'Utancın' mimarı polismiş
14 yaşında Ö.C.’nin, 34 kişinin karıştığı bir cinsel istismara maruz kalması lekesini Sakarya’nın alnına ilk süren kim miydi? Olaydan sonra gözaltına alınıp, serbest bırakılan ve ertesi gün firar eden Sakarya Emniyet Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler M
14 yaşında Ö.C.’nin, 34 kişinin karıştığı bir cinsel istismara maruz kalması lekesini Sakarya’nın alnına ilk süren kim miydi? Olaydan sonra gözaltına alınıp, serbest bırakılan ve ertesi gün firar eden Sakarya Emniyet Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü N.Ş... Çünkü Ö.C.’yi istismar eden ilk kişi oydu. Devletin güvenlik için tahsis ettiği bilgisayarı kullanarak Ö.C.’yle tanıştı. Adını ve mesleğini farklı söyleyerek, kendisinden 29 yaş küçük olan, henüz 14’ündeki Ö.C.’yle buluştu. Küçük kıza telefon hattı verdi; çeşitli evlerde birlikte oldu. Polis N.Ş.’in açtığı utanç kapısından 26 ‘çocuk’ girdi. Önce Ö.C.’nin yaşıtı olan arkadaşları, Ö.C. ile birlikte olup o anı kamerayla zorla kaydedenler ve bu kaydı izleyenler... Derken, utanç katlanarak büyüdü. N.Ş.’nin, tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldığı için yurtdışına kaçtığı davada, utanç hanesine yeni çizikler atıldı: 19 tutuklu sanık tahliye edildi ve yayın yasağı getirildi.
Ö.C.’nin, kurbanı olduğu cinsel istismar skandalına ilişkin ilk ihbar, 21 Şubat 2012’de, yani aslında çok erken bir tarihte geldi. Birkaç işlemden öteye gidilmedi. İkinci ihbar 10 Mayıs’ta geldi. Ö.C.’nin arkadaşı olduğunu söyleyen kişi, korkunç bilgiler veriyordu. İddiaya göre Ö.C. ile birlikte olan kişi ilişki sırasında fotoğraflarını çekmişti. Görüntüleri paylaşıp Ö.C. ile zorla birlikte oluyorlardı. İhbarcı, Ö.C.’ye “Polise git” demişti. Fakat Ö.C., “Gidemem. Çünkü teknik direktör olarak tanıdığım kişi, aslında Sakarya Emniyet Müdürü’ymüş. Korkuyorum” dedi.
Kendisini Selcan diye tanıttı
Peki 43 yaşındaki N.Ş. ile 14 yaşındaki Ö.C.’nin ne işi olabilirdi? Ö.C.’nin iddiasına göre, N.Ş.’nin Şubat 2011’de internette bir müzik indirme sitesinde mesaj atmasıyla tanıştılar. N.Ş., kendini ‘ futbol menejeri Selcan Türkoğlu’ diye tanıttı. İstanbul ’da yaşadığını söyledi. Facebook ’ta yazışmaya başladılar. Önce bir büroda buluştular. Büronun sahibi N.M.B., anahtarı bir günlüğüne N.Ş.’ye verdiğini kabul ediyordu. Ö.C. ile N.Ş. daha sonra bir evde buluştular. Bu arada, babasının ‘çok mesajlaştığı’ için el koyması sonrası Ö.C., N.Ş.’den yeni hat istedi. O da A.T. adına kayıtlı hattı verdi. Görüşmeye devam ettiler. 2011’nin yaz aylarında 10 kez Serdivan Mahallesi’ndeki bir evde buluştular. Bu ev, polis E.T.’ye aitti. E.T., olay ortaya çıktığında 2011’de rapor alıp şehirden ayrıldığını, anahtarı da N.Ş.’ye teslim ettiğini ifade etti. Okullar açıldıktan sonra Ö.C., istemediği halde polis N.Ş.’nin ısrarıyla Yeni Cami’deki bir eve gitti. Bu ev ise S.T.’ye aitti. O da N.Ş.’yi tanıyordu.
Görüntüler dolaştı
N.Ş. olaydan sonra alınan ifadesinde ‘Selcan Türkoğlu’ adını kullandığını, İstanbullu bir menejer olarak kendisini tanıttığı iddiasını reddetmiyordu. Ö.C. ile internette tanışıp buluştuğunu, polis E.T.’nin evine gittiklerini doğruluyordu. Fakat, “Arkadaşımın faturalarına bakacaktım, Ö. de tuvalete gidecekti” diye açıklıyordu. Aralarında cinsel temasın olmadığını, 18 yaşından küçük olduğunu öğrenince ilişkisini kademeli olarak kestiğini söylüyordu. Ancak savcı Kamil Erkut Güre’nin tespitleri çok farklıydı. Savcıya göre Ö.C., ilk kez komiser N.Ş. tarafından istismar edilmişti ve ardından da birden çok kez istismarına ve tacizine uğramıştı. İstismarın okul çevresinde duyulması sonrası Ö.C., artık erkek yaşıtları için de kurban halini almıştı. Ö.C. Ocak 2012’den Mayıs 2012’ye kadarki beş ayda çoğu 15 ile 18 yaşındaki, suça sürüklenen 26 çocuğun değişik biçimlerde istismarına uğradı. Bir keresinde 4 ‘çocuk’ tarafından istismar edildi, sonra da ilişki sırasında görüntüleri çekildi. Görüntüler başkalarına izletildi; o ‘başkaları’ da Ö.C. ile birlikte oldu. O ‘çocuklardan’ bir kısmı cinsel ilişkiyi kabul etti ve rızaya dayalı olarak yaptıklarını söyledi. ÖC. de rızayla birlikte olduğunu söyleyip şikâyette bulunmadı. Savcı Güre, zorla çekilen görüntülerinin erkekler arasında yayılması üzerine, ‘tehdit ve baskı altında, ailesinin de haberdar olmaması nedeniyle, duyulmasını engellemek için cinsel ilişkiye girmek zorunda kaldığını’ savunuyordu.
Operasyon 8 Haziran’da başladığında gözaltına alınan N.Ş., tutuklanması için sevk edildiği mahkemece serbest bırakıldı.
Savcı itiraz etti ama
Savcılık, itiraz etti ama çok geçti. N.Ş. yurt dışına çıkmıştı. Böylece Ö.C. davası, 8’iyetişkin, 26’sı çocuk, 34 sanıklı ‘utanç davası’na dönüştü. Üç ayrı iddianameye göre; toplam 27 sanık; ‘çocuğun cinsel istismarı, cebir yoluyla cinsel saldırı, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, özel görüntü ve sesleri ifşa etme’ ile 7 yetişkin sanık da ‘ cinsel istismar için yer temini’ iddiasıyla suçlandı. 19 tutuklu sanığın tutuklu olduğu davanın ilk duruşması, önceki gün görüldü. Ve mahkeme 19 sanığı tahliye etti.
Polisin suç ortakları var
Davanın önceki günkü duruşmasında Avukat Müşir Deliduman, polis N.Ş.’nin serbest bırakılması ve firarıyla ilgili olardak Sakarya Valisi ve polisi sorgulayan hâkim hakkında suç duyurusunda bulundu. Deliduman, şunları söyledi: “Vali Bey, yeterli tahkikatın yapılmasını sağlamadan, önlemler almadan salıverilmesine sebep oldu. Sorgu hâkimi ise elde yeterli delil olduğu halde tutuklamadan salıverdi. Aynı zamanda HSYK’dan soruşturmanın genişletimesi ve derinleşmesini talep ettik. Çünkü sanık çocukların Ö.C’yi istismarları haricinde, asıl olaya karışan polisler ve o polislerin etrafındaki ilişkiler ağı çok önemli. Yani bu polisin yurtdışına kaçmasına yardım eden suç ortakları olduğu yönünde bir düşüncemiz var. Bu da yaşanan olayların çapını çok daha genişleten bir şey.”