Levent Ustabaşı

Levent Ustabaşı

Usta’yı hatırlayıp Ağaoğlu’nda gördüklerim!

Şöyle başladı…
Ofise girdim.
Masama oturdum.
Gazete manşetlerini açtım.
Trabzonspor ile ilgili tek birşey olumlu değildi.
Başkan Trabzonspor Kulübü Başkanı Muharrem Usta idi.
Halbuki yönetimiyle sponsor buluyor, ödemeler yapıyordu.
Mali rahatlamalar geldikçe moral yükseliyordu.
Transfer ekibi bile profesyonel oluşturulmuştu.
Futbolcu analizleri falan yapılıyordu.
Nedense bu iyi şeyler anlatılamıyordu bile.
Anlamsız bir şekilde tam tersi gündeme geliyordu.
Ofiste masamda karar verdim.
Başkanı uyaracaktım.
*
“Sosyal medyadan uzak durun” , “Küçük, basit, bit kadar olmayan şeylerle uğraşıp asıl yaptıklarınızı anlatamıyorsunuz” , “Kulüp yönetiyorsunuz kulüp!” , “Başkan yöneticileriyle muhatap olur başkalarıyla değil.” , “Sosyal medyadan kulüp yönetilmez!” “Başkan tepkilere aldırmaz! Kulüp için doğru olanı yapar!” “Başkan tribün istemiyor diye düşünmez ‘kulübün yararı var mı? zararı var mı?’ diye düşünür” gibisinden yazdıkça yazmıştım.
Bu uyarılarımdan aylar sonraki yazım zaten “Aralık’ta derhal kongreye git” oldu.
Çünkü bu saçma gidişat bunu gösteriyordu.
*
Daha sonrası malum..
Uyarılar dikkate alınmadı.
Kongreye de gidilmedi..
Scout ekibi falan hikaye oldu.
Uçuk kaçık transferler yapıldı.
Yönetim kurulu toplantıları yapılmaz oldu.
Menajerlerle, ahbap çavuş ilişkileriyle kulüp yönetildi.
Telekonferansla diyalog moda oldu.
Bazıları kulübün yolunu unuttu!
Kimileri de ‘başına buyruk hareket edip bizi kukla yaptın’ diyerek başkana resti çekti.
Başkan Muharrem Usta, canlı yayına çıkıp başkan olduğunu unutup Trabzonspor maçını iPad’den (Uyarı; iPad demişken ABD ürünüdür isteyen Samsung diye okuyabilir. Kendisi öyle dediğinden yazılmıştır) izlediğini söyleyebilecek kadar ne yaptığını bilmiyordu.
Ardı ardında davalar, tazminatlar falan derken işte sonucunu gördünüz.
*
Şimdi daha bugün!
…Yine ofise geldim.
Masama oturdum.
Çayım acı olmuştu onu tazeledim.
Gazeteleri, spor manşetlerini açtım.
O an beynimden Usta döneminin başlangıcı film şeridi gibi geçti.
İçimden, “Yahu aynı şeyler mi oluyor? Bana mı öyle geliyor?” diye sorguladım.
Büyük mali işlerin üstesinden gelindiği, uçuk transferlerin önüne geçildiği, mantıklı hareket edilerek kulübün nefes alması sağlandığı halde..
Üstüne eşsiz mükemmel bir açılış yapıldığı halde…
Futbolcuların morali yüksek olduğu halde..
Bazı ufak tefek sorunlar dışından kritik adımlar atıldığı halde..
Eski yamalı bohça olan tüzük değiştirildiği ve yerine Trabzonspor’a yakışır bir tüzük hayata geçirildiği halde…
“E spor manşetleri neden böyle?” diyerek çayımdan son bir yudum daha aldım.
O gün de çayım bittiği an dayanamayıp yazı yazmıştım.
Bu defa gerek kalmayacak yazmama!..
Herşey ortada.
Geçmişten ders alın.
Almazsanız malum son sizi bekliyor.
Kulübü de kendinizi de ziyan etmeyin.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.