Günümüzde toplantılar ve şakşakçıları

Siyasi partilerde, kent konseylerinde, öğrenci kulüplerinde, derneklerde, kamuoyu ile ilgili toplantılarda ve daha birçok farklı oluşumda insanlarla bir araya geliyorum.

Bir araya geldiğim platformların büyük çoğunluğunun ortak bir özelliği var.

Farklı düşüneni dışlamak…

Hele ki siyasi partilerde bu durum içler acısı.

Ak Parti, MHP, CHP, İyi Parti veya diğerleri fark etmiyor.

Toplantılar düzenleniyor fakat herkes aynı şeyi konuşuyor ya da konuşmak durumunda bırakılıyor.

Dikkatinizi çekiyorum aynı şeyi düşünüyor demiyorum.

Çünkü aynı şeyi düşünmese de ne yazık ki düşündüğünü o ortamda konuşmuyor ya da konuşamıyor.

O nedenle de toplantılarda bilgiden ziyade yalakalık üretiliyor.

Yeniliğe, farklılığa, aykırılığa, eleştiriye pek açık değiliz.

Toplantılara başlarken neysek, bitirirken de o oluyoruz.

Peki o zaman neden toplanıyoruz?

Hepimiz aynı şeyi düşünüp, hepimiz aynı fikri ortaya koyacaksak boş yere o kadar insan zamanını harcayıp bir araya neden geliyor?

Ya da şöyle sorayım

Bir araya geldik bir düşüncen var ama toplantıdakilerin hoşuna gitmeyebilir.

Neden konuşmuyorsun?

Atama durumun sıkıntıya mı girer?

Görev yerin mi değişir?

Gelecekten beklentin mi yok?

İhale peşinde misin?

Bu zamana kadar söyledin bir değişiklik olmadı mı?

Yoksa gerçekten de söyleyecek bir fikrin mi yok?

Bunu katıldığım toplantıların %90’ında ben kendi kendime soruyorum. Bu sefer de ilgili taraflara sormak istedim.

Bazen açık yürekli arkadaşlarım ‘toplantı sonrasında’ neden konuşmadıklarını benimle paylaşıyor…

Hak veriyorum !

Çünkü o kadar kutuplaştık o kadar kutuplaştık ki herhangi bir platformda azınlıkta olan susmayı tercih ediyor.

Azınlık derken siyasi azınlıktan bahsetmiyorum ve yazdıklarımda sadece siyasi parti toplantılarını dile getirmiyorum.

Genel olarak yaptığımız tüm toplantılar için bu böyle…

Fakat böyle olmamalı.

Olmaması için de toplantıyı yönetenlere çağrım şudur;

Lütfen insanlara konuşmaları için fırsat ver.

İnsanlara yukarıdan bakma.

Koltuğun geçici olduğunu unutma.

Yalakalık yapma ve insanların yalakalık yapmasına fırsat verme.

Konuşanların kim olduğuna değil ne konuştuğuna odaklan.

Kula kulluk etme…

Çünkü.

Bu vatana en büyük zararı konuşanlar değil susanlar vermiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Erhan Eroğlu Arşivi

Trabzon’u ancak usta şampiyon yapar

23 Eylül 2019 Pazartesi 09:02