Bugün güne ‘tamam mı?’ ‘Devam mı?’ sorusuyla başladım.
Bakkala girdim aynı soru.
Canım çorba çekti, lokantaya daldım aynısı.
Sosyal medyadaki bu cızırtı-patırtı sandığa yansır mı?
İşte asıl soru bu bence..
Asıl bu sorunun cevabı önemli.
*
Hangi aday, “Ben daha iyi yönetirim” cümlesini doldurarak kendini anlatacak?
Türkiye’de mutlu ve huzurlu yaşamak isteyen insanları ikna edecek?
Eski tip siyasi seçim çalışmaları çöpe gitti.
Artık daha yaratıcı ikna edici argümanlar kullanılıyor.
Yalnız insanlara mesajı net bir şekilde verirken kafa karıştırıcı yaratıcılık da işe yaramıyor.
Yani hem derdini anlatacaksın hemde anlaşılır olacaksın.
Fazla fanteziye kaçmayacaksın!
Fazla ukala olmayacaksın!
*
Üst perdeden ‘ben en iyisini anlattım oldu’ ‘anlayan anlasın’ demeyeceksin!
En iyi de olsan siyasi dilin halk diline uymuyorsa, yakışmıyorsa, mangalda kül de bırakmazsan, mürekkebi yalayıp yutsan da, 40 diploman da olsa duvara toslarsın!
Buna milletvekili aday adaylığı sürecinde sıkça rastladım.
Bir de tam tersi yani hiçbirşeyi yokken ‘varım’ diyor herif.
Öyle abuk sabuk afişler gördüm ki; inanılır gibi değil. Şaka gibi..
Yeşil Çam’ın en salak film afişinden daha beter.
İnsanların gözüne soka soka adam ‘oldum’ diyor.
Parasıyla afişleri satın alıp en büyük görgüsüzlüğü yapıyor.
Bir de boy fotoğrafını koyup, el cepte manken pozu vermesi yok mu ah..
*
Orada hangi partinin rozeti varsa.
O afişlerde hangi partinin adı yazıyorsa..
İl başkanı olsam ve bunu görsem!
‘Partime zarar veriyor’ der..
Önce kaldırılmasını sağlar adaylık başvurusunu iptal eder, ardından geçerim karşısına..
“Partimiz senin reklam panon mu?” der…
Üstüne, “Senin yüzünden partimize olan ilgi tepkiye dönüşüyor be…” diye ekler ve zılgıtı basarım!
*
Ne kadar kolay ya..
Hayatın boyunca bir başarın yok.
Topluma en ufak katkın yok.
Belkide çoğu insan senden nefret ediyor.
Sonra diyorki ‘aha seçim geldi’
Milletvekili aday adayı olayım.
Param var, posterimi milletin geçtiği yerlere asayım.
Her gün bana baksınlar!
Oh.. Ne olacak!
Boy fotoğrafımı bile koyarım!
Bu tipler yüzünden ‘kaliteli’, ‘başarılı’, ‘halkın adamı’ insanlar siyasetten kaçıyor!
Nefret ediyor!
Millet seni görmek zorunda mı be..
Zorla milleti kendine niye küfrettirir günaha sokuyorsun be..
*
Tekrar başa dönerek yazımızı noktalayalım.
Tamam mı?
Devam mı?
Şu iki soru, sosyal medyada koparılan bu sesleniş tarzı, seçimlere damga vuracağa ve her gün karşımıza çıkacağa benziyor.
