Bak İbrahim! Ben seni çocukluğundan tanırım. Hiç değişmemişsin. Mahalle arasında bile kimseye top vermez, şahsi oynamayı severdin. Hatta çocuklar babalarına seni şikâyet etti de, mahalle sakinleri toplanıp sana özel top aldılar.
Beşiktaş’ta, İstanbul BB’de ve hatta Milli Takım’da da aynıydın. Şahsi oynar, takım oyununa katkı sağlamazdın.
Şimdi de 3 Temmuz’dan bu yana gelinen süreçte yine bireysel takılıyorsun. Bunca dinleme kaydı ve görüntü var. Sen ne bencil adamsın ya! Her şeyi tek başına yapmışsın. Müsabaka sonuçlarını tek başına etkilemişsin. Ayıp İbrahim ayıp! Bu kadar bireysellik olmaz.
Takım Oyunu
Sivasspor yöneticisi, Fenerbahçe adına müsabaka sonucunu etkilemekten ceza alıyor. Ben takım oyunu diye buna derim. İbrahim Akın’ın örnek alması gereken bir durum.
02.43’te açıklanan karar.
TFF PFDK’sı, (Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu) o kadar çalışkan ki, insanın gözyaşı dökesi geliyor. Adamlar yemeden içmeden, gece gündüz çalıştılar.(!) Pazar akşamı oynanan GS-BJK ve TS-FB maçlarını bile izlemediler. Nihayetinde Pazartesi sabahı 02.43’te TFF’nin resmi internet sitesinden merakla beklenen kararlarını açıkladılar. Helal olsun adamlara.
Bu arada, TFF’nin internet sitesi sorumlusunu da ihmal etmeyelim. Adamcağızı o saatte evinden kaldırıp getirmişler. Ona da alkışlarımızı gönderiyoruz.
Emre-Zokora
Emre Belezoğlu anne tarafından Trabzon Maçkalıdır. Öncelikle annesinin ellerinden öpüyoruz. Boğaların kırmızıya karşı alerjisi var. Emre’nin ise bütün renklere. Süreci biliyorsunuz. Emre, Zokora’ya “Güneşte fazla kalıp biraz yanmışsın” dedi. Önce kabul, sonra inkâr etti. Zokora ise pazar günü, adalet dağıtması gerekenlerin yap(a)madıkları görevi kendisi yerine getirmeye çalıştı.
Evet, Zokora’nın yaptığı yanlıştı. Sarı değil kırmızı kart gerekirdi. Bırakın onu, TFF PFDK’sı maç görüntülerinden bile bu hareketin cezasını kesebilir.
Bugün Zokora’yı değil futbolcu, insan olmamakla suçlayanlar, Diego Lugano’yu unutmuş olamazlar. Zokora’nın bir sezonda yaptığını, her maçta en az üç dört defa yapardı Uruguaylı.
Onun için kimse ŞEYTANLIK yapmasın. Yanlışın rengi olmaz. Biz “Zokora yanlış yaptı” diyebiliyorsak, bazı şeytanlar da dün Lugano’nun, bugün Emre’nin yanlışlarını söyleyebilmeli.
Güneş’in Yaptıkları
Bizimde Şenol GÜNEŞ’i eleştirdiğimiz zamanlar olmuştur. Ama Pazar gecesi Güneş’in düştüğü durum, en çok Trabzonsporluları yaraladı. Bir tarafta samanın altına suyu salıp, ellerini göğüs hizasında bağlayıp hınzırca bekleyenler, diğer yanda ise futbolun spor olmaktan çıktığını avazı çıktığı kadar bağıran bilge adam.
Şenol Hoca’nın tribünleri sakinleştirmek adına harcadığı çaba, başta şahsım olmak üzere Trabzonsporlu olduğunu savunanları bir kez daha düşündürmeli.
Güneş, Bırakır mı?
Şenol Güneş’in göreve devamı konusu belirli dönemlerde gündemde yer bulur. Geçtiğimiz yıl yayıncı kuruluşa tepki koymak adına maç sonu röportajlarına çıkmayarak Ünal Karaman’ı görevlendirmişti.
Şenol Hoca’nın 2010-2011 sezonu öncesinde benzer bir düşüncesi oldu. Ama ne şekilde? Ünal Karaman’ın saha içerisindeki uygulamalar konusunda ön plana çıkması ve kendisinin de daha çok Sportif Direktör gibi hareket etmesi.
Şenol Güneş’in Ünal Karaman ile olan ilişkisini bilen bilir. Ünal Hoca’nın takım kaptanlığı yaptığı dönemde Güneş onun hocasıydı. Milli Takım’da ise en yakın yardımcısı. Şimdi yine aynı şekilde.
Sonuç… Şenol Güneş, Trabzonspor’daki görevine devam eder. Şenol Güneş mi, Ünal Karaman mı ön planda olur derseniz, onların böyle bir sıkıntısı yok. İkisi de önde görünmeyi sevmeyen kişilikler.