15 temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ’ye yardım ve yataklık yapanlar, ilişkileri olanlar tek-tek tespit edilip gözaltına alınıyor
Rakamlar her gün değişiyor.
Tutuklananların yanı sıra açığa alınan ve gözaltında olan binlerce insan var.
Operasyonlar ise dalga-dalga devam ediyor.
Bu sürecin ne zaman tamamlanacağı ise belli değil.
Her zaman dediğim gibi suçlu olan cezasını çeksin.
Vatana ihanet den daha ağır bir suç olamaz
Ama yaşın yanında kurunun yanmaması adına yargılama sürecinin büyük bir titizlilikle devam etmesi şart.
FETÖ’nün girmediği delik bulaşmadığı kurum yok!
Ülkenin en saygın kurumları ihanetçiler tarafından adeta gasp edilmiş!
İddialar vahim!
Üniversitelerde yaşananlar ise başka acı gerçekleri ortaya çıkarıyor
Ülkenin geleceğini emanet ettiğimiz,bilim-irfan yuvası olarak gördüğümüz üniversitelerin FETÖ ile bağlantı içinde olması kadar üzücü ne olabilir ki!
Vatan hainliğine ortak olmanın ne anlam taşıdığını yazmama bile gerek yok sanırım
FETÖ bağlantısı kapsamında ne yazık ki KTÜ’de derin bir soruşturma geçiriyor.
Gözaltına alınan akademisyenler bir taraftan ortaya atılan vahim iddialar diğer taraftan..
KTÜ bu işin tam göbeğinde havası var!
Gerçekler elbette soruşturmalar ışığında daha netleşecek.
Fakat suyun başındakilerin hala “ben bilmem eşim bilir” mantığı ile vurdum-duymaz bir tavır içinde olmasını doğrusu anlayamıyorum.
En başta da sayın rektör Süleyman Baykal’ın..
Sayın Baykal’ın daha 15 Temmuz olmadan yani rektörlük seçimleri öncesi “Ben cemaatçi değilim onlarla işim olmaz” dediğinde ben bu köşeden kendisine “O zaman kimler cemaatçi kimler bu terör örgütünün yanında kimler değil diye sormuştum”
Sayın Baykal’da şu seçimler bitsin şahsım ve üniversite hakkında bu yönde yazı yazan ve konuşanlar hakkında hukuk karşısında gereğini yapacağım demişti..
Doğrusu çok merak ediyorum o gereğini ne zaman yapacak, ne zaman hakkındaki iddialara yönelik yargıya başvuracak?
Kimleri dava edecek?
Bana kalırsa yaptığı o açıklamalar muhalif çevreye göz-dağı vermekten öteye değildi..
Bugünde aynı senaryo..
Köşesine çekilen ve gelişmeleri izleyen bir rektör var karşımızda!
KTÜ’de neler oluyor sorusu şu aşamada cevapsız!
Önümüzdeki dönem çok daha farklı gelişmeler yaşanacak. İşte o zaman bu suskunluğun ne anlam taşıdığı daha farklı bir hal alacak..
Bekleyip göreceğiz?
Kim ne kadar suçlu, kimin ne kadar günahı var, kimler FETÖ’ye destek vermiş.!
Ne olursa olsun Trabzon’un ve bölgemizin gözbebeği olan KTÜ ülkemize kanlı ve karanlık bir gece yaşatan FETÖ’nün tüm unsurlarından temizlenmeli ve arınmalı
Dün Yenikapı’da milyonlar dosta-düşmana nasıl birlik ve beraberliğin olacağını gösterdi
Türkiye demokrasiye ve cumhuriyete sahip çıkma noktasında YENİKAPI açtı.
Hepimize artık büyük görevler düşüyor!
Kimse umutsuzluğa kapılmasın güvensizlik duymasın..
Yeter ki milli birlik ve beraberliğimiz bozulmasın..
Bizim aşamayacağımız üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yoktur
Rakamlar her gün değişiyor.
Tutuklananların yanı sıra açığa alınan ve gözaltında olan binlerce insan var.
Operasyonlar ise dalga-dalga devam ediyor.
Bu sürecin ne zaman tamamlanacağı ise belli değil.
Her zaman dediğim gibi suçlu olan cezasını çeksin.
Vatana ihanet den daha ağır bir suç olamaz
Ama yaşın yanında kurunun yanmaması adına yargılama sürecinin büyük bir titizlilikle devam etmesi şart.
FETÖ’nün girmediği delik bulaşmadığı kurum yok!
Ülkenin en saygın kurumları ihanetçiler tarafından adeta gasp edilmiş!
İddialar vahim!
Üniversitelerde yaşananlar ise başka acı gerçekleri ortaya çıkarıyor
Ülkenin geleceğini emanet ettiğimiz,bilim-irfan yuvası olarak gördüğümüz üniversitelerin FETÖ ile bağlantı içinde olması kadar üzücü ne olabilir ki!
Vatan hainliğine ortak olmanın ne anlam taşıdığını yazmama bile gerek yok sanırım
FETÖ bağlantısı kapsamında ne yazık ki KTÜ’de derin bir soruşturma geçiriyor.
Gözaltına alınan akademisyenler bir taraftan ortaya atılan vahim iddialar diğer taraftan..
KTÜ bu işin tam göbeğinde havası var!
Gerçekler elbette soruşturmalar ışığında daha netleşecek.
Fakat suyun başındakilerin hala “ben bilmem eşim bilir” mantığı ile vurdum-duymaz bir tavır içinde olmasını doğrusu anlayamıyorum.
En başta da sayın rektör Süleyman Baykal’ın..
Sayın Baykal’ın daha 15 Temmuz olmadan yani rektörlük seçimleri öncesi “Ben cemaatçi değilim onlarla işim olmaz” dediğinde ben bu köşeden kendisine “O zaman kimler cemaatçi kimler bu terör örgütünün yanında kimler değil diye sormuştum”
Sayın Baykal’da şu seçimler bitsin şahsım ve üniversite hakkında bu yönde yazı yazan ve konuşanlar hakkında hukuk karşısında gereğini yapacağım demişti..
Doğrusu çok merak ediyorum o gereğini ne zaman yapacak, ne zaman hakkındaki iddialara yönelik yargıya başvuracak?
Kimleri dava edecek?
Bana kalırsa yaptığı o açıklamalar muhalif çevreye göz-dağı vermekten öteye değildi..
Bugünde aynı senaryo..
Köşesine çekilen ve gelişmeleri izleyen bir rektör var karşımızda!
KTÜ’de neler oluyor sorusu şu aşamada cevapsız!
Önümüzdeki dönem çok daha farklı gelişmeler yaşanacak. İşte o zaman bu suskunluğun ne anlam taşıdığı daha farklı bir hal alacak..
Bekleyip göreceğiz?
Kim ne kadar suçlu, kimin ne kadar günahı var, kimler FETÖ’ye destek vermiş.!
Ne olursa olsun Trabzon’un ve bölgemizin gözbebeği olan KTÜ ülkemize kanlı ve karanlık bir gece yaşatan FETÖ’nün tüm unsurlarından temizlenmeli ve arınmalı
Dün Yenikapı’da milyonlar dosta-düşmana nasıl birlik ve beraberliğin olacağını gösterdi
Türkiye demokrasiye ve cumhuriyete sahip çıkma noktasında YENİKAPI açtı.
Hepimize artık büyük görevler düşüyor!
Kimse umutsuzluğa kapılmasın güvensizlik duymasın..
Yeter ki milli birlik ve beraberliğimiz bozulmasın..
Bizim aşamayacağımız üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yoktur
