Erol Önsel
Rotasyon yetersizliği
Bu sene ligde çok da iç açıcı bir oyun anlayışı sergilemeyen, Euroleague’de ise 5 maçta hiç galibiyet alamayan Anadolu Efes‘i Trabzonspor bu defa gözüne kestirmiş, sahaya galibiyet hedefiyle çıkmıştı.
Oynadığı 4 karşılaşmadan sadece sahasındaki İBB maçını kazanan Trabzonspor , herkesin herkesi yenebildiği ve geçen seneki gibi düşecek takımların baştan belli olmadığı ligde, bir patlama yaparak yeniden “Ben de varım” deme adına galibiyetle tanışmayı amaçlıyordu.
Fakat yine olmadı. Her iki takımın da yumuşak savunmalarla maça başlaması, ve gereksiz top kayıpları düzenden yoksun, gelenin attığı bir oyun anlayışının sahaya yansımasına sebep oldu.
Trabzonspor ilk periyodu Caleb Green’le domine ederken Anadolu Efes Eric Mc Collum önderliğinde oyunu şekillendirmeye çalıştı. İlk yarı da zaten bu düzende devam etti.
Anadolu Efes’in ikili oyunları sonucu yaptığı devrilmelere gerekli yardımlar gelmeyince rakip çembere kolay gidebildi.
Trabzonspor’da ilk yarıda skor anlamında Green’e, Eldridge ve Heslip eşlik etse de ilk iki periyotta yeterli katkıyı sağladıklarını söylemek biraz güç.
Özelikle dar oyuncu rotasyonunda Heslip ve Vasiliauskas’ı biraz olsun dinlendirme amacında olan Coach Markovski , bu amacına ulaştı ve ilk yarıyı başa baş bir oyunla ve 43-40 lık bir skorla kapatarak soyunma odasına gitti.
İkinci yarıda da her şey Trabzonspor’un istediği gibi gitmeye başladı.
Özelikle ilk yarıda ortalarda görünmeyen Obekpa ikinci yarıda pota altında bir tehdit oluşturmaya başlayınca ve blokları caydırıcı bir etki yaratınca Anadolu Efes’in çember altına yaptığı hücumlar da bir nebze engellenmiş oldu.
Fakat Reboundun takımın tüm oyuncularının katkı vermesi gereken bir durum olduğunu unutmamak gerekir.
Obekpa 13 reboundla karşılaşmayı tamamlarken, rakibin pota altında 43 – 36 lık bir üstünlüğü olduğunu da unutmamak gerekir.
Bu arada sezon ortasında transfer edilen Paul Harris’e de bir parantez açmak gerektiğini düşünüyorum.
Geçtiğimiz haftalarda, yeni transfer edildiği için biraz sabredilmesi ve beklenmesi gerektiğini, peşin hükümlü olmamak gerektiğini belirtmiştim.
Fakat bu karşılaşmada da savunmada gösterdiği ufak direncin dışında hücum anlamında takımına bir katkı sağlayabildiğini söylemek mümkün değil.
Karşılaşma boyunca kaydettiği 3 sayıyı faullerden sağlayan, saha içi sayısıyla birlikte asist ve top çalma anlamında da bir katkısı olmayan Harris’in mutlaka daha verimli bir rol üstlenmesi, takımına yarar sağlaması adına çok önemli.
Anadolu Efes’in yumuşak savunmasına karşı maç boyunca oyunun içinde kalmayı başarabilen Trabzonspor, karşılaşmayı da berabere bitirerek uzatmaya getirmeyi başardı.
Fakat oyunu uzatmalarla birlikte hemen hemen 6 oyuncuyla oynayan, rotasyon konusunda son derece sorunlu olan Trabzonspor’lu oyuncular uzatma periyodunda oyundan öylesine düştü ki boş atışlarda dahi topu çembere ulaştırmakta bile güçlük çektiler.
Sezonu sürekli böylesi dar bir rotasyonla oynamaya çalışmanın, ilerleyen dönemlerde daha da yıpratıcı ve hem fiziksel hem de zihinsel anlamda demoralize bir etkiye sahip olacağını da unutmamak gerektiğini söylemek gerekiyor.