Turgay Beşyıldız
Apoletleri sökmek!
Dün Giresunspor’un, Konyaspor önünde verdiği mücadele anlayışını gördükten sonra, bu oyunda kasıtlı olmasa da şunu bekliyor insan; her takım başka rakipleri önünde de Trabzonspor’a karşı oynadığı gibi tam konsantre oynasa!
Yarım asır önceki ikinci lig de şampiyonluğu iki kez çalınan, birinci ve süper lig dönemlerinde de dört kez olmak üzere, toplam altı kez şampiyonluğu sahanın ortasına duasız gömülen bordo mavili takımı! sanki kıyamete kadar şampiyon yapmamak için her türlü oynayanların platformundayız!
Gece yarısı sabaha kadar kar yağan, sabah ile yerlerde bir damla kar olmayıp soğuk ama güneşin pırıl pırıl aydınlattığı bir kentin, soluksuz beklediği önündeki iki haftanın ilk çetin randevusunda lig lideri, maç öncesi tahminleri gibi son haftaların çıkıştaki takımını zor, hem de çok zor yendi.
Sakat olan Marek ve Koita’nın ev sahibinde, Trodsen ve Hüseyin de maç kadrosunda olmayanlardı. Bruma ve cezalı Donk’un olmadığı konuk ekip içinde, öncesi sıkıntılı bir maçtı bu 90 dakika!
*
Oyunun hemen başında Dorukan’ın pasına nefis vuran Bosnalı Visca, topu üst direğin içini öperek maçın tek golünü kargo yapıp üç puanlık haneye gönderdi.
İlk yarıda Kasımpaşa’nın üç net gol pozisyonuna karşı, bordo mavili ekibin özellikle; Ömür, Cornelius, Peres, Hugo ve Nwakaeme gibi isimlerle kaçırdıkları, Trabzon kırsalında kapalı bir eylül gecesi; uzun sopalı ucu, ağla kaplı torun altına sıkışmış bir bıldırcını, elinden kaçırmak gibiydi!
Sami Uğurlu Hoca’nın talebeleri; Trabzon’a bir puana değil, resmen üç puana gelmişler. Adam gibi oynadılar, açık oynadılar, cesaretli oynadılar, atak oynadılar. İyi kapandılar, iyi açıldılar. Hücumda çok iyi çoğaldılar. Rakibin alanını iyi daralttılar. Futbolu bu ligdeki bazı takımlar gibi çirkinleştirmeden oynadılar! Konuk ekibin öyle kanat kombinasyonları oldu ki; for hatlarını dört hücum oyuncusuyla çok gördüm. İşte bunun adı; gemileri yakmaktı!
İki takımda hücuma ağırlık verince, her ikisi de defans bloklarında gedik verdi. Karşılaşmanın futbol adına seyir zevki çok arttı. Kasımpaşa’nın çekinmeden lidere saldırması, oyunu güzelleştirdi. Bunu yapmak zorundaydı. Çünkü; yenilirse küme potasına tam girecekti.
İkili mücadelelerde, pas trafiğinde, topa daha çok sahip olmada, İstanbul ekibi neredeyse Trabzonspor ile aynı oranlara eşitti. Ben bunu biraz da liderin öz güvenini kayıp etme, etmeme stresine bağladım.
*
İkinci 45 dakikada Ahmet Emin’in yerine oyuna giren Eysseric’in, nefis şutunun ev sahibinin kale direğinden geri gelmesi, kaderin bir lütfü olsa gerek!
Yine bu oyuncunun; bir pozisyonda Peres ile arasında geçen sıkıntı neticesinde lacivert beyazlı takımı on kişi bırakması, onlar adına talihsizlikti. Çünkü Bruno Peres’de ikinci sarıdan kırmızıyı görmüştü, karşılaşmanın son 15 dakikasına girildiğinde…
Ayrıca misafir takımın kulübesinden teknik adamları Sami Uğurlu ve takımın malzemecisi de, orta hakem Zorbay Küçük’ün arka cebindeki kırmızı renkten nasibine düşeni alanlar oldu.
Bordo mavili ekip, aslında bu gece öldü öldü dirildi. Tabiri caizse, futbolda bir ironi vardır; Cenaze yıkadı!
Pek de gününde olmayan Nwakaeme’nin yanı sıra, Ömür, Dorukhan, Cornelius ve Visca, yerlerini ilerleyen sürelerde, Yusuf Erdoğan, Serkan, Djaniny Tavares, Bakasetas ve Berat’a bıraktı. Hazır Berat demişken; eğer böyle limanlarda ki yük vinçleri gibi oynamaya devam ederse, işi bu takımda çok ama çok zor. Formayı bizim İdris Reis’in kayığındaki dürbünü ile arar.
Üç puanlı Laz böreği tepsisinin, pudrasız son kremalı dilimine gelince; Kasımpaşa takımını alkışlıyorum. Trabzonspor’a kök söktürdü. Bana göre bu sezon Medıcal Park’ta ev sahibi en çok zorlayan, evini, bağını, bahçesini ona dar eden! üç takım sayılsa, banko biri oldu dersem sanırım katılırsınız.
Son Galatasaray maçını Abdullah Avcı almıştı. Bu akşam ki üç puanı da vallahi tribündeki Trabzonspor taraftarı aldı. Billahi tribündeki Trabzonspor taraftarı aldı. Doğu tribününün büyük bir çoğunluğunda, maçı elleri ceplerinde seyredenler hariç!
Tribünler olmadan kolay değildi öyle, Kasım PAŞA’nın Apoletlerini sökmek!