Fenerbahçe teknik direktörü Aykut Kocaman, takımının başarısızlığına kılıf uydurmak için ihbarcılığa başladı!!! Bunu daha önce de yapmıştı. Efendim UEFA Avrupa Ligi’nde elemenin eşiğine gelince ve lige de kötü başlangıç yapınca kendini kurtarmak için  Trabzonspor’u diline doladı. Maç öncesi Trabzonspor’un çok faul yaptığını ve hakemin buna dikkat etmesi gerektiğini söyleyip dikkatleri bu yöne çekti. Çünkü, şike konusunda ezikliği var. Trabzonspor’u ağzına alınca kendi taraftarlarından prim alacağını biliyor! Ama bunun bir ihbar olduğunu ve kulüpler arasında düşmanlık tohumları ektiğinin bilincinde olmadığını kim söyleyebilir? 

Nitekim maçın hakemi Ali Palabıyık da bu ikazları dikkate almış olacak ki, rakibine dokunan Trabzonsporlu oyuncuya faul çaldı. Ki iddia ediyorum, tarafsız bir gözle maçın yeniden izlenmesi halinde verilen faullerin çoğunun yanlış olduğu görülecektir. Ayrıca maçta topun oyunda kaldığı süre 43 dakika olarak hesaplanmış! Bunun da Trabzonspor’un yaptığı faullerden kaynaklandığı iddia ediliyor! Trabzonspor’un lige agresif başladığı doğrudur ama her topa giriş faul değildir! Hani futbol erkek oyunu idi? Elbette sen olmayan faulleri çalıp, oyunu sürekli kesersen top oyunda daha fazla kalamaz…

Aykut Kocaman maç öncesi söyledikleri ile yetinmemiş ve istediği sonucu alamayınca Trabzonspor’un gelecek maçlarına ipotek koymak için “ Trabzonspor nasıl olur da iki maçta da kırmızı kart görmeden oyunu tamamlar?” diyerek yeni bir ihbarda bulunuyor. Bulunuyor ki gelecek haftalarda hakemler Trabzonspor’u iyice budasın… Hakemlerin de bu konuda ne kadar kullanışlı olduğunu biliyor! Bu da Kocaman’ın işine yarasın. Ama Kocaman bu gidişle o günleri göremeyecek sanırım!!! Çünkü perşembe günü UEFA’dan elenmeleri halinde akıbeti ne olur bilemem…

ORTASINI BULAMIYORUZ!

Trabzonspor, Fenerbahçe deplasmanından iki kere öne geçmesine rağmen tek puanla döndü! Normalde bu sonuç en azından beklentileri karşıladı. Ama 2 kez öne geçilmesine rağmen alınan tek puan ve Ersun Yanal’ın kadro seçimi ve değişiklikleri yine haklı olarak tartışma yarattı. Çünkü, Yanal bunu hep yapıyor. Yapılması gerekeni değil, kendi kafasındakini uyguluyor. Elbette teknik adamın özgürlüğü var ama, bu değişikliklerin hiçbir yararı olmuyor. Ve sürekli aynı deneyleri yapıp farklı sonuç bekliyoruz! Ham hayal…

Ancak Trabzonspor’u son yıllarda sürekli eleştiren biri olarak  dün gece oynanan maçta bordo mavilileri kötü bulmadım! Eksiklerine, hatalarına rağmen bana göre oyun kalitesi belki yoktu ama inanılmaz bir mücadele vardı. Ve zaman zaman Trabzonspor çok iyi hücum çıkışları yaptı. Topu ayağa oynadı. Dan dun yapmadı. Tüm Trabzonsporlular gibi ben de maçı televizyondan izledim. Ve Ersun Yanal’ın biraz daha realiteye dönmesi halinde bu takımın daha iyi işler yapacağını gözledim.

Bunlar kişisel görüşlerim. Ama herkesin görüşü kendine elbette… Mesela dün gece televizyonları, bugün gazete ve sanal medyayı oldukça geniş şekilde taradım. Ortak nokta bulamadım. Herkes farklı şeyler görmüş, herkes farklı maçı izlemiş ve herkesin görüşü değişik!!! Zaten futbolu sevdiren ve dünyada en çok izlenen spor yapan olgu da bu… Herkes eleştirebilir! Çünkü futbol oynanması en zor ama eleştirilmesi en kolay spor dalı…

Bu nedenle bu işin ortasını bulmak zor… İzleyenlerin bile hemen hiçbir konuda anlaşamadığı bir maç konusunda demek ki tek gerçek alınan skor…  Gerisi boş laf…

TURGAY MURZEZAOĞLU…

Bir aydan fazla zaman oldu Trabzon dışındayım… Bu süre içinde dostlarımdan, tanıdıklarımdan ölenler, anılanlar, hastalananlar oldu… Akıllı denen telefonlar çıkınca ve biz da hali ile teknoloji özürlü olunca arızalanan bu aletlerin yokluğunda elimiz kolumuz bağlı kaldık. Ölenlere, aramızdan ayrılanlara rahmet…

Ve kadim dostum, benim döneminden kalan ve nesli tükenmekte olan kadim  dostum Turgay Murtezaoğlu’na da acil şifalar diliyorum. 40 yıllık arkadaşım bir operasyon geçirdi ve nekahat döneminde… Turgay’a her zaman “ Oğlum, korkma kötüye bir şey olmaz. Olsaydı bana olurdu!” diye takılırdım.

Sevgili Turgay kardeşim, bu günler geçecektir. İnşallah en kısa sürede hha bürosunda yine eski günleri yadedeceğiz.

SAMSUNSPORLU TARAFTALARIN VEFASI…

Her zaman şunu söyledim: “Karadeniz kulüpleri kim ne derse desin, kardeştir, dosttur, candır… Birbirinden et ve tırnak gibi ayrılmaz ikilidir” diye… Bu kentler arasında özellikle sportif alanlardaki kırgınlıklar anlıktır, geçicidir. Kim komşusu ile ebedi dargın kalır ve kime yararı olur? Samsunsporlu taraftar gurupları buna inanılmaz güzel bir örnek verdiler. Tam 13 otobüs dolusu taraftar Samsun’dan çıkıp Trabzon’un Maçka ilçesinde teröristlerce şehit edilen 15 yaşındaki Eren Bülbül’ün ailesini ve kabrini ziyaret ettiler. Kim düşünmüş, kim uygulamış ise canı gönülden kutlamak gerek… Karadeniz insanı hem teröre karşı birlik olduklarını gösterdiler, hem de dostluklara yeni köprüler attılar… Helal olsun. Samsunsporlu taraftarların bu hareketinden alınması gereken çok dersler var, çok… Kutlarım