Bizim insanımızın tuhaflıkları ah yok mu..
Bazen trajikomik oluyoruz.
Bu anlarımız paha biçilemez oluyor.
O anları doladık dilimize geçenlerde..
Karşımdaki isim Emin Albayrak.
Pireyle deveyi yarıştırır, kürsüye eşeği çıkartır!..
Öyledir..
Hayata dair detayları öyle güzel yakalıyorki bazen mest olmuyor da değilim.
Dilimize doladığımız konu kazaya davetiye çıkartan merakımız.
***
Emin abi şöyle bir durdu.
Bana doğru baktı..
‘Levent’ diye seslenerek ‘yeni projeme bayılacaksın’ dedi. 
‘Abi hayırdır’ dedim.
‘Bak şimdi..’ diyerek öyle bir kasıldıki; içimden, ‘Herhalde 100 kişinin istihdam edeceği ciddi bir marka oluşturacak” dedim.

***
‘İnşaat yıkımını izleme patenti alacağım’ deyiverdi. 
Daha da yaklaştım.
Anlamaya çalışırken o sözlerine şöyle devam etti;
‘Şimdi bak Leventçiğim hani biz yıkım-kaza gibi şeyleri en az 300-500 kişi merakla izleriz ya..
Onun patentini alıp, bir marka oluşturacağım.’
Ben yine, ‘Nasıl yani?’ diye soru sormaya çalıştım.
***

Kendinden emin bir şekilde konuşan Emin abi ise devam etti;
‘İnşaatı yıkılacak olan kişiler bize gelecek.
Önce bizden yardım isteyecekler.’
‘Eeee sonra..’ dedim. 
‘İşte o yıkım esnasında bizim oluşturduğumuz izleme noktasından insanlar gelip inşaatı izleyecekler.
Hem dağınık olmaz.’
O anlatırken benim gözler daha da büyüdü..
Emin abi detay verirken ben, ’Eeee, euu’ gibi abuk sabuk laflarla yetiniyordum.
***
‘Hem dağınık olmazlar, hem kazaya sebebiyet verilmez.
Ellerinde meyve suyu, mısır, çerezlerle izlerler yıkılırken..
İnşaat sahibi de sayemizde gelir elde etmiş olacak.
İzleyenlere bilet keseceğiz. 
Yani bir taşla iki kuş vurulacak.
Buna kazaları da ekleyebiliriz.
Yolda önündeki araca selektör yapıp gitmesini isteyen şoförlerimiz yanda duran kazayı aracı merakla izlemeyi ihmal etmiyorlar mesela..
Sonunda daha dayanamadım  ‘kahkahayı’ patlattım..
“Ah be” dedim şöyle kasıla kasıla.. 
Ah be Emin abi….
Alem adam işte!