Trabzon'da kadınlar pazarında geçen bir ömür
65 yaşındaki Memnune birinci 40 yıldır pazarda bahçesinde yetiştirdiği ürünleri satıyor.
Çalışkanlığı ile bilinen Karadenizli kadınların, toprağın her karışını değerlendirerek ürettikleri sebze ve meyveleri sattığı Trabzon'daki kadınlar pazarında 40 yıldır bahçesinde yetiştirdiği ürünleri getiren Memnune Birinci, böylece eşinin emekli olmasını ve çocuklarının güzel bir geleceğe kavuşmasını sağladı.
Evlerinin domates, salatalık, marul, maydanoz, karalahana, mısır ve pırasa gibi sebze ihtiyaçlarını bahçelerinden temin eden üretici kadınlar, fazla ürünlerini de Ortahisar ilçesine bağlı Kahramanmaraş Caddesi'nde yöre halkının kadınlar pazarı olarak adlandırdığı Trabzon Büyükşehir Belediyesi Perakende Sebze Hali'nde satışa sunuyor.
Pazarın, köylerde üretim yapanlara ayrılan bölümünde satış gerçekleştirenlerden biri de 65 yaşındaki Memnune Birinci. 5 çocuk ve 15 torun sahibi Birinci, Akçaabat ilçesine bağlı Akdamar Mahallesi'ndeki evinin bahçesinde sebze yetiştiriyor.
Mevsime göre, yöre iklimine uygun tüm sebze çeşitlerini yetiştiren Birinci, geçmiş yıllarda haftada 3, 4 kez geldiği pazara sağlık sorunları nedeniyle artık haftada 1 ya da 2 kez gelebiliyor. Bahçesinden topladığı karalahana, maydanoz, marulu bağ haline getiren ve ardından çuval ya da poşete yerleştiren Birinci, evine 20 kilometre mesafedeki pazara ulaşıyor. Birinci, sebzeleri duraktan pazar yerine kadar kendisi ya da oğullarının yardımıyla yaklaşık 500 metre taşıyarak, pazarda yıllardır kullandığı bölümde satışa sunuyor.
"EŞİMİN SİGORTA PRİMİNİ, BURADAN KAZANDIĞIMLA ÖDEDİM VE EMEKLİ ETTİM"
Birinci, sebze üretimini yıllarca eşi ile birlikte yaptığını söyledi. Üç yıl önce vefat eden eşinin, bir süre kahvehanede çalıştığını ancak genellikle bahçe işleriyle uğraştığını anlatan Birinci, şunları dile getirdi:
"O bahçe işlerini yaptı, ben ise pazarda sattım. Evimizin geçimini böyle sağladık ve çocuklarımızı okuttuk. Eşimin sigorta primini, buradan kazandığımla ödedim ve emekli ettim. Bazen sigorta primini yatıracağımız zaman para eksik kalırdı, pazarcı arkadaşlardan ne kadar lazımsa 50, 100 lira borç alırdım, yükümü satınca borcumu öder evime giderdim. Şimdi onun maaşını ben alıyorum."
Birinci, pazarcılığın bereketli bir iş olduğunu dile getirerek, "Buradan kazandığımla ev yaptım, köyde yer aldım. Çocuklarımı evlendirdim. Üç oğluma ev aldım, kızlarıma ise çeyiz yaptım. Allah'a şükür, çok para kazandım ama bunun için hiç durmadan çalıştım. Hem ev hem bağ bahçe hem de pazarda satış yapmak kolay değil ama Allah'ın izniyle hepsini başardık. Eskiden yemeğimi gece pişirirdim, çamaşırları gece yıkardım. Gündüz ise bağ bahçe işlerine koşardım." diye konuştu.
Birinci, yaz kış demeden 40 yıldır pazarda yetiştirdiği sebzeleri sattığını vurgulayarak, artık eski sağlığı olmadığı için hava şartlarına bağlı çalışabildiğini ifade etti.
Gençlere çalışmalarını ve üretmelerini tavsiye eden Birinci, şöyle dedi:
"Çalışmak çok güzel, o zaman insan iyi oluyor. Bir süre durunca, çalışmayınca artık yürüyemiyorum. Zahmetli ama gönlüm 'Çalış' diyor, çalışmayı seviyorum. Çalışırsan paran olur. Çalışmayınca kim para verecek? Hep çalıştım, kimsenin eline bakmadım. Çalıştık, ürettik ama hiçbir şeyin yoksulluğunu çekmedim. Çocuklarım kimsenin elinde gördüğüne, giyindiğine imrenmedi. Hakkıyla, helalinden çalıştık, kazandık çok şükür Allah'ıma. Okur yazarlığım yok ama para hesabından anlarım. Alışverişi, para işlerini beceririm. Gençlerimizin çalışmadığını görünce üzülüyorum. Çalışana iş çok, mutlaka çalışsınlar."