Trabzonspor’da şuan tek sorun Yusuf Erdoğan görünüyor!!! Ben değil başkan söylüyor! Şöyle diyor: “ Yusuf’u bedava vermeyiz. Ya sözleşmesini uzatırız öyle satarız ya da sözleşmesini uzatıp kiraya verebiliriz.” Başka sorun yok!!! “Yusuf Erdoğan’ı bedava vermeyiz ama, satırız ya da kiraya verirsek Trabzonspor’daki tüm sorunlar bitir!!!” Bundan başka bir anlam çıkar mı?
Dilimizde tüy bitti! Trabzonspor’un dünya kadar borcu var. Evet, hemen her kulübün borcu var ama planları da var. Fenerbahçe, Başiktaş, Galatasaray, Başakşehir iyi transferler yapıyor ancak futbolcu da satıyorlar!!! Trabzonspor ise tek oyuncu satamadığı son birkaç yıldır topladığı “dünya yıldızları”nı, ya bedava bırakıyor ya da üstüne para vererek gönderiyor!!!
Ama yok illa da Yusuf Erdoğan!!! “Bedava vermeyiz haaa…” Bedava isteyen varmış gibi… Trabzonspor aylardır kendi çalışanlarının maaşlarını ödeyemiyor, başkan paldur küldür transfer peşinde koşuyor! Orta saha ile sol kenarda biriken birbirinin kopyası oyuncularla bu takım ne yapacak belirsiz! Ama hala kocaman kocaman laflar.. Hala taraftarı boş hayaller peşinde koşturma…
“FALANLA ANLAŞTIK, FİLAN GELİYOR!”
Trabzonspor’da bir halkla ilişkiler karmaşası var! Daha doğrusu Trabzonspor’u takip eden gazeteciler halkla ilişkiler sorumlusu gibi çalıştırılmak isteniyor. Belki de kendileri buna teşne oluyorlar!
Şöyle: Trabzonspor’u kampta takip eden gazeteciler illa da merkezlerine her gün haber hatta birkaç haber geçmek zorunda hissediyor kendilerini!!! Her gün rutin haberler kesmiyor merkezleri… Merkezler flaş haber istiyorlar!
Öyle ise al sana haber “Trabzonspor kesin olarak Serdar Taşçı ile anlaştı”, “ Medel iki gün sonra Trabzonspor kampında…” , “ Januzai ile her konuda anlaşma tamam!”, “ Nani yolda”, “ Visca da sorun yok”, “ Sosa bavulunu topluyor.”
Trabzonspor’u takip eden gazeteciler bunları kendileri uydurmuyor ancak, uyduranlara alet oluyorlar! Bir de kamp döneminde bile idmanlar basına yasak olunca ne kadar yalan, uydurma transfer haberi varsa anında Türkiye’ye Trabzon’a servis ediliyor. Sonrasında ise “sözde” yöneticinin bahanesi hazır “ Efendim biz oyuncu ile anlaştık ama, kulübü pürüz çıkardı” Yok yahu? O kadar basit ha…
Bence gazeteciler bunlara alet olmamalı… Haber mutlaka vardır ama, diyelim haber yok. O zaman araştırma haber yapılacak. Bunu da yapamazlarsa o zaman bu yalanları üfürenleri ifşa edecekler! Haa diyeceksiniz ki bunu yapanı kampta tutarlar mı? Vallahi ben böyle yapardım, beni kamptan kovacak yönetici de henüz doğmadı derdim!!!
AKYAZI NİYE KAPALI?
Yaz dönemi gurbetçiler memleketlerinde… Sadece yurt dışından değil yurt içinden de memleket hasreti gidermeye gelenlerin sayısı çok fazla… Bunların bir de Trabzonspor aidiyeti varsa, hazır gelmişken yeni stadyumu yani Akyazı Şenol Güneş Spor Kompleksi’ni görme istekleri de var! Var ama yeni stadyumu görmek için içeriye nasıl girecekler? Veya Hüseyin Avni Aker’i bir veda busesi adına son bir kez daha görmek isterlerse ne yapacaklar?
Hiçbir şey yapamazlar! Ne Şenol Güneş Spor Kompleksi’ne girebilirler, ne Hüseyin Avni Aker’e… Taze ve canlı bir örnek: Yeğenim Mustafa tatil için İstanbul’dan geldi. Çoluk çocuğu ile önce Şenol Güneş Stadyumu’nun önüne gitti. Amacı içeri girip stadyumu yerinde görmek! Değil stadın içine girmek henüz kapıya bile yaklaştırılmadı. Nedeni tek kelime ile ifade edildi: “Yassak!!!” Bir sürü tartışma ve telefon trafiğinden sonuç çıkmadı. Bu defa Hüseyin Avni Aker’in yolunu tuttular. Yine aynı kelime “ Yassak!!!”
Bu herkes için böyle… Sadece taraftar için değil gazeteciler için de “yasak” kelimesi geçerli… Akyazı Şenol Güneş Spor Kompleksi’ne sadece maç anında girebilirsiniz!!!
Halbuki dünyanın çoğu yerinde büyük kulüpler statlarını ücret karşılığında taraftara açıyorlar. Hatta rehber veriyorlar. Geçmişte Barcelona, Real Madrid gibi kulüpler teknik direktörlerini bile zaman zaman taraftarlarını karşılamak için görevlendiriyorlardı. hiçbir kompleks yapmadan, son derece doğal şekilde…
Meteliğe kurşun atan ama buna rağmen transfer peşinde koşan Trabzonspor, neden kendi yeni ve eski stadyumlarını ücret karşılığında taraftarına açmaz ki? Neden halkla ilişkilerden habersiz, bildiği tek kelime “ Yassak”” olanlar buralarda bekçi gibi görevlendirilir ki? Görevli çalışanları suçlamak için değil bu yazdıklarım. Trabzonspor’un vizyonu bu mu olmalı? Yok mu Trabzonspor’da bu sorulara cevap verecek biri? Ne dersin sevgili Ahmet Çubukçu? Bu soruları kime soralım?
KALDI 3 NALLA BİR AT!
Trabzonspor MP Basketbol takımı yeni koçuna kavuşmuş! Yani teknik adamını bulmuş!!! Bulmuş da ortada bir takım yok ki! Demek ki Trabzonspor MP basketbol takımı için bundan sonra 3 nalla bir at bulmaya geldi sıra…
BİRAZ İZİN!
Değerli okurlarım, özellikle haber61tv’de bir süreliğine olamayacağım. Yazılarıma ise aksilik olmazsa devam edeceğim. Bir süre kafamı dinlemek istiyorum. Şimdilik hoşçakalın…
Dilimizde tüy bitti! Trabzonspor’un dünya kadar borcu var. Evet, hemen her kulübün borcu var ama planları da var. Fenerbahçe, Başiktaş, Galatasaray, Başakşehir iyi transferler yapıyor ancak futbolcu da satıyorlar!!! Trabzonspor ise tek oyuncu satamadığı son birkaç yıldır topladığı “dünya yıldızları”nı, ya bedava bırakıyor ya da üstüne para vererek gönderiyor!!!
Ama yok illa da Yusuf Erdoğan!!! “Bedava vermeyiz haaa…” Bedava isteyen varmış gibi… Trabzonspor aylardır kendi çalışanlarının maaşlarını ödeyemiyor, başkan paldur küldür transfer peşinde koşuyor! Orta saha ile sol kenarda biriken birbirinin kopyası oyuncularla bu takım ne yapacak belirsiz! Ama hala kocaman kocaman laflar.. Hala taraftarı boş hayaller peşinde koşturma…
“FALANLA ANLAŞTIK, FİLAN GELİYOR!”
Trabzonspor’da bir halkla ilişkiler karmaşası var! Daha doğrusu Trabzonspor’u takip eden gazeteciler halkla ilişkiler sorumlusu gibi çalıştırılmak isteniyor. Belki de kendileri buna teşne oluyorlar!
Şöyle: Trabzonspor’u kampta takip eden gazeteciler illa da merkezlerine her gün haber hatta birkaç haber geçmek zorunda hissediyor kendilerini!!! Her gün rutin haberler kesmiyor merkezleri… Merkezler flaş haber istiyorlar!
Öyle ise al sana haber “Trabzonspor kesin olarak Serdar Taşçı ile anlaştı”, “ Medel iki gün sonra Trabzonspor kampında…” , “ Januzai ile her konuda anlaşma tamam!”, “ Nani yolda”, “ Visca da sorun yok”, “ Sosa bavulunu topluyor.”
Trabzonspor’u takip eden gazeteciler bunları kendileri uydurmuyor ancak, uyduranlara alet oluyorlar! Bir de kamp döneminde bile idmanlar basına yasak olunca ne kadar yalan, uydurma transfer haberi varsa anında Türkiye’ye Trabzon’a servis ediliyor. Sonrasında ise “sözde” yöneticinin bahanesi hazır “ Efendim biz oyuncu ile anlaştık ama, kulübü pürüz çıkardı” Yok yahu? O kadar basit ha…
Bence gazeteciler bunlara alet olmamalı… Haber mutlaka vardır ama, diyelim haber yok. O zaman araştırma haber yapılacak. Bunu da yapamazlarsa o zaman bu yalanları üfürenleri ifşa edecekler! Haa diyeceksiniz ki bunu yapanı kampta tutarlar mı? Vallahi ben böyle yapardım, beni kamptan kovacak yönetici de henüz doğmadı derdim!!!
AKYAZI NİYE KAPALI?
Yaz dönemi gurbetçiler memleketlerinde… Sadece yurt dışından değil yurt içinden de memleket hasreti gidermeye gelenlerin sayısı çok fazla… Bunların bir de Trabzonspor aidiyeti varsa, hazır gelmişken yeni stadyumu yani Akyazı Şenol Güneş Spor Kompleksi’ni görme istekleri de var! Var ama yeni stadyumu görmek için içeriye nasıl girecekler? Veya Hüseyin Avni Aker’i bir veda busesi adına son bir kez daha görmek isterlerse ne yapacaklar?
Hiçbir şey yapamazlar! Ne Şenol Güneş Spor Kompleksi’ne girebilirler, ne Hüseyin Avni Aker’e… Taze ve canlı bir örnek: Yeğenim Mustafa tatil için İstanbul’dan geldi. Çoluk çocuğu ile önce Şenol Güneş Stadyumu’nun önüne gitti. Amacı içeri girip stadyumu yerinde görmek! Değil stadın içine girmek henüz kapıya bile yaklaştırılmadı. Nedeni tek kelime ile ifade edildi: “Yassak!!!” Bir sürü tartışma ve telefon trafiğinden sonuç çıkmadı. Bu defa Hüseyin Avni Aker’in yolunu tuttular. Yine aynı kelime “ Yassak!!!”
Bu herkes için böyle… Sadece taraftar için değil gazeteciler için de “yasak” kelimesi geçerli… Akyazı Şenol Güneş Spor Kompleksi’ne sadece maç anında girebilirsiniz!!!
Halbuki dünyanın çoğu yerinde büyük kulüpler statlarını ücret karşılığında taraftara açıyorlar. Hatta rehber veriyorlar. Geçmişte Barcelona, Real Madrid gibi kulüpler teknik direktörlerini bile zaman zaman taraftarlarını karşılamak için görevlendiriyorlardı. hiçbir kompleks yapmadan, son derece doğal şekilde…
Meteliğe kurşun atan ama buna rağmen transfer peşinde koşan Trabzonspor, neden kendi yeni ve eski stadyumlarını ücret karşılığında taraftarına açmaz ki? Neden halkla ilişkilerden habersiz, bildiği tek kelime “ Yassak”” olanlar buralarda bekçi gibi görevlendirilir ki? Görevli çalışanları suçlamak için değil bu yazdıklarım. Trabzonspor’un vizyonu bu mu olmalı? Yok mu Trabzonspor’da bu sorulara cevap verecek biri? Ne dersin sevgili Ahmet Çubukçu? Bu soruları kime soralım?
KALDI 3 NALLA BİR AT!
Trabzonspor MP Basketbol takımı yeni koçuna kavuşmuş! Yani teknik adamını bulmuş!!! Bulmuş da ortada bir takım yok ki! Demek ki Trabzonspor MP basketbol takımı için bundan sonra 3 nalla bir at bulmaya geldi sıra…
BİRAZ İZİN!
Değerli okurlarım, özellikle haber61tv’de bir süreliğine olamayacağım. Yazılarıma ise aksilik olmazsa devam edeceğim. Bir süre kafamı dinlemek istiyorum. Şimdilik hoşçakalın…