Hasan Güven ile karşılaştım.

Hasan amca siyaseti iyi bilir, iyi okur.

İl genel meclisi üyeliği yaptı.

ANAP’ın en güçlü döneminde yöneticiydi.

Hatta arada Hasan İmamoğlu ilçe Başkanı iken Hasan Güven yardımcısıydı.

Evet yanlış duymadınız.

Ekrem İmamoğlu’nun babası.

Konu Ekrem İmamoğlu’na geldi..

İlk verdiği pozu konuştuk.

*

Hani şu CHP İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu yanında olduğu.

Başkan olarak o pozla çıkmıştı karşımıza ilk..

Dediki; “Ekrem’in babası MHPlidir. Kökü MHP’dir.”

Ve devam etti konuşmasına;

“Babası arkadaşımdı, ilçe başkanıydı. Bende ona karşı bir MHP kökenli birini çıkardım. Kadromuz yoktuki. Ne yapabilirdim? Neyse Başkan seçildi. Hasan İmamoğlu kaybetti. Değerli bir insandı.”

Lafı böyle usul usul..

Sokuştura sokuştura..

O baştaki meseleye getirdi.

Ekrem İmamoğlu’nun Canan hanımla pozuna..

Konunun en vurucu yerine geldi.

*

“Bak” diye bir irkti beni önce, sonra devam etti;

“Ben ilçe başkan yardımcısı oldum. Hasan İmamoğlu gitti. Yerine desteklediğimiz başkan seçildi, oturdu. Daha ilk yönetim kurulu toplantımızda bir dosyayı önümüze koydu. Yeni başkan hemen kendisine bir görev biçmiş, bizim haberimiz yok. Meğer her şeyini ayarlamış. Önüme doğru uzatarak, ‘Hapiste arkadaşlarımız var. Onlara destek olacağız. Sen bunu halledersin!’ diyerek dosyayı gösterdi. Bende, ‘Bu binaya biz bir tuğla koymaya geldik. Sen buradan bir tuğla almaya gelmişsin. Eğer böyle başlarsan burada bina da kalmaz, arsa da..’ diyerek yüzüne karşı söyledim. Sonra tabi öyle şeyler gündeme gelmedi. Benim ağırlığım daha fazlaydı çünkü.. Genel merkezden karar aldırdım, yönetim kurulu kararları genel merkezce onaylanmadan asla uygulanmayacak!”

Böyle devam ederken, tane tane anlatırken..

“Ya şimdi ne alaka?” gibisinden çıkıştım.

Hasan amca, “Dur bak şimdi?” diye öteledi beni..

Hemen daldı tekrar, “İlk pozunu Canan Kaftancıoğlu ile vermesi, onu yayına alması, bana o dönem önüme dosya koyan ilçe başkanını hatırlattı. Çocuğun işi zor. Sırtında yükü ağır. Tuğla koymaya gelenler yanında değil. Tuğla almak isteyenler yanında. Benim gibi de şansı yok! Ya onların dediklerini yapacak yada… Sevdiğim bir hemşerim. Üzüldüm böyle görmeye..” diyerek yüzünü ekşitti.

*

Evet mevzu anlaşıldı.

Hasan Güven’in o kareyi okuması böyle..

Peki siz nasıl okudunuz?

Ekrem İmamoğlu’nun gerçekten yükü ne kadar ağır..

Ve bu yükü taşır mı?

Ne kadar benziyor değil mi?

Hasan amca anlatırken aklıma şu anda AK Parti’nin yapısı geldi.

ANAP’ın kadrosu yokmuş MHPlilerle birleşmişler.

Yönetici kadrosuna MHPlileri almışlar.

Kritik noktaları birlikte taşımışlar.

E öyleyse;

Bugünkü AK Parti, MHP birleşimi, geçmişteki ANAP-MHP birleşiminden yaşanan sorunlardan, hatalardan, sonuçlarından ders alıyorlar mı?

O dönemleri iyi analiz eden bir siyasetçi, “Yahu biz şu yanlışları yapmayalım” der mi?

Bence der..