Geçenlerde ‘KTÜ’nün kriptosu’ başlıklı yazımda bir derin isimle sohbetimden bahsetmiştim.
Trabzon camiasını da yakından tanıyan o derin isimle yine uzun uğraş sonucu sohbet etme imkanı buldum.
Bunu sık sık yapmam gerektiğini hissediyorum.
Sözleştiğimiz saati sabırsızlıkla bekledim.
Trabzon’da FETÖ operasyonlarından konu açıldı tabiki..
Bakan Süleyman Soylu ile ilgili tespitimi doğru bulmadığını söyledi.
“Nasıl” dedim yüzümü ekşiterek..
“Yanlış yoldan gidiyorsun. Süleyman beyin bunda hiçbir şekilde dahli olmamıştı. Ne olumlu ne de olumsuz”
“Emin misin?” diye üsteledim.
“Bak” dedi.. “sana bir tüyo vereyim..”
Daha bir açtım kulaklarımı…
“Süleyman Baykal’ın KTÜ’ye atanacağı günler öncesinden kesindi”
Daha bir şaşırdım.
“Seçimlerden önce mi?” diye iliştirdim.
Tuhaf bir şekilde cevap vermekten kaçındı..
***
Akla bir kaç şey geliyor eğer böyleyse..
Başka bir zamana saklayacağım o detayları.
İçimden “Bakan Soylu’nun günahını mı aldım acaba” diye düşünmedim değil.
Tabi hava puslu herşeyi net görmek zorlaşıyor!
***
“KTÜ’den çıkalım artık operasyonlara gelelim” diyerek bir soru hamlesi daha yaptım.
“Yahu Aktif Eğitimciler sendikası cemaatçilerin kurduğu bir sendika.. ilçelerdeki kurucularına bile dokunmazken üyelerini soruşturmaya dahil edip gözaltına alıyorlar. Buna şaşırıp neden incelemiyorsun?” diyerek soru sordu.
‘Haydaa yine aklıma kurt düşürdün’ dedim.
Konuya tersten bakmamı istiyordu herhalde..
Evet.
Devamında dedimki; “Var mı böyle ilçeler?”
“Araştır gazetecisin” demesiyle daha bir şüphelendim.
Neden böyle dediğini sordum.
Aynen şunu söyledi;” Mesela benim tanıdığım bir ateist var. Adam sırf bazı şeylere kızarak bu sendikaya geçti. Cemaatle falan da bir işi yok. Ama açığa alındı. Hatta daha vahimi de şu; bazıları çocukları başarılı diye kolejlerine gönderildi. Neden tam burs veriyorlardı çünkü. E bu çocukların ailelerinden günahsız olanları da açığa aldılar. Kiminin de Bank Asya’da hesabı var diye. Hiçbir suçu yok. Sadece hesabı var. 17-25 Aralık’tan sonra bankanın yönetimini değiştirdiler. Parasını çekmek için gidenleri geri gönderip, ‘o yapı artık yok, paranız emin ellerde merak etmeyin’ dediler. Bu soruşturmalarda böyle şeyler oluyor. Birazda bu tarafından bak!”
Aldığım mesajlar, mailler, telefonlar olmasa bu dediklerine asla inanmazdım ama bana da geldi böyle konular..
Katılıyorum sözlerine diyerek sohbetimizi sonlandırdım.
***
Yalnız araya bir iğneleme yaparak.
“Sende sendikanın adını vererek o kurucuları hepsini zan altında bırakmış olmuyor musun?”
Kısa bir süre durduktan sonra;
“Zaten cemaat eksenli kurulduğu sıkça konuşulan ve bilinerek kabul edilen bir sır” dedi.
Tam kalkacakken,” Trabzon’da operasyonların seyri değişebilir bunu da bil” diye ekledi.
***
Bir dahaki sefere daha detaylı konuşalım dedim.
Bir de son olarak şunu ekledim; “Sende unutma bu operasyonlar Ankara’dan gelen bilgilerle bizzat başkentten basılan düğmeyle yapılıyor!”
“Biliyorum, biliyorum” diyerek vedalaştık..
Ergenekon ile FETÖ operasyonlarını kıyaslamak;
* O dönem soruşturmalarda bazı delillerin fiyasko olduğu ortaya çıktı, FETÖ operasyonlarında gizli irtibatlaşmalar bile ortaya çıkarıldı.
* O dönem akraba bağlarına bakılmıyordu direkt hedef isim indirilmek isteniyordu ama FETÖ’da akraba bağları, hesap hareketleri, ilişkide olduğu isimler, okul dönemleri, yurt dışı giriş çıkışları, yurt dışında gittiği adreslere kadar irdeleniyor.
Hakikatli bir soru;
Şike soruşturmasında delillerin gerçek olduğunu sanıklar da kabul etmişti. Usulsüz dinleme var denmişti. Şimdi toplanan deliller ve dinlemelere böyle bir itiraz gelirse ne olacak?
OHAL engel mi olacak?
Not;
KTÜ’de gözaltına alınan bir akademisyenin ağabeyiyle görüştüm. Yarın düşüncelerini paylaşacağım.
Trabzon camiasını da yakından tanıyan o derin isimle yine uzun uğraş sonucu sohbet etme imkanı buldum.
Bunu sık sık yapmam gerektiğini hissediyorum.
Sözleştiğimiz saati sabırsızlıkla bekledim.
Trabzon’da FETÖ operasyonlarından konu açıldı tabiki..
Bakan Süleyman Soylu ile ilgili tespitimi doğru bulmadığını söyledi.
“Nasıl” dedim yüzümü ekşiterek..
“Yanlış yoldan gidiyorsun. Süleyman beyin bunda hiçbir şekilde dahli olmamıştı. Ne olumlu ne de olumsuz”
“Emin misin?” diye üsteledim.
“Bak” dedi.. “sana bir tüyo vereyim..”
Daha bir açtım kulaklarımı…
“Süleyman Baykal’ın KTÜ’ye atanacağı günler öncesinden kesindi”
Daha bir şaşırdım.
“Seçimlerden önce mi?” diye iliştirdim.
Tuhaf bir şekilde cevap vermekten kaçındı..
***
Akla bir kaç şey geliyor eğer böyleyse..
Başka bir zamana saklayacağım o detayları.
İçimden “Bakan Soylu’nun günahını mı aldım acaba” diye düşünmedim değil.
Tabi hava puslu herşeyi net görmek zorlaşıyor!
***
“KTÜ’den çıkalım artık operasyonlara gelelim” diyerek bir soru hamlesi daha yaptım.
“Yahu Aktif Eğitimciler sendikası cemaatçilerin kurduğu bir sendika.. ilçelerdeki kurucularına bile dokunmazken üyelerini soruşturmaya dahil edip gözaltına alıyorlar. Buna şaşırıp neden incelemiyorsun?” diyerek soru sordu.
‘Haydaa yine aklıma kurt düşürdün’ dedim.
Konuya tersten bakmamı istiyordu herhalde..
Evet.
Devamında dedimki; “Var mı böyle ilçeler?”
“Araştır gazetecisin” demesiyle daha bir şüphelendim.
Neden böyle dediğini sordum.
Aynen şunu söyledi;” Mesela benim tanıdığım bir ateist var. Adam sırf bazı şeylere kızarak bu sendikaya geçti. Cemaatle falan da bir işi yok. Ama açığa alındı. Hatta daha vahimi de şu; bazıları çocukları başarılı diye kolejlerine gönderildi. Neden tam burs veriyorlardı çünkü. E bu çocukların ailelerinden günahsız olanları da açığa aldılar. Kiminin de Bank Asya’da hesabı var diye. Hiçbir suçu yok. Sadece hesabı var. 17-25 Aralık’tan sonra bankanın yönetimini değiştirdiler. Parasını çekmek için gidenleri geri gönderip, ‘o yapı artık yok, paranız emin ellerde merak etmeyin’ dediler. Bu soruşturmalarda böyle şeyler oluyor. Birazda bu tarafından bak!”
Aldığım mesajlar, mailler, telefonlar olmasa bu dediklerine asla inanmazdım ama bana da geldi böyle konular..
Katılıyorum sözlerine diyerek sohbetimizi sonlandırdım.
***
Yalnız araya bir iğneleme yaparak.
“Sende sendikanın adını vererek o kurucuları hepsini zan altında bırakmış olmuyor musun?”
Kısa bir süre durduktan sonra;
“Zaten cemaat eksenli kurulduğu sıkça konuşulan ve bilinerek kabul edilen bir sır” dedi.
Tam kalkacakken,” Trabzon’da operasyonların seyri değişebilir bunu da bil” diye ekledi.
***
Bir dahaki sefere daha detaylı konuşalım dedim.
Bir de son olarak şunu ekledim; “Sende unutma bu operasyonlar Ankara’dan gelen bilgilerle bizzat başkentten basılan düğmeyle yapılıyor!”
“Biliyorum, biliyorum” diyerek vedalaştık..
Ergenekon ile FETÖ operasyonlarını kıyaslamak;
* O dönem soruşturmalarda bazı delillerin fiyasko olduğu ortaya çıktı, FETÖ operasyonlarında gizli irtibatlaşmalar bile ortaya çıkarıldı.
* O dönem akraba bağlarına bakılmıyordu direkt hedef isim indirilmek isteniyordu ama FETÖ’da akraba bağları, hesap hareketleri, ilişkide olduğu isimler, okul dönemleri, yurt dışı giriş çıkışları, yurt dışında gittiği adreslere kadar irdeleniyor.
Hakikatli bir soru;
Şike soruşturmasında delillerin gerçek olduğunu sanıklar da kabul etmişti. Usulsüz dinleme var denmişti. Şimdi toplanan deliller ve dinlemelere böyle bir itiraz gelirse ne olacak?
OHAL engel mi olacak?
Not;
KTÜ’de gözaltına alınan bir akademisyenin ağabeyiyle görüştüm. Yarın düşüncelerini paylaşacağım.