İbrahim Değil

İbrahim Değil

“Açlıktan bahsetme, söyleme yalan”

“Oy duyuldi duyuldi, yiri hamsi burada
Uzatma sepetuni, nene ya dur sirada
Bakma oyle yüzume hemşerum aluk aluk
Sen ne kadar isteyisin, soylesana babaluk
Ver bağa on beş kilo, gözleri kansuz olsun
Al istersen kayığı, cinsin sülalen doysun”

Rahmetli Niyazi Tarakçıoğlu “Hamsi” şiirindeki bu dizeleri yazdığı zamanlarda hamsimiz bol, “yiri” ve sağlıklı idi. Şimdi Karadeniz’de balık stoklarında kaygı verici bir azalış var. Geçen yıl bir ilk yaşanmış, balık sezonu içinde hamsiye av yasağı getirilmişti. Fakat derdimiz derman bulmuş değil. “Zizil” kadar hamsilerin avlanıp ziyan edildiğini duyuyoruz. Tavaya gelir hamsi bulursak kilosunu 50 liradan alıp sülaleyi doyurmanın zor olduğunu da görüyoruz. 

AB, Karadeniz’i Avrupa’nın en kirli denizi kabul ediyor. Uzmanlar sadece Trabzon’da yılda 3 bin ton atığın Karadeniz’e gittiğini hesaplamış. Ağır metallerle zehirlendiğimiz yetmiyordu. Hamsi, palamut, mezgit, barbun, istavrit gibi 12 balık türünde mikroplastikler tespit edildi. Yani biz fakirler balığı sofraya getirmeyi başardığımızda artık afiyetle yememiz mümkün değil.

Hani, bir fıkra vardır ya, "Saridur, kafestedur, öter; bu hayvan nedur?” diye sorulur. Cevap: hamsi...

Şimdi ben de Temel gibi sorayım:  Denizde 20 yıl yaşayabilir, yumuşaktır, oltayla da yakalanır. Bu deniz ürünü nedir?

Cevap “sargan” değil, “hamsi” hiç değil. Plastik poşet.

450 yıl yaşayan da yunus veya köpek balığı değil. Plastik şişe, çocuk bezi…

“Mavi Vatan” adlandırmasını hepimiz duyduk. 462 bin km2 alana sahip denizlerimiz için kullandığımız bir ifade bu. Peki, bu muazzam vatan coğrafyasının genel müdürlüklere bağlı olduğunu biliyor muydunuz? Hâlâ bir “Denizcilik Bakanlığı”mız yok. 462 bin km2’lik “sudan konulara” Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Denizcilik Genel Müdürlüğü gibi kurumlar bakıyor. Fakat bizim, kışın bile Norveçli yahut bilmem nereli Temel ve Dursun Reislerin avladığı uskumruyu, somonu tüketmemizin bu durumla hiçbir ilintisi yoktur.

Neyse, biz çizmeyi aşmayalım, hamsi edebiyatından devam edelim:

Hakkında gazeller, kasideler, destanlar yazıldı mübareğin. Hamamizâde İhsan Bey’imiz “Hamsiname” adıyla kitabını yayımlayıp hamsiden çok ünlendi. 

Baba Salim bir şiirinde, “Açlıktan bahsetme, söyleme yalan / Bankerdir bir tek küp hamsisi olan / Bundan sonra olmaz açlıktan solan / Bir şey bulamazsan ye sade hamsi” derken bir başka şiirini şöyle bitirir:

“Ey Salim, hamsiyi ye seve seve
Kamyona yüklerim yetmezse deve
Düşürdüm mü seni bir gece eve
O gece keyfimden şâdânım hamsi

Evliya Çelebi’miz ise Trabzon’daki hamsi düşkünlüğünü 4 asır evvel ballandıra ballandıra anlattığı yapıtında meşhur bir maniye de yer verir. Biz şimdi o dörtlüğü bugüne uyarlayalım:

“Trabzon’dur ilimiz
Akça tutmaz elimiz
Hamsi balık bitiyor
Ne olacak hâlimiz”

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.