Turgay Beşyıldız
Avcı'dan ıslak imza!
Bu akşam Konyaspor’un, Galatasaray önündeki mağlubiyetinin ardından ‘’namağlup’’ apoletini tek başına omuzlarına takan ve bu geceye namağlup çıkan ligin beyi Trabzonspor, haftanın liderlik maçında Fenerbahçe önünde aradığı üç puanı, üç golle buldu.
Fenerbahçe'nin ligde son iki haftadır "avcı iken avlanması an meselesi" olan maçları kazanıyor olmasının, bu 90 dakikada da acaba yine olur mu endişesini, kendisi için taşımadı değil!
Her iki takımında cezalı oyuncusu olmayıp, sakat oyuncularının olduğu bu gece; ev sahibinde Koita, Parmak, Serkan ve Marek, konuk ekipte ise Mert Hakan, İrfan Can ve Serdar Aziz kadrolarında olmayanlardı.
Süper Ligin böyle bir haftasında, estetik ve şık bir galibiyet aramak yerine "üç puanlık" yanına bakmakta daha mantıklı olsa gerek diye düşünüyorum ama yinede şık oldu. Oyunun başında Rossi ile öne geçerek şaka yapan! Güney Koreli Kim Min Jae'nin, iki sarıdan gördüğü kırmızı kartla on kişi kalan sarı lacivertliler, kartın gösterildiği pozisyonda Bakasetas’ın serbest atıştan gelen golüyle, oyunun 23. dakikasında beraberliği yakalayınca ortalık şenlendi.
*
İlk yarının sonlarında, Nwakaeme’nin sakatlanıp yerini Yusuf’a bırakması beklenmeyen bir değişiklik olsa da, devre arasında Trodsen’in, Denswil’in yerine sol beke dahil olması beklenen bir değişiklikti.
Bordo mavililerde, Gervinho’nun da karşılaşmaya iyi başlayamaması zaman zaman takımı adına sıkıntı oldu. Özellikle rakip sahaya doğru yakaladığı ve dripling yaptığı anlarda, topu ayağında kısa kısa sürmesi neticesinde, arkadan hep rakibine yakalandı. Bu yönünü bi gözden geçirmesi gerek diyorum.
İkinci 45 dakikanın başında yine talihsiz bir sakatlık yaşayan Avcı’nın ekibinde Peres, yerini sağ kanat için haftalar sonra sakatlığı düzelen ve kadroda olan Dorukan’a bıraktı.
Haliyle ikini yarıya iki kanat bekini yenileyerek başlayan Trabzonspor, oyuna 3-4-3 başlayıp, on kişi kalınca 5-3-1’e dönen rakibi önünde, yağmurla birlikte kanatlardan akmaya başladı. Bazı pozisyonlar Cornelius’a göre idi ama o, 68.dakikaya kadar yedek kulübesindeydi.
Ekvador milli takımından yorgun dönen Valencia, Serdar Dursun değişikliği sarı lacivertlilerde şart olunca, bu değişiklik gerçekleşti. On kişi oynayan konuk ekip, ikinci 45 dakikada tamamen kendi kalesine istinat duvarı gibi yaslanınca, umudunu kontra toplar için ileride tek Serdar Dursun’a bıraktı.
*
Oyunun üçte birlik son bölümünde Avcı, iki takviyeyi daha tam zamanında ve yerinde sahaya sürdü. Berat ve haliyle Gervinho, yerlerini Cornelius ile Sıopis’e bıraktı. Bu son iki değişiklikten sonra oyunun kontrolünü tamamen ele geçiren bordo mavililer, bu dakikalarda önemli silahı Nwakaeme’yi aradı ama bu düşünce mümkün olmayandı.
Tüm bunlara rağmen Trabzonspor bazı haftalarda yaptığını yine yaptı ve mağlubiyetten oyunu yine galibiyete taşıdı.
Adeta bir taktik savaşı veren iki teknik adamdan Pereira’nın ‘’10 kişi kalınca planlarımız bozuldu. Kazanmak için gelmiştik’’ dediği bu gece de; Mesut Özil ve Rossi’nin yerine Sosa ve Tisserand’ın değişiklikleri, eller işte görsün misaliydi. Çünkü dalga dalga gelen ataklar gelecek gollerin habercisiydi.
Haftalar sonra forma giyen Dorukhan’ın direkten dönen kafası, önceden kapıyı çalan postacı gibiydi! Maç öncesi onun için yaptığım yorumu da, Dorukan doğruladı. Szalai’nin, Conelius’u serbest stilde kendi ceza alanı içerisinde mindere yapıştırmasından gelen penaltı golüne, yine Bakasetas selam çaktı. Takımda en beğendiklerimden, rakibine Japon yapıştırıcı gibi yapışan Sıopis’in keçi inadından gelen Yusuf'un golü, tahminime yakın skoru getirince; Medıcal Park tribünlerinde tam destek veren 21 bin taraftar, ortalığı Temel ile Fadime’nin düğününe çevirdi!
‘’ Hadi gelin şampiyonluğa geri dönelim, Fadime’nin düğününde halay çekelim’’ benzeri şarkılar, maçın bitiminde yağmurla gelen dönülmez akşamın ufku gibiydi!
*
Fenerbahçe ekibi; kaç sezondur maça başlarken gösterdiği cesaretin direncini, maçın sonlarında da zaten on kişi oynadığı için maalesef gösteremedi.
Bordo mavili taraftarlara ayakta bir alkış alalım derken, bu maçı ben; önce kırmızı kart ile oyun dışı kalan Fenerbahçe’nin Güney Korelisi Kim Mim Jae’ye ve beş oyuncu değişikliğini de tam zamanında ve doğru isimlerle yapan Abdullah Avcı’ya yazarım.
Milli arada, altı günlük izinden kafaları rahat dönen oyuncularına ‘’ Bu maçta her türlü durumu ve skoru göz önüne alarak, oyun disiplininde sadık kalma üzerinde ısrarcı olmalıyız’’ düşüncesini paylaşan Avcı, bu maçın alınmasında da en büyük rolü oynadı.
Bana göre Abdullah Avcı, başka maçlara olmasa da, bu maça resmen imzasını attı.
Hem de namağlup lider olarak; Islak imza!