Erol Önsel

Erol Önsel

İzaha muhtaç sorular

Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde geçtiğimiz bir çok yılda olduğu gibi yine fırtınalı günler geçiren Trabzonspor Basketbol, sanırım bu sezon diğer yıllara oranla çok daha zor bir süreç içerisinde.

Aldığı başarısız sonuçlarla adeta ligin dibine demir atan Trabzonspor, bu durumuyla tüm taraftarlarını büyük bir üzüntü ve umutsuzluğa sevk ediyor.

Artık öyle bir duruma gelindi ki, takımla ilgili haberlere yapılan yorumlarda, kulübün kapatılması gerektiği gibi abuk sabuk fikirler dahi ortaya atılmaya başlandı.

Elbette bu durumun en önemli sebebi, başarıya endeksli bir camianın, takımı mevcut durumda görmeye olan tahammülsüzlüğüdür.

Yıllardır bu kulübün, belirli bir plan ve proje dahilinde, doğru adımlar atılarak, A takımı, altyapısı, tesisleşmesi, ekonomisiyle bir düzene oturtulmadığı durumda, alınacak galibiyetlerin asla bir başarı olamayacağını, geçici ve anlamsız sevinçler olacağını ifade etmeye çalıştım.

Oysa ısrarla geleceğe yönelik hiçbir adım atılmadığı gibi, kulübün mali çıkmazı geleceği de ipotek altına almış durumda. Artık mevcut durumun, son derece büyük ve içinden çıkılmaz bir sorunlar yumağı haline geldiği basketbolun kıyısında köşesinde olan insanlar tarafından bile ifade ediliyor.

Çalışanların aylarca alamadıkları maaşları, sportif anlamda yaşanan başarısızlıklar, ne altyapıda ne de kurumsallaşma anlamında elle tutulur hiçbir şeyin olmayışı, bu algıyı kuvvetlendiren etmenler.

Eğer örnek alınması gereken bir yapı aranıyorsa, ligin yeni ekiplerinden Eskişehir Basket ve Sakarya BŞB Basketbol’a bir göz atılmasının yeterli olacağını düşünüyorum.

Avrupa’nın en önemli basketbol liglerinin başında gelen ligimize yeni çıkmalarına rağmen aldıkları sonuçlar ve doğru yapılanmalarıyla Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nde her takımın taktiri ve saygısını kazanmış iki ekip.

Özelikle bu hafta oynanan ligin sonunda sadece iki galibiyeti olan Muratbey Uşak karşısındaki hezimet bence izaha muhtaç bir durum.

Uşak’tan ayrıldıktan sonra Trabzonspor’a gelmiş coach Ozan Bulkaz’ın da kendi kurmuş olduğu ve her oyuncusunun her özeliğini bildiği bir takım karşısında aldığı 30 sayılık yenilgi izaha muhtaç.

Trabzonspor gibi dünyanın her noktasında taraftarı olan bir camianın sponsor bulamaması izaha muhtaç.

Neredeyse 3 sezondur bu ligin kalibresinde bir 5 numara alamayarak lig sonuncusu bir takımın aldığı 48 rebound karşısında 28 reboundla boyalı alanda ezilmek izaha muhtaç.

Ekonomik olarak bu kadar kötü durumda olan bir kulübün, sadece sezonun ilk maçında oynayan, aradan geçen 3 aylık sürede takımda yer almayan ve ardından gönderilen Stevie Browning’in niçin aldığı izaha muhtaç.

Ortada somut hiçbir başarı yokken kulübün böylesi bir mali tablo ile karşı karşıya kalması izaha muhtaç…

Sezon başından beri sadece atarak kazanılmayacağını hep ifade ettim.

Trabzonspor attığı 1289 sayıyla ligde Fenerbahçe Doğuş’tan sonra ligin en çok sayı atan ikinci takımı.

Fakat yediği 1377 sayıyla ligin en çok sayı yiyen takımı.

Takım mühendisliğinin çok önemli olduğu basketbolun içinde olan herkes tarafından bilinir.

Ya savunma yapmadan maç kazanma gibi bir ütopyayı yaşayan bir oyuncu kitlesi transfer edilmiş ya da takımın savunma yapma anlayışı oyunculara kazandırılamamış.

Her iki durumda da bu durumun bir sorumlusu olmalı ve bunun hesabını verebilmeli.

Yıllardır yöneticiler değişiyor, antrenörler değişiyor, oyuncular değişiyor ve bu durumun bedeli onlara ödetiliyor.

Fakat durumda bir değişiklik olmuyorsa, kulübün yok olmaması adına değişimin başka yerlerde aranması gerçeği de apaçık bir şekilde karşımıza çıkıyor.

Aksi durumda bu tarz inatlaşmaların kulübün darmadağın olmasına yol açacağı da unutulmadan bir şeyler yapmak gerekiyor.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.