Trabzonspor’un ne halde olduğunun en güzel belgesi işte bu.
Bakın Orduspor maçına 55 puanla gittik, 56 puanla geldik. Süper Final’de puanlar yarıya bölündüğüne göre 1 puan ne işimize yaradı? Hiç…
Yenilse idik de Süper Final’de puanımız 28 idi berabere kaldık gene 28. Maçların sonunda averaja kalırsak avantajımız olacak.
Düşünün lütfen beraberlik ve mağlubiyette aynı puanda olacağı, sadece galibiyet durumunda avantaj sağlayabileceği bir maça çıkıyor Trabzonspor ve sahada sürünüyor.
Kötü oynayabilirsiniz, gol kaçırırsınız, hata yapar gol yersiniz hepsi tamam ama böylesine sadece galibiyetin önem taşıdığı bir maçta bu ruhsuzluk nedir sizce?
Cesaretim yok ki
Acaba bu takımın motivasyonu kimin görevidir diye sormaya.
Futbolu değil ama 84. dakikada Alanzinho’yu çıkarıp Aykut’u oyuna koyan zihniyet matematik bilip bilmediğini sormaya?
Hiçbir iddiası olmayan Hector Cuper maç boyunca yerinde duramazken kamera bizim kulübeye dönünce bizim teknik kadroda bir muhabbet, bir muhabbet. Sahada uyuyan futbolculara “ya kardeşim ne oluyoruz, ne bu hal uyanın…” diyecek olan kim?
Bırakın Galatasaray’ı , Başkanı cezaevinde, hocası her hafta başka bir oyuncusu ile kavgalı Fenerbahçe bile bizden çok daha hırslı, motive.
Lig bitti geçen yıl 82 puan alan Trabzonspor bu yıl ligi 56 puanla tamamladı. Geçen yılın tam 26 puan gerisinde kalmışız, aldığımız puanın Üç’te İkisini toplayabilmişiz.
Bu sonuç sadece Egemen veya Selçuk’un gidişi ile ya da şampiyonlar ligi ile açıklanamaz. Israrla yazıyorum başarısızlığın temel sebebi giden oyuncular değil gelen yabancılardır. Bunun hesabını da birileri çıkıp vermelidir.
Trabzonspor’un 10 milyon dolar’ın üzerinde bir paraya transfer ettiği Adian ve Henrique’yi gördük. Sadece 2 lig maçında 90 dakika forma giyen Adrian ile lig’de sadece 2 gol atabilen Henrique’nin yerine bu paralara 30 maç oynayacak 2 oyuncu alabilse idik yerimiz nerede olurdu?
Bunların yanında Colman'ın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi bize Orduspor maçı.
Peki bu futbolcuları kim transfer etti?
Eminim bu transferleri yapanlar ile Ordu maçı öncesi 55 puanla 56 puan arasında fark olmadığını bilmeyenler aynı kişilerdir. Yoksa başka türlü nasıl olur da birçok takım bizim verdiğimiz paraların onda birine bizimkilerden çok iyi futbolcuları alırlar.
Tamam kimseyi eleştirmiyelim. Öyleyse en büyük başkan bizde, en büyük hoca bizde, Özkan Sümer, Ahmet Suat Özyazıcı ve daha birçok futbol alimi Trabzonspor’un çatısı altında o zaman bu transferleri kimler yaptı.
Uzunsokağa çıkıp önünüze ilk gelen vatandaşa bıraksanız transfer işini belki de daha az hata yapardı.
Trabzonspor’un futbolunu beğenen olur, beğenmeyen olur, herkesin fikrine saygımız var. Ama transfer gibi motivasyon gibi konulardaki sorunlar tartışılmayacak kadar ortada.
Cesaretim yok ki, bütün bu işlerin Şenol Güneş’in görevi olduğunu yazmaya.
Şenol hocam bu ruhsuzluk ne, diye soralım desek Güneşistlerden yığınla küfür mesajı alacağız. Hepsininde tek bir iddiası olacak “Hugo Broos’u mu istiyorsunuz?”
Yok istemiyoruz ama siz biraz daha gayret ederseniz Hugo Broos’u bile arayacağımız günler yakındır.
İyi de bir Hugo Broos faciası atlattık diye her yanlışa eyvallah demek zorunda mıyız arkadaşlar?
Sorunlarımızdan biri de Hugo Broos'u unutmayıp, Hakan Yemişken'i unutmamızdır.
