Şükrü Üçüncü

Şükrü Üçüncü

Sana üzülüyorum Trabzon’um

Şu sıralar sık sık Adana’ya gidiyorum.

İki gece kalıyor, ertesi gün geri dönüyorum.

Bu gidiş ve geliş sıralarında gözlemlediğim bir olayı sizler ile paylaşmak istiyorum.

Herkesin bildiği üzere; Türkiye’den bir Sakıp Ağa geçti.

Kayseri’de doğdu, sonrasında ailesi ile birlikte Adana’ya göç etti ve burada büyüdü.

Yani göbekten bir bağı yok Adana ile…

Fakat çok vefakar bir isim olduğundan dolayı Adana’yı hiç unutmadı.

Öyle ki, birçok insan onu Adanalı sanmaktadır.

Sabancı, babasının kurmuş olduğu holdingin başına geçti.

Kayseri’ye yatırımlar yapmaya devam etti.

Doyduğu şehri, doğduğu şehirden hiç ayırt etmedi

Kayseri’ye ne yapmışsa hemen hemen aynısını, hatta fazlasını Adana’ya yaptı.

Adana Organize Sanayisi'nde 10'dan fazla fabrika kurdu.

Hatta ve hatta babası adına “Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesi” kurdu.

Baktı ki, "Ben buraya bu fabrikalar kurdum, şimdi yatırımcı ve iş adamları kentte gelecek" diyerek Hilton gibi oteli açtı. 

Baktı ki; "Ben sanayiyi buraya getiriyorum fakat kalifiye eleman, mühendis, teknisyen gerekli" dedi, bir de üniversite kurdu.

Baktı ki; gelecek öğrencinin barınacak yere ihtiyacı olacak, Adana’ya koskoca öğrenci yurtları yaptı.

Sonrasında bir şey daha keşfetti.

Adana’da kendisi yatırıma başlayınca diğer fabrikalarda kurulmaya başlandı.

İşte o zaman "Bu şehir göç alacak dur ben birkaç tane de ilkokul, ortaokul ve lise yapayım" dedi ve bunları da yaptı.

Sonra, "Millet hasta olur, dur onlara da bir de hastane yapayım" dedi, dediğini yaptı. 

Adana'ya giden iyi bilir. Bir viraj dönüyorsun SA bilmem ne, diğer virajı dönüyorsun SA bilmem ne…

Hayır; yanlışlıkla o an karşına ManiSA, yada BurSA çıksa; 'Sakıp Sabancı buraları da almış şehir yapmış' diyeceğiz.

Böylece güzel Adana’yı gezip havalimanına geldim.

Uçak 1 saat 5 dakikada Trabzon'a geldi.

Pilot, “Trabzon için alçalıyoruz.” anonsu yaptı. 

Tersten geliyordu.

Bizim Trabzon'un Organize Sanayisi'nin üstünden geçtik.

Montaj fabrikalarının üstünden…

"Ulan ne tesadüf, bizim Trabzon’dan hiç iş adamı çıkmamış, Allah Allah..." derken pilot havada bir sorti yaptı, Maçka üzerinden döndü.

O an fark ettim ki; bizde de bir Hekimoğlu var.

Sağ olsun Celal Hekimoğlu diye bir büyük varmış Trabzon’a bir fabrika denecek yeri o yapmış.

Havadan bir onu görebildim...

Diğer iş adamlarının havasından bir şey göremedim.

Bu düşüncelerimi sosyal medyada yazdığımda bir takipçim şu yorumda bulundu: “Trabzon’dan çıkan iş adamı İstanbul’a gider sonrada çıktığı yeri unutur.” 

Artık anlayana…

Rahmetli Celal Hekimoğlu’na da bir kez daha saygı duydum… Mekanı cennet olsun. 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.