Turgay Beşyıldız
Tam yol ileri!
Süper Lig gazileri! Gervinho ve Edgar Le’nin neredeyse sezon kapattığı Trabzonspor; ilk devrenin en zorlu rakibi önünde, Medıcal park’da kapalı gişe oynadı.
Oyunun başlarında lidere evinde özellikle; Caiçara, Visca, Mahmut, Gulbrandsen ile sınıf yoklaması çeken, geçen pandemi yılının sipariş verilen şampiyon takımı, beklenenin aksine kalecisi dahil çok iyi bir defans bloğunu karşısında görünce, kışın ortasında Moskova kapılarına dayanan, Alman tankları gibi dondu, kara saplandı!
Kaleci Erce’nin, haftalar sonra yedek kulübesindeki yerini almasının yanı sıra, yine önemli iki silahını; Hugo ve Nwakaeme’yi ikinci yarının ilk karşılaşmasına, Trabzon’daki Malatyaspor maçına hazır etmeye çalışan bordo mavililer, rakibin hızlı hücum geçişlerine karşı alan savunması ve rakibe göz, vücut markajı ve de kademe anlayışını iyi yapınca, misafir takım istediğini değil bulduğunu yedi. Özellikle Peres ve Denswill’in, Hüseyin ve Trodsen’e verdiği destek ‘cuk’ diye oturdu.
Djaniny ve sonradan oyuna giren Siopis ellerinden geleni yaparken, sarı kart sınırlarını da ‘es’ geçtiler.
*
Tolga’nın sakat, takımın kasabı! Ömer Ali Şahinler’in haliyle cezalı olduğu! İstanbul’un ligdeki bu fazlalık takımı! her şey bir tarafa, lider takımı ilk yarıda en fazla zorlayan ekip oldu. Zorlamasaydı maç bitiminde paketlenip, kargo ile İstanbul’a gönderilecekti!
Yalnız unutmadan, ilerleyen sürede yerlerini Siopis ve Koita’ya bırakan Dorukhan ve Cornelius’un topları, Başakşehir kalesinin üst direğinde patlayıp, ardından auta çıkınca, Navaro’nun Topları gibi sonuçsuz kaldı!
Trodsen’in yine müzminliğinin tutup sakatlanıp çıkması, Köybaşını oyuna sokarken, Marek Hamsik’in takımı bir maestro gibi yönetip, büyük bir güç, çok iyi bir silah olduğunu göstermesine ‘’ saygılar bizden’’ dedirtti.
İlk yarıda direkten dönen topların ikincisinde, Cornelius pozisyonu bana göre maçın kırılma noktası oldu. Bir diğer kırılma anıda 77.dakikada Hasan Ali’nin havadan gelen topu sol ayağıyla uzaklaştırmak isterken, sağ eliyle düzelttiği
ya da kestiği topa, penaltı noktasını göstermeyen Halil Umut Meler; sana neler derdim neler!
Ya VAR’ da ki çok bilmiş Tahir! Pardon Hakan Ceylan, Meler’e ‘kenara gel bide sen izle aga’ demedi. Yenemiyorsan yenilme! sıkıntı yok. Abdullah Avcı’nın bana göre bu 90 dakikadaki en büyük ezikliği! hamle oyuncularının sağlam bir şekilde elinde olmamasıydı, olsalardı skor asla 0-0 kapanmazdı.
*
Bordo mavililerde en son yapılan, Ömür ve Yusuf Sarı değişikliği de, oyunun yazılmış kaderini değiştirmedi.
Tribünleri kadını, erkeği, yaşlısı, genci, çoluk çocuğuyla dolduran 40 bin taraftar, yine görevini tam yaptı. Yeni Malatyaspor önünde de yapacağı gibi!
Abdullah Avcı, kendi rekorunu geçtiğimiz günlerde kırdıktan sonra, Trabzonspor’da süper ligin tarihinde yeni bir rekor kırdı. İlk devre maçlarını en fazla 45 puanla Fenerbahçe önde bitirmişti. Ev sahibi, bu rekoru da 46 puanla kırarak kendi başarı hanesine ıslak imzayla yazdırdı.
Bilinmeli ki; iyi futbolcuların bir teknik adam tarafından traşlanmasına! defalarca ikaz edilmesine gerek yok. Futbolda yetenek, formdan çok daha önemlidir. Bazen ve birçok durumda beceri, hüner ister. Sınırlamaları bireysel kabiliyete çevirme sanatına dönüştürmektir mesele. Dönüştürdüğün zaman zaten sonuç alırsın.
Ulusal medyanın gazete ve televizyonlarında; haftalardır Trabzonspor aleyhinde algı yapan kolpacılara gelince, hepiniz şampiyonluğun babanızdan kalan bir miras olmadığını, ikinci devre maçları başlayınca görecek ve öğreneceksiniz.
Bu beraberlik asla bir kayıp değildir. O zaman ne diyoruz? Ne iskele alabanda, ne sancak alabanda, nede tornistan, tam yol ileri.