Hainlerin karanlığa çevirmek istediği milletin ise 10 saat içinde aydınlığa kavuşturduğu 15 Temmuz akşamından bu yana tam 1 yıl geçti..
FETÖ alçaklarının darbe hevesleri kursaklarında kaldı
Eline bayrağını alan bu millet o akşam hem vatanına hem namusuna hem de yarınlarına nasıl sahip çıkacağını tüm dünyaya gösterdi.
Tanklara kafa tutan, uçaklardan korkmayan, bombalardan kaçmayan bu halk nasıl destan yazılacağını tarihin derin sayfalarına işledi..
Şehitler verdik, gazilerimiz var, acılarımız derin..
Ateş elbet düştüğü yeri yakıyor..
Ama herkes bilsin ki bu ateş eğer o akşam sönmeseydi hainlerin planı işleseydi bugün ne ben bu satıları yazıyor olacaktım ne de siz okuyacaktınız..
Allah’a çok şükür ki teslim olmadık, çok şükür li kirli oyunları bozduk..
2007 yılından beri FETÖ ile başladığım kavganın nasıl mahkemelere taşındığını, nasıl mağdur edildiğimi ve ne büyük haksızlıklara uğradığımı beni tanıyanlar çok iyi bilir..
Ne yazık ki bu tehlikenin nasıl büyük bir tehlike olduğunu bu yapının nasıl kirli-şerefsiz ve ihanetçi olduğunu anlaması gereken insanlar anlayamadı..
Yazdık-çizdik-sesimizi yükselttik ama olmadı..
FETÖ’nün çirkin yüzü, beyin takımından halen ABD’de kaçak yaşayan Aden Yavuz Arslan ve onun ekibi ile olan davam hala devam ediyor..
15 Temmuz akşamı ben ve benim gibi bu hainlerle mücadele eden insanları haklı çıkardı..
Keşke herşey daha başından anlaşılmış olsa keşke 15 Temmuz yaşanmasa bu kadar insan hayatını kaybedip mağdur olmasaydı.
Ülkemizde aklı-başında bir çok akademisyen-siyasetçi-gazeteci-yazar-güvenlik görevlileri zamanında bu kirli yapı konusunda büyük hassasiyet gösterip ciddi uyarılarda bulundu..
Hayatlarını kaybedenler oldu!
Canları yananlar oldu..
Çok büyük haksızlıklar yaşandı..
Ama şimdi-artık öyle-oldu böyle-oldu deme zamanı değil..
Şimdi zaman 15 Temmuz’u iyi anlama, iyi anlatma zamanı..
Unutmadan-unutturmadan..
Hepimizin aynı gemide aynı tavanın balıkları olduğunu aklımızdan çıkarmayalım..
Gemi batarsa hepimiz batarız!
15 Temmuz’dan önce çıkaramadığımız dersi 15 Temmuz sonrası çıkartmak artık hata ve yanlış yapmamamız gerek..
Devletin en kilit yerlerine liyakatli, şerefli, onurlu insanları yerleştirmemiz gerek..
Vicdan ve cüzdan arasında sıkışmayan haysiyet sahibi karakterli insanlara ihtiyacımız var..
Bırakın insanların hangi cemaate, hangi tarikata, hangi takıma ve hangi görüşe bağlı olduğunu..
Kalbi temiz mi, yürekli mi, erdem li mi ona bakalım..
Önce Allah korkusu olacak insanın..
Eğer kul korkusu Allah korkusunun önüne geçmişse işte o zaman vay halimize..
Şehitlerimizin şehadetlerine sahip çıkmak lafta-sloganla-alkışla olmuyor..
Hepimizin elini taşın altına sokması şart..
Bu ülkenin bağırsakları mutlaka temizlenmeli..
Yargıya olan güvenimizi korumalı, devletimize sahip çıkmalıyız..
Çocuklarımızın daha huzurlu daha güvenli bir Türkiye’de yaşaması bize bağlı..
Yeter ki 15 Temmuz ruhunu kaybetmeyelim!
FETÖ alçaklarının darbe hevesleri kursaklarında kaldı
Eline bayrağını alan bu millet o akşam hem vatanına hem namusuna hem de yarınlarına nasıl sahip çıkacağını tüm dünyaya gösterdi.
Tanklara kafa tutan, uçaklardan korkmayan, bombalardan kaçmayan bu halk nasıl destan yazılacağını tarihin derin sayfalarına işledi..
Şehitler verdik, gazilerimiz var, acılarımız derin..
Ateş elbet düştüğü yeri yakıyor..
Ama herkes bilsin ki bu ateş eğer o akşam sönmeseydi hainlerin planı işleseydi bugün ne ben bu satıları yazıyor olacaktım ne de siz okuyacaktınız..
Allah’a çok şükür ki teslim olmadık, çok şükür li kirli oyunları bozduk..
2007 yılından beri FETÖ ile başladığım kavganın nasıl mahkemelere taşındığını, nasıl mağdur edildiğimi ve ne büyük haksızlıklara uğradığımı beni tanıyanlar çok iyi bilir..
Ne yazık ki bu tehlikenin nasıl büyük bir tehlike olduğunu bu yapının nasıl kirli-şerefsiz ve ihanetçi olduğunu anlaması gereken insanlar anlayamadı..
Yazdık-çizdik-sesimizi yükselttik ama olmadı..
FETÖ’nün çirkin yüzü, beyin takımından halen ABD’de kaçak yaşayan Aden Yavuz Arslan ve onun ekibi ile olan davam hala devam ediyor..
15 Temmuz akşamı ben ve benim gibi bu hainlerle mücadele eden insanları haklı çıkardı..
Keşke herşey daha başından anlaşılmış olsa keşke 15 Temmuz yaşanmasa bu kadar insan hayatını kaybedip mağdur olmasaydı.
Ülkemizde aklı-başında bir çok akademisyen-siyasetçi-gazeteci-yazar-güvenlik görevlileri zamanında bu kirli yapı konusunda büyük hassasiyet gösterip ciddi uyarılarda bulundu..
Hayatlarını kaybedenler oldu!
Canları yananlar oldu..
Çok büyük haksızlıklar yaşandı..
Ama şimdi-artık öyle-oldu böyle-oldu deme zamanı değil..
Şimdi zaman 15 Temmuz’u iyi anlama, iyi anlatma zamanı..
Unutmadan-unutturmadan..
Hepimizin aynı gemide aynı tavanın balıkları olduğunu aklımızdan çıkarmayalım..
Gemi batarsa hepimiz batarız!
15 Temmuz’dan önce çıkaramadığımız dersi 15 Temmuz sonrası çıkartmak artık hata ve yanlış yapmamamız gerek..
Devletin en kilit yerlerine liyakatli, şerefli, onurlu insanları yerleştirmemiz gerek..
Vicdan ve cüzdan arasında sıkışmayan haysiyet sahibi karakterli insanlara ihtiyacımız var..
Bırakın insanların hangi cemaate, hangi tarikata, hangi takıma ve hangi görüşe bağlı olduğunu..
Kalbi temiz mi, yürekli mi, erdem li mi ona bakalım..
Önce Allah korkusu olacak insanın..
Eğer kul korkusu Allah korkusunun önüne geçmişse işte o zaman vay halimize..
Şehitlerimizin şehadetlerine sahip çıkmak lafta-sloganla-alkışla olmuyor..
Hepimizin elini taşın altına sokması şart..
Bu ülkenin bağırsakları mutlaka temizlenmeli..
Yargıya olan güvenimizi korumalı, devletimize sahip çıkmalıyız..
Çocuklarımızın daha huzurlu daha güvenli bir Türkiye’de yaşaması bize bağlı..
Yeter ki 15 Temmuz ruhunu kaybetmeyelim!