Salih Çamoğlu
Halk oyuyla sivil Anayasa
Geride kalan hafta içinde Ankara Ticaret ve Sanayi Odası’nın salonunda sivil topluk örgütleri temsilcilerinin katıldığı bir toplantı tertip edildi.
Toplantının konuşmacısı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Yeni Anayasa’nın startı verildi.
Bu kaçıncı start onu da unuttuk.
Ancak, Türk halkı sivil anayasasını yapmalı.
Hem de anayasayı vatandaş yapmalıdır, onun tercihiyle sivil anayasa oluşmalıdır.
Parlamentoda yapılacak anayasa için milletvekilleri iktidar muhalefet ayrımı yapmadan ittifakla oy kullansa bile oradan çıkacak anayasa mutlaka tartışmaya sebep olur.
Kaldı ki, halkın vermiş olduğu karar ile parlamentonun vermiş olduğu karar arasında dağlar kadar fark var.
Bir yandan da Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanarak, Anayasa yapma komisyonunu oluşturdu.
Daha önce olduğu gibi AK Parti, Meclis’te grubu bulunan tüm siyasi partilerin komisyona eşit sayıda milletvekili vermesini önerdiği gibi hayata geçmesini de sağladı.
Meclis’te bulunan tüm partiler eşit sayıda milletvekili verdi, yeni anayasa yapma komisyonunda önemli isimler yer aldı.
Başta da ifade ettiğimiz gibi yeni ve sivil anayasanın mecliste değil, halkın oyuyla kabul edilmesinde yarar var.
Meclis isteseydi bugüne kadar bir sivil anayasa yapmış olurdu.
En azından 1982 yılında askeri rejim döneminde askerlerin yapmış olduğu anayasayı, aradan geçen otuz küsür yıla rağmen değiştirilmemiş olması meclisin en büyük eksikliği olarak önümüzde duruyor.
Parlamenter sistem gerektiği gibi işliyor diyenlere ithaf olunur!
Yeni anayasa yapılmasında ısrarcı ve kararlı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisi AK Parti’nin anayasa yapımıyla birlikte üzerinde durduğu en önemli konu başkanlık sistemi.
Yeni anayasa yapılırken başkanlık sistemi mutlaka şart konulsun, Türkiye ilk sivil anayasa ile birlikte başkanlık sistemini uygulamaya koysun istiyor.
Başkanlık sistemini en çok isteyenlerin başında da Cumhurbaşkanı Erdoğan geliyor.
Ortada duran bu tabloya göre başkanlık sistemi olursa, yüzde 50’nin üzerinde oy alıp Türkiye’nin devlet başkanı olacak ilk ismi kendisi olacağını biliyor, onun için tarihe geçmek istiyor.
Erdoğan sırf kendisi başkan olmak için mi başkanlık sistemi üzerinde duruyor.
Koalisyon hükümetleri dönemlerinden Türkiye’nin ne çektiğini bilen, benden sonrası tufan demeyen Erdoğan, sırf kendisi başkan olmak için değil, ülkeye yönetimde istikrar gelmesi için başkanlık sisteminde ısrarcı olduğunu düşünüyoruz.
Kaldı ki, Erdoğan kendisine güveniyor.
Anayasa referandumu ve başkanlık sistemine geçişte halktan gerekli desteği alacağını biliyor.
Muhalefetin biraz gücü olsa, başkanlık sistemine geçiş için belki onlar iktidara dayatacaklardı.
Öncelikle sivil anayasa yapılması, hem de halk oyuyla, kaçınılmazdır.
Başkanlık sisteminin de yönetimde istikrarın sağlanması için iyi bir tercih olduğunu düşünüyorum.