Doğu Karadeniz de Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde, 830 bin dekar alanda 1 milyon üretici aile tarafından yapılan yaş çay tarımında ilk sürgün tamamlandı.
Bu yıl koronavirüs tedbirleri kapsamında, sınır kapılarının kapatılması nedeniyle 40 bin yabancı uyruklu işçinin ülkeye giremeyince iş başa düştü.
Çoluk-çocuk yaşlı-genç çay tarlalarına indik.
Pas tutan bedenlerimiz bu vesile ile işe yaramış oldu.
Yıllardır kendi bahçelerimize giremez olduk.
Tembellik bizi rahatlığa alıştırdı.
Gurbette olanları, hasta olanları ve geçerli mazeretleri olanları bir kenara koyarak çayını toplamak yerine keyif yapan ahmakların belki aklı başına gelir.
Sadece Rize'de İş-Kura kayıtlı yaklaşık 20 bin dolayında işsiz var.
Çay bahçelerinde çalışma zorluğunu bahane edenler, çay işçiliğini tercih etmiyor.
Bu yıl günlük yevmiyesi yaklaşık 250 TL'den aylık 7 bin 500 TL kazanacak olmasına rağmen aranan çay işçileri bulunamıyor.
Olacak şey değil.
Giresun, Ordu, Samsun, Trabzon ve Rize olmak üzere Karadeniz’e kıyısı olan hemen her ilde yetişen bir başka üründe fındık.
Ağustos ayında ise fındık hasadı var.
Türkiye’de yaklaşık 440 bin üretici, 700 bin hektar alanda fındık üretimi yapmakta.
Fındık toplamak içinde yine binlerce insan dışardan gelmekte.
Çayı da fındığı da biz toplamıyoruz
Üretmek yerine tüketmek çalışmak yerine hazır geçinmek yaşam biçimi olmuş artık.
Bu kafalarla nereye gideceğiz?
Ben diyorum ki hazır bu yıl böyle oldu artık dışardan gelen işçilere yasak getirilsin.
Herkes kendi çayını kendi fındığını toplasın.
Üretmekten başka çaremiz yok.
Topraktan-tarımdan-hayvancılıktan koptuğumuzda sonumuz gelmiş demektir.
Önüne gelen en kolayını seçme derdinde.
Karadeniz insanı olarak en şanslı bölgedeyiz.
Ama biz çalışmak yerine en azıyla yetinme peşindeyiz
Asgari ücrete razıyız..
İş-Kur’dan hep masa başı iş takip ediyoruz.
Sabahtan-akşama kadar oturmaya razıyız.
“Ne iş olursa yaparım” deriz ama iş olunca da” kaçmanın” peşine düşeriz
İmkanları zorlamalıyız beden ve beyin yükünü daha büyük hedefler için kullanmalıyız.
Yan-gelip yatma devri artık tarih oldu..
Ekmek-aş-iş meselesi artık kolay çözülmüyor.
Allah bize nimet vermiş-akıl vermiş.
Emeğimize sahip çıkmaktan başka çaremiz yok.
Tarlamız da fındık ve çay varken gelip başkası toplayacak, denizde balık var başkası tutacak, inşaatlarda çalışmayacağız, meslek öğrenmek için gayret göstermeyeceğiz..
Oh ya ne güzel dünya..
Baba-anne çalışsın bizde yiyelim öyle mi?
O da kalmadı merak etmeyin..
Haydi ayağa kalkma zamanı..
Haydi şimdi üretme zamanı..
Yoksa hep beraber tükenip gideceğiz..