Turgay Beşyıldız

Turgay Beşyıldız

Beyim Osman !..

Senenin ilk günü 1963 yılında, Trabzon’da doğdu.

Annesi Zehra hanım, 42 yaşında ilerlemiş evrede ki mide kanserinden vefat etti.

Beyefendiliği, kibarlığı, diksiyonu, etrafınca çok sevilen, belediye emeklisi babası nam-ı diğer; ‘’Beyim’’ yani baba Mehmet Emin Kastan 70 yaşında, 1995’in sıcak bir Ağustos günü girdiği banyodan kalp krizi geçirince çıkamadı.

*

İkisi bayan, üç kardeşin ortancası, kız kardeşi bekar, abla evli.
Trabzon’un İncirlik mahallesindeki Hacı Ahmet sokak ta, plastik topa ilk vurduğunda haliyle çocuk yaştaydı. Trabzonspor’ un minik takımında, şimdi site olan Cumhuriyet Mahallesi’ndeki Ziyabey sahasında, lisansız olarak ilk idman malzemelerini giydi.
1975 yılında Şana mevkiindeki, şimdilerde beton yığınına dönen, Su Ürünleri Müdürlüğü’nün doğal futbol sahasında, ilk kez açılan 45 günlük yaz futbol okulunda, Trabzonspor’un o tarihlerde ilk alt yapı kadrosunu oluşturacak oyuncular arasında beraber yer almıştık.
1976 yılının Ekim ayında, o zaman ki adıyla Şampiyon Kulüpler kupasında, 1-0’lık Trabzonspor-Liverpool maçı öncesinde ilk kez seyirci önüne çıktı.
Trabzonspor‘un minik takımı kendi arasında maç yaptı, bordo ile mavi formalılar.

Hacı kakışım, rahmetli Turgut Özdemir, Ekrem Al ve Cemalettin Akçay nezaretinde İdmanocağı’nın genç ve A takımlarında 6 yıl forma giydi. 1982’de A -genç takımların Aydın’da yapılan Türkiye finallerinde, Türkiye 3.olan benimde yer aldığım takımda kaptandı.
O tarihlerde daha genç yaşta başlayan sıkıntılarla birlikte, saçlarına kıran vurmuş, dökülmeye başlamıştı.
Bu arada İlk transfer teklifini o zamanki 1.ligin güçlü ekibi Zonguldakspor’dan aldı. Şartlar oluşmayıp İdmanocağı’nın yönetimi sıcak bakmayınca, tekrar İdmanocağı’na döndü.
Bir sezon sonra 1983-84 sezonu da, 12 yıl aradan sonra iki gruplu Trabzon Futbol Süper Amatör Küme -B-grubunda şampiyon olan İdmanocağı’n da takım kaptanıydı.

*

Samsunspor‘un şimdiki süper lig, o zamanki 1 .lig deki en iyi zamanı olan Başkan Menteşoğlu döneminde, İdmanocağı’ndan Ahmet Çelikhan ile birlikte giderek, Samsunspor ile anlaştı. İlerleyen günlerde Ankara Gençlerbirliği Ahmet’i, Trabzonlu kaptanları Avni kanalıyla kaçırınca, kulübün As başkanı Av.Hakkı Tomaç kendisine verdiği avans miktarını da geri istemeyerek, Osman’a “ Ahmet’i git geri getir, yoksa senide almıyoruz “ diyerek, hiç bir hatası ve haberi dahi olmadığı bu konuda, 1.ligin kapısından 2.kez dönmüştü. Şansızlıkları devam ediyordu.

Başında kalan tek-tük kalan saçları da genç yaşta dökülmeye hız vermişti. Çünkü; Saç kıran üzüntüye gelmiyordu.

1.lige gidiyor derken, birden kendini yeni kurulan 3.lig takımı Hopaspor’da buldu.
İşte talihsizliklerin ve şansızlıkların başladığı asıl kırılma noktası, 1983 yılının Temmuz ayında o gün başlamıştı.

İlk yılında onunda yer aldığı Hopaspor, Cemalettin Akçay nezaretinde şampiyon olarak 2.lige çıktı.

Türkiye 2.liginde bitime 4-5 hafta kala, taraftarlarca çok sevildiği takımı Hopaspor’dan, takım içerisindeki bazı sıkıntılar nedeniyle ayrılmak zorunda kalmıştı.

Ardından ise mor- beyazlılar küme düşerek, tekrar 3.lige dönmüştü.

Selahattin Diyadin kontrolündeki Bafraspor’a transfer oldu. 1987 ve 88 yıllarında kırmızı- siyahlı forma altında 2 kez şampiyonluğu kaçıran ilk 11 de yer aldı.

Oradan Sivasspor’a transfer oldu. Erdoğan Gürhan, Timuçin Çuğ ve bir çok teknik adam ile kırmızı- beyazlılarda 3 sezon forma giydi.

*
Vatani görevini yaptığı Erzincan’da 3.Ordunun Karagücü takımında hem oynadı, hem de ilk antrenör deneyimine başladı.

1992 yılında aktif futbola veda etti. Aslen 1.ligde başlayan futbol hayatı, orada topa bile bir kez vuramadan ne ilginçtir ki, deplasmanı bölgesel ligde sona erdi.
Eğer 1.ligde start verseydi, kesin zirve yapardı. 3 ligde başlayınca kaderine teslim oldu.

Futbol oynamaya aktif olarak nokta koyduktan sonra, Trabzon’a döndü ve mahallesinin yeni kurulan takımı Kurtuluşspor’da aktif antrenörlük yaşantısına başladı. 3,5 yıl çalıştırdığı takımına ilk kez şampiyonluk kupası kazandırdı. Onun da antrenör olarak kazandığı ilk şampiyonluk kupası oldu.
1996 yılında Çarşıbaşıspor’a giderek, bu takımı alt yapısıyla ile birlikte sıfırdan ele aldı ve yeni bir takım ,adeta bir futbol ordusu yarattı ve 3 yıl sonra emekleri verim vermeye başladı . Çarşıbaşıspor tarihinde ilk kez Trabzon şampiyon olurken, aynı zamanda aynı yıl Türkiye şampiyonu olarak, Trabzon’a yıllar sonra bir ilçe takımı olarak Türkiye şampiyonluğunu getirdi.

Futbolcu olarak çok iyi gitmeyen kısmeti, teknik adamlık yaşantısının ilk yıllarında, pozitif elektrik verip yüzüne gülerek başlamıştı.

Tam 9 yıl aralıksız olarak ilçe belediyesinin tam destek verdiği Çarşıbaşıspor’u çalıştırdı ve ısrarlı teklifler sonunda, yeniden İdmanocağı’na döndü .

deyimiyle “Hata ettim, keşke dönmeseydim” dediği 2003 yılında, sarı- kırmızılıların tüm futbol takımlarının başına geçti. A Genç Takımlar Türkiye Şampiyonası’nın finallerinde bu sefer Türkiye 3. oldu ama her nedense daha ilk yılında, takım arkadaşı da olan dönemin başkanı tarafından işine son verildi.

*

Çarşıbaşı teknik adamına sahip çıktı, ona yeniden kapılarını açtı ve geri çağırdı. Orada bu seferde üst üste 2 yıl yine Trabzon şampiyonu oldu.

Futbolda kısmetsiz giden zamanlar, teknik adamlık yaşantısında şampiyonluklarla sanki ona borcunu geri ödüyordu.

İlk profesyonel takım startını Arsinspor’la verdi. Yıllardır 3.ligde zirveye bile yaklaşamayan, üst sıraları göremeyen sarı -siyahlıları ilk yılında şampiyon yaparak, 2.lige çıkardı. İlk ciddi şampiyonluk primini o zaman aldı.

Başkan İbrahim Usta ilerleyen dönemde yerini Fikret Ataoğlu’na bıraktı.

İlginçtir yeni gelen yönetim, kulübü şampiyon yapan hocasıyla anlaşma yapmadı .
Aynı gruptaki Sürmenespor’un başına geçti. Bir sezon sonra ardından Sivas Divriğispor’u çalıştırdı. Buradan eski oyuncusu olduğu takımlardan Bafraspor’a geldi, kırmızı siyahlılara yıllar sonra play off oynattı.

Tekrar dönmemesi gereken yere Trabzon’a döndü. Çünkü; Yalıspor’a ‘Hayır’ diyemedi.
17 hafta mağlubiyet yüzü görmediği, na mağlup olarak liginin 2.sırasında iken aldığı ilk mağlubiyet de, inanmazsınız ama kulüp başkanı tarafından her nedense görevine son verildi.

Osman Kastan “ Demek ki kovulmak için, tek bir mağlubiyet almamızı bekliyorlarmış, o zaman niye baştan beri benimle çalıştılar anlayamadım ” demekle yetindi.

Ardından hemen gelen teklifle, deplasmanlı bölgesel ligdeki Fatsaspor’un başına geçmek zorunda kaldı. Burada 1,5 yıl çalıştı.

Ordu ekibinden sonra bavulunu eline alıp Doğu’ya, Iğdır Arasspor yolunu tuttu. Oradan Arsinspor’a tekrar döndü, Arsinspor’dan sonra, daha önce futbol oynadığı Hopaspor ile BAL liginde mücadele etti. Tekrar Iğdır Arasspor ile kaldığı yerden devam etmek için geri çağrıldı. Orada sezonu geçen yıl tamamladıktan sonra, 2018-19 yani bu sezonunun başında, ilk kez Trabzonspor’un bünyesinde yer alarak, Hamit Cihan’ın başında olduğu bordo mavililerin alt yapısında, A takıma oyuncu hazırlayan U21 takımının başına geçti.

Gel zaman git zaman, babasının lakabı üzerine miras kalmıştı. Osman hoca olmuştu; Beyim Osman.

*

Aydınlık Evler Semtinde oturuyor. Yaş 56 olmuş, kendine ait, sadece oturduğu bir evi var. Asiye hanımla evli. 11, 14, 20 yaşlarında 3 kız ve 5 yaşında bir erkek olmak üzere çocuk babası.
TÜFAD üyesi, UEFA - A Futbol antrenörlük diploması sahibi olmasına rağmen, teknik direktörlük diploması için yıllardır federasyondan gelemeyen daveti bekliyor.

Bu ülkede 56 yaşında olmak, saha kenarı bilgi, birikim ve tecrübesi için, yeterli sayılmıyor mu acaba?

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.