Şükrü Üçüncü
Susmayın direnin
Neden korkuyorsunuz…
Dünya televizyonlarına bir görüntü düştü…
Bir İsrail askeri elindeki köpek ile birlikte Filistinli bir çocuğa zulüm yapıyor… Öyle bir feryat yapıyor ki o çocuk; sesi duyanın içi gidiyor… Filistinli o çocuğun sesi bizi bizden alıyor…
Bir bakıyorsunuz sesi çıkması gereken sözüm ona budala aydınlar buraya ses çıkarmıyor… Şu Türkiye’nin her köşe başında oturan ve insan haklarından bahseden ciğersizlerin bu olay için ses çıkarmadığını görüyoruz…
Şimdi bu sözüm onlara... Çin malı aydınlara soruyorum…
Siz Dünyanın her yerinden insanlık için savaştığınızı söylüyorsunuz… Bu görüntüler sizi rahatsız etmiyor mu? Ediyorsa neden susuyorsunuz…
Aydın olmak, Gazeteci olmak bir zümreyi korumak değildir… Hele de insan hakları temsilcisiyiz biz diyenler, bir siyasi oluşumun kader ortağı olmaz… Bunu yaparsalar onlar vicdanları birilerine peşkeş çekilmiş leş kargalarıdır…
İnsan hakları…
Amerika’nın İsrail’in ve Faşist orduların askerlerinin postalları altında ezilen dini, dili ve ırkı ne olursa olsun insanın hak katındaki eşitliğidir…
Sözüm ona aydınlar…
Sanmayın birileri bunları görmüyor ve sakın sanmayın ki bu insanlar hep susacak... Sizin sustuğunuzu not ettik…
28 Şubat ve mağdurları…
Bir bakıyorsunuz 28 Şubat mağduru dolu etrafınız…
Moda bu aralar 28 Şubat… Eskiden herkes 12 Eylül mağduru idi… Bu darbenin modası geçti… Şimdi 28 Şubat moda oldu…
28 Şubat denen olay sadece Merhum Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan’a yapılmıştır… Şunu da unutmayın ki bu darbenin tek mağduru o ve onunla birlikte olan birkaç arkadaşıdır…
O dönem Refah Partisinde işi olmayan ve Erbakan’ı terk ederek gidenler; Bugün “ajitasyon” yaparak ben mağdurum demesinler…
Merhum Erbakan geçmişte söylemiş olduğu sözlerde haklı çıkınca moda oldu bu “28 Şubat”, Lütfen dün neyseniz bugünde o olun…
Yarın herkes Muhsin başkancı olacak.
Mart ayı içerisinde helikopteri düşen ve Türk siyasi tarihinin düzgün siyasetçisi Muhsin Yazıcıoğlu’nun acısını içerimizde yaşamaktayız…
Helikopteri birilerine göre düştü birilerine göre düşürüldü…
Bir harekete liderlik yapmış ve kendini hiç bozmadan ilerleyen bu siyasi adamın dünyadan kaybolması inanın Türkiye’ye kayıptır…
Şimdi Muhsin Başkan için Mart ayının son haftasında herkes üşüyorum yazıyor onun ölümünü anarak…
Nerede üşüdüklerini merak ediyorum…
Bir adam düşünün fikri için çıkmış olduğu yolda hiç durmadan ilerledi ve buna inandı… Bu inandığı davası için mücadele etti bazı zaman yalnız kaldı… Suçsuz yere ceza yattı ve parke taş duvarlara yaslanarak uyudu hayal etti ve 4 milyar insanın içinde yalnızlıktan üşüdü…
Haksızlığa direnirken üşüdü…
Adaletsizlik ile mücadele ederken üşüdü…
Tek kaldı üşüdü…
Moda üşümek olunca üşüyenler…
Siz sadece Mart ayının ayazında sokakta kalırsanız üşürsünüz…
Muhsin başkan gibi üşüyemezsiniz…