Süper ligde,bu karşılaşma ile beraber, son 5 karşılaşmada galibiyet yüzü göremeyen Trabzonspor,sezon başındaki çıkışının ,şimdi çöküşünü yaşadığı döneme girdi,bu belli.

Önemli olan bu fizik ve form grafiğinin düştüğü dönemden, en kısa zamanda nasıl düzlüğe çıkıp, toparlanmak lazım diye düşünülmesi gerek.

Yoksa yazmaya kalksak,öküzün altında buzağı da buluruz ama biz buzağına değil,

Duyduklarımıza ve gördüklerimize bakalım.

Söyleyin şimdi hangisini yazayım ?

*

Şehir içerisinde yaşayıp,önemli bir işi olmayıp da,zamanı olup,kombinesi bile var

 
iken maça gelmeyen ve pazara kadar taraftar olan !... bu takımın taraftarını mı yazayım ?

Maraton tribününde yine çıt bile çıkarmadan ,takımlarının bu kötü akşamında onlardan destek aradığı ama bu tribünden bulamadığı, orada oturan taraftarları mı yazayım ?

Yada oradakilere, Avni Aker’e  gelmeden, Atapark semtindeki Devlet Tiyatrosuna uğrayıp,oradaki tiyatrocu arkadaşlarımızın güzel oyunlarını seyretmelerini mi tavsiye edeyim ?

*

İnter deplasmanındaki galibiyet sonrası göğsünü gererek sokakta yürüyenlerin, 3-0 “lık Galatasaray mağlubiyetinden sonra,köşelerine niye sindiklerini ve bu takıma Gençlerbirliği önünde niye sahip çıkmadıkların mı yazayım ?

Bu maçta tribünde pazara kadar değil, mezara kadar bu takımın arkasında olduklarını belgeleyen çoluk , çocuğundan, kızından, kadınından,adamından, gencinden, yaşlısından tribünlere gelenlere bir alkış lütfen diye mi yazayım ?

Piotr,Tayfun ve Vittek’in sakat olduğunu,Burak ile Zokora’nın cezalı olduğunu Marek Cech’ in dinlendirildiğini ,neredeyse futbol oynamayı unutan ,kaleci Onur ile Murat Tosun,Barış Ataç,Barış Özbek,Sapara,Sezer,Mustafa Yumlu,Eren,Ferhat ve Sercan Kaya’nın 5 dakika bile ,oynatılmayarak futbolu  belki de unuttuklarını mı yazayım ?

*

Trabzonspor kalesine 4 defa gelen ve bunların ikisinde 14 ‘de Soner ‘in kafasından ve 53’de de Yasin ‘in ayağından gol bulan zavallı bir takım görüntüsünde, 3 puan bulan Gençlerbirliğini mi yazayım ?

Yoksa,Penaltı atışından başka sahada görülmeyen,59 .dakikada konuk ekipten Aykut’un eline çarpan topla kazanılan penaltıyı ancak, gole çevirebilen Colman’ı mı yazayım ?

Yada rakiple arasındaki ortak topa ayak uzatmayıp, korkak ve kaçak futbolunu sürdürmeye yine başlayan,oynadığı zaman mükemmel, oda çok nadir, oynamadığı zaman ise çıldırtan Colman’a ayrı bir parantez mi açayım ?

Her zaman dedim, yine diyorum Avni Aker’de Alanzinho’suz hiç bir maça çıkmam,

bugünde ayakta kalan sadece Halil ile birlikte Alanzinho’nun gol için çırpınışlarını ve nefis oyun ve de pozitif düşüncelerini mi yazayım?

*

Kalesinde çok iyi yer tutan ve hayatta havadan gol yemeyecek bir görüntü sergileyen Gençler in kalecisi Ramazan‘ın kendine olan mükemmel özgüven duygusunu ve milli takıma göz kırptığını mı yazayım?

Bordo mavililerde 68.dakikada Glowacki’nin yerine oyuna giren Adrian‘ın rakip kalenin çatalından dönen, 73.dakikada Halil’in yan dikekte patlayan, şutunu mu yazayım ?

*

Geldiği gündeki umut verici futbolunun yerlerinde yeller esen Adrian’ı mı  veya ruhunu Krakow’da bırakan ve sahada başka bir ruh haliyle dolaşan,Volkan’ın yerine sahaya giren Pawel Brozek’i mi yazayım ?

Tayming arızalı ,dengesiz ve rezil futbol oynamaya devam eden ve kazma bir futbolcu görüntüsü sergileyen, kendisinden çok şey beklediğimiz fakat bir tutam bal alamadığımız, Henrique’yi mi yazayım?

Formayı yakalamışken,geri vermem diye düşünmesi gerekirken ,nasıl olsa Zokora gelince hoca yine beni keser diye düşünen, Aykut Akgün’ü mü  yazayım ?

*

Takım içerisinde devamlı mevki rotasyonu yaşayan ve mevki değiştirmekten başı dönen Celustka’yı mı yazayım ?

Geldiği günden beri ,komşu ilçelere gezmeye gidip , gelmekten !..  yorulan ve Bursa’daki Volkan’dan bir eser dahi kalmayan ve hayal kırıklığı yaratmaya devam eden,sönmüş bir Volkan’ı mı yazayım ?

*

Takımdaki oynamayan oyunculara şans vermekten çekinen yada onlara sanırım bir türlü güvenmeyen yada hazır görmeyen Şenol hocamı mı yazayım ?

Fenerbahçe deplasmanı öncesinde, böyle manevi moral anlamı olan kritik bir maçtan önce “ Şike operasyonları ve Play Off yüzünden, bizde bu yıl ligi bıraktık,gelecek yılın hesaplarını yapıyoruz” diyerek,zamansız çok tez bir açıklama yapan, sevgili Sadri başkanı mı yazayım ?

*

Hadi siz söyleyin, 15.haftanın sonunda, bu saat den sonra ne yazayım ?