Libya'nın Trablus kenti yakınlarında çalıştığı inşaatta vinç üzerinde keskin nişancı kurşunu ile öldürülen Trabzonlu işçi Yunus Emre Çelik'in, öldürülmeden bir gün önce Trabzon'daki çocukluk arkadaşı İsmail Akbulut ile yaptığı MSN görüşmesinin kayıtlarına ulaşıldı.

İsmail Akbulut'un, "Akraba nasılsın? Keyifler nasıl? Duyduğuma göre orada rehin kalmışsınız" diye sorması üzerine Yunus Emre Çelik, "Durumlar bozuk, burada kaldık, gelemiyoruz" diye cevap vermiş. Çelik, Akbulut ile MSN görüşmesinde sniperlerın adam öldürmesinden Libya'nın içinde bulunduğu duruma kadar her konuda detaylı bilgi vermiş. Bir savaşın içinde olduklarını belirten Çelik'in yaşadığı stres ve tedirginliğin de yazışmalarına yansıdığı görülüyor.

İŞTE AKBULUT VE ÇELİK ARASINDAKİ MSN GÖRÜŞMELERİ:

Akbulut: Uçak göndermişler, alamamış sizi galiba.

Çelik: Bizim buraya değil, başka yere gönderdiler.

Akbulut: Nereye gönderdiler?

Çelik: Buraya uçak filan göndermiyorlar. Burada herkes perişan.

Akbulut: Sizde durumlar ne?

Çelik: Olaylar tam başlamadı ama eli kulağında. Dün gece şantiyeyi kurşunlamışlar. Kampta bir şey yok. İşe çıkmıyoruz.

Akbulut: Kim kurşunladı? Kaddafi'nin adamları mı?

Çelik: Kim olduklarını bilmiyorum. Kaddafi'nin adamları değildir herhalde. İsyancılar olabilir. Yabancıları vuruyorlar.

Akbulut: Kötü ya Kaddafi açıklama yapmış, 'İsrail ajanları bizi bölmeye uğraşıyor, içinde Türkler de var' diye.

Çelik: Bir Türk yakalamışlar casus, o yüzden biz de tehlikedeyiz. Her şey kötü.

Çelik: Darbe yaşıyoruz akraba, 80'i göremedik ama 2011'de darbenin içindeyiz valla.

Akbulut: Akraba onlar alışmış dikta ile yönetilmeye. Kaddafi gider, başkası gelir. 40 senede gelen yer.

Çelik: Öyle görünüyor ama gideceği yok. Kaddafi'nin Afrika'dan adamlar gelmiş, snıperler yüksek evlerin çatısında. Şüpheli gördüklerini öldürüyorlar.

Akbulut: Çok sivil öldürmüşler. Bir bitse de.

Çelik: Tam bir savaş var kanka, geceleri özellikle.

Akbulut:Sağ salim dönseniz oradan.

Çelik: Silah sesleri inliyor şehirde. Haberlerde buraya (Trablusgarp bölgesi) sıçramamış diyorlar ama öyle değil. Bugün belli olacak şirketle bakalım ne olur? Gemi geliyormuş diyorlar, inşallah döneriz. Biri bir yalan konuşuyor, herkes inanıyor. ne bileyim karışık durumlar akraba.

Akbulut: Hayırlısı akraba. Konsoloslukla temasınız var mı?

Çelik: Amin. vardır herhalde. Şirketin önceliği Bingazi'de 3 bin kişi mahsur kalmış. Yemek içmek yok, tuvalet yokmuş. Araklı'dan çocuk var orada, ağlıyor. Valla biz de öyle olmaktan korkuyoruz. Burası Kaddafi'nin en büyük destekçilerinin olduğu yer. Burada çok kan akar. Adamlar buraya geliyorlarmış Kaddafi'yi almaya. Bakalım, bekliyoruz işte. Hadi kendine iyi bak. Görüşürüz akraba.

Akbulut: Akraba, akraba. Sen de kendine iyi bak. Dikkat et.