Hasan Kurt
Trabzon'da denize atılan Kırmızı Otomobil!
Döneminin en gösterişli, en pahalı otomobili idi. İstanbul’dan Gülcemal Vapuru ile Trabzon’a getirilmişti! Gülcemal, Çömlekçi’de Rusların iki gemi batırarak yaptığı küçük limanın 100 metre kadar açığında demir attı. Sahilden, birkaç büyük taka Gülcemal’in güvertesine yaklaştı. Taka, halatla güverteye sıkı sıkıya bağlandı. Takanın güvertesi de geniş tahtalarla güçlendirilmişti. Kırmızı otomobil’in direksiyonunda şoförü! Otomobil, Gülcemal’in güvertesinden itilerek Taka’ya alındı. Taka, sahile yaklaştı. Sahilde genci yaşlısı onlarca kişi! Meraklı bakışlar altında kırmızı otomobil, hasarsız takadan indirildi.
Trabzon’a gemi ile getirilen bu ilk otomobil, o olaydan sonra, Taksim Yokuşundaki eski mezarlığın (Fatih Parkı) kuzey doğusunda, limon sokağına yakın bir yerde kaportasındaki kurşun delikleriyle, camları kırık terk edilmiş vaziyette bir süre kaldı. Birkaç yıl sonra da, Köşk yolunda çapraz ateşle öldürülen kırmızı otomobilin sahibi Kahya Yahya’nın eşi tarafında, ‘ailemize uğursuzluk getirdi’ gerekçesiyle yine çömlekçi sahilinde denize atıldı!
Ve l940’lı yılların sonunda Liman yapılırken, limanın içindeki kum boşaltılırken kırmızı renkli otomobil denizden çıkarıldı ve hurdacıya gönderildi!
xxx
İşte bu kırmızı otomobil, bir dönemler Trabzon ve Karadeniz Bölgesinin en tehlikeli ismi, İttihat ve Terakki’nin, Teşkilat-ı Mahsusanın örgütçü ve vurucu siması, Enver Paşacı, Ali Şükrü’nün, Ömer Hacıalihafızzade’nin, Faik Ahmat Barutçu’nun yoldaşı, Trabzon Limanının Kahyası, Kahya Yahya’nındı!
Kahya Yahya ile ilgili en geniş araştırma ve incelemeyi yapanlardan biri Prof. Dr. Uğur Üçüncü’dür. Bende, Kahya Yahya’nın ikinci ve üçüncü kuşak yakınlarıyla ve o dönemde yaşayanlarla görüşmüş, epey bilgi almıştım.
Kahya Yahya’nın babası liman Kahyası idi. Baba Kahya ölünce yerine oğlu Yahya, liman Kahyası seçildi. Liman Kahyalığı, demek para demek, güç demek vs. Bir de İttihatçı ve Teşkilat-ı Mahsusacı isen, bölgende kralsın!
Kahya Yahya 1920’lerin başında bu kırmızı otomobilini almıştı. Bir de İstanbul’dan otomobili sürecek olan şoför getirmişti. Kahya’nın bu kırmızı renkli otomobilinin askeri bando klaksonlu bir de kornası vardı. Otomobil Trabzon’da kısa sürede ünlenmişti.
Cahit Talas, Kahya Yahya’nın otomobili hakkında şunları anlatmıştı,
‘Trabzonlular, otomobili 1920’li yılların hemen başında görmüşlerdi. Kırmızı renkli, o zaman bana çok güzel görünen ve büyük ilgi çeken Trabzon’un bu ilk otomobili Yahya Kaptan’ı aitti’.
Kahya, ne hazindir ki, bu kırmızı otomobilinden hevesini almadan Köşk yolunda, çapraz ateşe tutularak öldürülmüştü. Otomobil’de kızı ve kızının Fransızca öğretmeni de vardı. Bu cinayeti önceleri Topal Osman’ın gerçekleştirildiği söylenmişti. Ancak sonradan gerçek ortaya çıkmıştı. Kahya’yı ve bir iki istisna hariç arkadaşlarının hepsini Ankara ortadan kaldırmıştı. Kahya’yı, Ali Şükrüleri, Ziya Hurşit’i, Ömer Efendiyi, Gavur İmamı ve diğerlerini!
Kahya Yahya’nın, öldürülmesi Trabzon’da büyük yankı yapmıştı. Yahya’nın cenazesi önce Çömlekçi’deki evine getirildi Sonra İskenderpaşa Camisine. Cenazeye, Müslüman ve gayrimüslim yediden yetmişe tüm Trabzonlular katılmıştı. Özellikle kadınlar, Yahya’nın arkasında ağıt yakmışlar ve gözyaşı dökmüşlerdi. Yahya’nın cenazesi Boztepe’de Ahi Evren camisinin güneyindeki mezarlığı defnedilmiş. Mezarlık daha sonra neredeyse kimsesizler mezarlığı gibi bakımsız kalmıştı.