“Bu Al­la­h’­ın si­zin için in­zal et­ti­ği ki­tap­tır. Nu­ru sön­dü­rü­le­mez, in­sa­nı hay­ret­te bı­ra­kan hü­küm­le­ri bit­mez. Nu­ru ile ay­dın­la­nın! Söz­le­rin­den is­ti­fa­de edin! Ka­ran­lık gün­de onun ışı­ğı­na baş­vu­run!”
 
Ayet­le­ri za­man za­man Efen­di­miz­den duy­du­ğu bir ha­dis­le tef­sir eder­di. Hal­ka ko­nuş­ma ya­pan Hz. Ebû Be­kir:
 
- Ey in­san­lar siz­ler “Ey iman eden­ler! Siz ken­di­ni­ze ba­­­­kın. Siz­ler doğ­ru yol­da olur­sa­nız de­la­let­te olan ki­şi si­ze za­rar ve­re­mez...” (Mâi­de, 5/105) aye­ti­ni yan­lış de­ğer­len­di­ri­yor­su­nuz. Al­lah Re­sû­lü (s.a.s.): “Bir ka­vim za­li­mi gö­rür­de ona en­gel ol­maz­sa ve­ya yan­lı­şı gör­dü­ğü hal­de onu de­ğiş­tir­mez­se Al­lah ce­za­yı top­lu­mun ge­ne­li­ne ya­yar.” bu­yur­du.
 
Ayet­le­ri tef­sir edi­yor­du
 
Çev­re­sin­de­ki­le­re za­man za­man Ku­r’­ân ayet­le­ri ile il­gi­li so­ru so­rar, son­ra an­la­mı­nı açık­lar­dı. O an­lar­dan bi­ri­ne şa­hit olan Es­ved b. Hi­lâl şöy­le der:
 
“Hz. Ebû Be­kir bir gün ar­ka­daş­la­rı­na:
 
- Şu iki ayet hak­kın­da ne der­si­niz? On­lar­dan bi­rin­ci­si “Rab­bi­miz Al­la­h’­tır de­dik­ten son­ra is­ti­ka­met üze­re olan­la­r…­” (Fus­sı­let, 41/30) aye­ti, ikin­ci­si “İ­man eden ve iman­la­rı­na zu­lüm bu­laş­tır­ma­yan­lar.” (En’­âm, 6/82) aye­ti­dir, de­di. Ar­ka­daş­la­rı:
 
- Bi­rin­ci­de, Rab­bi­miz Al­la­h’­tır de­dik­ten son­ra is­ti­ka­met üze­re ha­ya­tı­na de­vam edip baş­ka bir di­ne dön­me­yen­ler, ikin­ci­de yan­lış­la­rı ile iman­la­rı­na zul­mü ka­rış­tır­ma­yan­lar an­la­tı­lı­yor, de­di­ler. Ha­li­fe:
 
- Aye­te kas­te­di­len­den fark­lı an­lam ve­ri­yor­su­nuz. Bi­rin­ci­de Rab­bi­miz Al­la­h’­tır di­yen, is­ti­ka­met üze­re ha­yat­la­rı­nı sür­dü­ren ve as­la baş­ka bir ila­ha il­ti­fat et­me­yen­ler, ikin­ci­de iman­la­rı­nı şirk ile ka­rış­tır­ma­yan­lar an­la­tı­lı­yor, de­di.
 
Han­gi­miz kö­tü­lük yap­mı­yo­ruz ki?
 
Ku­r’­ân-ı Ke­ri­m’­in tef­si­ri­ni Al­lah Re­sû­lü­’n­den (s.a.s.) öğ­ren­di. Bu­nun için ki­mi za­man sor­du, ki­mi za­man din­le­di, ki­mi za­man bir ola­ya şa­hit ol­du, ki­mi za­man da Efen­di­miz biz­zat ken­di­si öğ­ret­ti. Hz. Ebû Be­kir an­la­tı­yor:
 
“Al­lah Re­sû­lü­’nün (s.a.s.) ya­nın­da bu­lun­du­ğum sı­ra­da “Kim bir kö­tü­lük ya­par­sa on­dan do­la­yı ce­za­lan­dı­rı­lır. Ki­şi onun için Al­la­h’­tan baş­ka ve­li ve yar­dım ede­cek bi­ri­ni bu­la­maz.” (Ni­sâ, 4/122) aye­ti na­zil ol­du. Ba­na dö­nen Al­lah Re­sû­lü (s.a.s.):
 
- Na­zil olan aye­ti sa­na oku­ma­mı is­ter mi­sin, di­ye sor­du.
 
- Evet is­te­rim Ya Re­sû­lal­lah!  de­yin­ce oku­du. Aye­ti duy­du­ğum za­man kor­ku­dan sır­tım san­ki iki­ye ay­rıl­mış gi­bi ol­du. Ayak­ta du­ra­cak ha­lim kal­ma­dı, sen­de­le­me­ye baş­la­dım. Du­ru­mu­mu fark eden Al­lah Re­sû­lü (s.a.s.) be­ni tut­tu:
 
- Ne ol­du ey Ebû Be­kir, di­ye sor­du.
 
- Anam-ba­bam sa­na fe­da ol­sun Ya Re­sû­lal­lah! Han­gi­miz kö­tü­lük yap­mı­yo­ruz ki? Amel­le­ri­miz­den do­la­yı ce­za­la­nır­sak ha­li­miz ni­ce olur, de­dim.
 
Efen­di­miz:
 
- Ey Ebû Be­kir! Sen de mü­min­le­re de dün­ya da iken ce­za­lan­dı­rı­la­cak­sı­nız. Öy­le ki Al­la­h’­a ulaş­tı­ğı­nız­da gü­na­hı­nız kal­ma­ya­cak. Di­ğer­le­ri­nin ce­za­la­rı ise bek­le­ti­lip kı­ya­met gü­nü ve­ri­le­cek, bu­yur­du.” (Tir­mi­zî, Tef­sir, 3039)
 
BiR AYET
 
Ah şu in­san!
 
“İn­san bir sı­kın­tı­ya mâ­ruz ka­lın­ca ge­rek yan ya­tar­ken, ge­rek otu­rur­ken ve­ya ayak­ta iken, bi­ze yal­va­rıp ya­ka­rır. Fa­kat biz sı­kın­tı­sı­nı gi­der­dik mi, san­ki uğ­ra­dı­ğı dert­ten do­la­yı Bi­z’­e yal­va­ran ken­di­si de­ğil­miş gi­bi es­ki ha­li­ne dö­ner. İş­te (ha­yat ser­ma­ye­le­ri­ni bo­şu­na har­ca­yıp) had­di­ni aşan­la­ra, yap­tık­la­rı iş­ler, ken­di­le­ri­ne böy­le süs­len­miş, hoş­la­rı­na git­miş­tir.” (Yu­nus Sû­re­si, 10/12)
 
BiR DUA
 
Benden nimetini esirgeme
 
Al­la­h’­ım! Ko­ru be­ni gü­cü­mün yet­me­di­ğin­den. Sa­na ver­di­ğim sö­ze ve yap­tı­ğım ye­mi­ne bağ­lı kal­ma­ma yar­dım et. İh­san et­ti­ğin her şe­ye kar­şı son­suz şük­re­de­rim. Ben­den ni­me­ti­ni esir­ge­me. Gü­nah­la­rı­mı ka­bul ve iti­raf edi­yo­rum, on­la­rı ba­ğış­la. Gü­na­hın kir­let­tik­le­rin­den be­ni arıt. Sen­sin eze­li ve ebe­di olan, Sen­sin rah­met eden ve ko­ru­yan.
 
AL­TIN ÖĞÜT­LER
 
Ço­cuk­la­rı se­vin ve se­vin­di­rin
 
Bü­yük Al­lah dost­la­rın­dan Ha­cı Bay­ram Ve­li Haz­ret­le­ri bir soh­bet­le­rin­de şöy­le bu­yu­ru­yor:
 
Kü­çük ço­cuk­la­rı se­vi­niz, baş­la­rı­nı ok­şa­yı­nız. On­la­rı se­vin­di­ri­niz ki, Pey­gam­ber Efen­di­mi­z­in em­ri­ni ye­ri­ne ge­tir­miş ola­sı­nız.
Çar­şı­da ve câ­mi av­lu­sun­da bir şey ye­me­yi­niz. Yol or­ta­sın­da dur­ma­yı­nız.Ti­ca­ret er­bâ­bı­nın dük­kân­la­rın­da uzun müd­det otur­ma­yı­nız.
Ölü­mü çok ha­tır­la­yı­nız. Ölüm gel­me­den he­sa­bı­nı­zı ya­pı­nız. Töv­be edi­niz ki, af­fa ka­vu­şa­sı­nız. Dün­ya ga­mın­dan, nef­sin sı­kış­tır­ma­sın­dan ha­fif­le­yip kur­tul­mak is­ti­yor­sa­nız, kab­ris­tan­la­rı sık sık zi­yâ­ret edi­niz.
 
HA­DİS BAH­ÇE­Sİ
 
Ameller, niyetlere göre değer kazanır
 
Pey­gam­ber Efen­di­miz şöy­le bu­yu­ru­yor: “Ya­pı­lan iş­ler ni­yet­le­re gö­re de­ğer­le­nir. Her­kes yap­tı­ğı işin kar­şı­lı­ğı­nı ni­ye­ti­ne gö­re alır.” (Ri­ya­zü­’s-Sa­li­hin, Er­kam Ya­yın­la­rı)
 
Ha­di­sin ver­di­ği me­saj­lar
 
1.Yap­tı­ğı­mız iş­ler­den se­vap ka­za­na­bil­me­miz o iş­le­re iyi ni­yet­le baş­la­ma­mı­za bağ­lı. Bir işi iyi ni­yet­le ya­pan bir kim­se, onun kar­şı­lı­ğı­nı mut­la­ka gö­rür.
 
2.Rab­bi­mi­z’­in rı­za­sı­nı gö­zet­me­den yap­tı­ğı­mız iş­ler­den se­vap el­de edi­le­mez.
 
3.Bir Müs­lü­ma­n’ın ha­yat pren­sip­le­rin­den bi­ri­si de iyi ni­yet ol­ma­lı.

HABERE YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler