Bu anlayışla Trabzonspor’un geçen sezondan milim adım ileri gidemeyeceği belli idi…
Mucize kabilinden kazanılan Konyaspor maçı ile mevcut konumu ne olursa olsun Fenerbahçe’den üstelik deplasmanda alınan tek puan da tolere edilebilirdi.
Kaldı ki bu iki maçtan elde edilen 4 puanın Burak Yılmaz’ın özel marifeti ile alındığını da unutabilirdik.
Ama, taraftarından dahi yoksun Göztepe maçındaki oyun, diziliş, değişiklikler bardağı taşırdı!
Ersun Yanal’ın da Muharrem Usta’nın da tüm makyajı aktı!
Artık Trabzonspor taraftarlarını - kibarcasını yazayım - ne ile avutacaklar, kendileri gibi ben de çok ama çok merak ediyorum! Çünkü at terli artık bundan sonra yemezler!
Son bir hamle ile Galatasaraylı Selçuk ya da Milanlı Sosa veya başka soslar da kar etmez artık!
Trabzonspor için en azından 5-6 haftalık bir opsiyon tanınabilirdi.
Ama ilk 3 maçta görüldü ki değil 5-6 hafta 34 hafta sonunda da pek değişiklik olmayacak.
Çünkü kafa hep aynı kafa…
Kafa değişmedikçe değişim imkansız!
Bir takım için başkan ve yönetim elbette çok önemlidir. Ama teknik adam da onlar, hatta onlardan daha da önem taşır!
Derler ki bir teknik adamın oyuna veya takımına katkısı yüzde 5, ya da yüzde 10’dur. Hayır bana göre bir teknik adam oyuna yüzde yüz katkı da yapar, sıfır katkı da!!!
Göztepe maçında Ersun Yanal’ın katkısını siz söyleyin!
Trabzonspor gibi bir takımda kritik anlarda oyuna girecek tek alternatif Bero ise artık söz bitmiştir.
Teknik adam kötü giden oyuna katkı için denenmemiş bir şeyler ortaya koyar.
Eh, teknik adamın da bir kerameti olsun değil mi?
Ama yok, hayır illa da Bero!!! Bu adamın nesinde boncuk var bir türlü göremedik!
Mesela Bero yerine Abdülkadir’i oyuna alsaydı acaba oyun ve skor ne olurdu? Maç yitirildiği için Yanal’ın cevabı olamaz…
Çünkü kaybetti.
Sadece o mu? Koskoca Trabzonspor da kaybetti, başkan Muharrem Usta da…
Ayrıca umutları da keybettirdiler!
Şimdi Burak Yılmaz’ın iyileşmesini bekleyeceğiz ki takımı yine kurtarsın…
Elbette Trabzonsporlu oyuncuların da taktik ne olursa olsun, sahaya nasıl dizilirlerse dizilsin bir şeyler yapmaları da beklenirdi.
Rakip takımda Gilas diye bir santrfordan haberleri vardı her halde…
Sadece o mu? Ne sağ, ne sol beklere kimseler yardım etmedi.
Teknik adam bunu görmüyor da, futbolcular da göremedi?
Göztepe, Trabzonspor’un sağ kanadını felç ederken birileri uyarmaz mı?
Yenilen ilk 2 golün de başlangıcının kaleci degajından oluştuğunu, Trabzonspor savunmasının arkasına atılan her uzun topun tehlike yarattığını, futbolcular arasındaki mesafenin boyunun çok uzun kaldığını, futbolcuların birbirlerini bulamadıklarını göremezler miydi?
Bunları Trabzonspor yenildi diye yazmıyorum.
Trabzonspor ezildi, mahkum oynadı, Göztepe’nin en iyi oyuncusunun Galatasaray’ın kapıya koyduğu 33 yaşındaki Sabri olduğu, Onur’un 3 gol yemesine rağmen 6-7 golü önlediği için yazıyorum.
Ve diyorum ki Trabzonspor’un Ersun Yanal’la bir geleceği yok artık. Hatta kulübü neredeyse bir kat daha borçlandıran “bal dudak başkan” Muharrem Usta ile de…
Her şey ortada, kral çıplak…
Yazık değil mi Trabzonspor’un peşinden koşanların umutlarına, emeklerine?
Mucize kabilinden kazanılan Konyaspor maçı ile mevcut konumu ne olursa olsun Fenerbahçe’den üstelik deplasmanda alınan tek puan da tolere edilebilirdi.
Kaldı ki bu iki maçtan elde edilen 4 puanın Burak Yılmaz’ın özel marifeti ile alındığını da unutabilirdik.
Ama, taraftarından dahi yoksun Göztepe maçındaki oyun, diziliş, değişiklikler bardağı taşırdı!
Ersun Yanal’ın da Muharrem Usta’nın da tüm makyajı aktı!
Artık Trabzonspor taraftarlarını - kibarcasını yazayım - ne ile avutacaklar, kendileri gibi ben de çok ama çok merak ediyorum! Çünkü at terli artık bundan sonra yemezler!
Son bir hamle ile Galatasaraylı Selçuk ya da Milanlı Sosa veya başka soslar da kar etmez artık!
Trabzonspor için en azından 5-6 haftalık bir opsiyon tanınabilirdi.
Ama ilk 3 maçta görüldü ki değil 5-6 hafta 34 hafta sonunda da pek değişiklik olmayacak.
Çünkü kafa hep aynı kafa…
Kafa değişmedikçe değişim imkansız!
Bir takım için başkan ve yönetim elbette çok önemlidir. Ama teknik adam da onlar, hatta onlardan daha da önem taşır!
Derler ki bir teknik adamın oyuna veya takımına katkısı yüzde 5, ya da yüzde 10’dur. Hayır bana göre bir teknik adam oyuna yüzde yüz katkı da yapar, sıfır katkı da!!!
Göztepe maçında Ersun Yanal’ın katkısını siz söyleyin!
Trabzonspor gibi bir takımda kritik anlarda oyuna girecek tek alternatif Bero ise artık söz bitmiştir.
Teknik adam kötü giden oyuna katkı için denenmemiş bir şeyler ortaya koyar.
Eh, teknik adamın da bir kerameti olsun değil mi?
Ama yok, hayır illa da Bero!!! Bu adamın nesinde boncuk var bir türlü göremedik!
Mesela Bero yerine Abdülkadir’i oyuna alsaydı acaba oyun ve skor ne olurdu? Maç yitirildiği için Yanal’ın cevabı olamaz…
Çünkü kaybetti.
Sadece o mu? Koskoca Trabzonspor da kaybetti, başkan Muharrem Usta da…
Ayrıca umutları da keybettirdiler!
Şimdi Burak Yılmaz’ın iyileşmesini bekleyeceğiz ki takımı yine kurtarsın…
Elbette Trabzonsporlu oyuncuların da taktik ne olursa olsun, sahaya nasıl dizilirlerse dizilsin bir şeyler yapmaları da beklenirdi.
Rakip takımda Gilas diye bir santrfordan haberleri vardı her halde…
Sadece o mu? Ne sağ, ne sol beklere kimseler yardım etmedi.
Teknik adam bunu görmüyor da, futbolcular da göremedi?
Göztepe, Trabzonspor’un sağ kanadını felç ederken birileri uyarmaz mı?
Yenilen ilk 2 golün de başlangıcının kaleci degajından oluştuğunu, Trabzonspor savunmasının arkasına atılan her uzun topun tehlike yarattığını, futbolcular arasındaki mesafenin boyunun çok uzun kaldığını, futbolcuların birbirlerini bulamadıklarını göremezler miydi?
Bunları Trabzonspor yenildi diye yazmıyorum.
Trabzonspor ezildi, mahkum oynadı, Göztepe’nin en iyi oyuncusunun Galatasaray’ın kapıya koyduğu 33 yaşındaki Sabri olduğu, Onur’un 3 gol yemesine rağmen 6-7 golü önlediği için yazıyorum.
Ve diyorum ki Trabzonspor’un Ersun Yanal’la bir geleceği yok artık. Hatta kulübü neredeyse bir kat daha borçlandıran “bal dudak başkan” Muharrem Usta ile de…
Her şey ortada, kral çıplak…
Yazık değil mi Trabzonspor’un peşinden koşanların umutlarına, emeklerine?