Recep Ergenç
Kenevirden Akyazı'ya...
Değerli okurlar;
Yerel seçim öncesi yerel ekonomi out, yani “taca çıktı”. Adayların boz - yeniden yap maceralarına tanıklık edeceğiz. Belli ki yine bedeller ödeyeceğiz. Adaylar rüyalarında gördüklerini görsel şovlara dönüştürüp hemşerilerinin önüne koyup oy devşirmek istiyorlar. Öteki taraftan adaylar karşı, bakın tekrar ediyorum, adaylara karşı şehir insanının savunduğu bir gelecek tasavvuru, planları yok. Japon dostlarımızın dediği gibi “sizde yaratıcı fikir çok ama sürdürülebilirlik yok. Her şey kişilere bağlı gelişiyor”.
…
Olsun, biz yine bildiğimiz yoldan devam edeceğiz. Yine yerel ekonomiyi ve kalkınmayı, şova yönelik (ve hatta tıpkı tramvay projesinde olduğu gibi) bir türlü gerçekleşmeyen projelere tercih edeceğiz.
“Mucize ürün” kenevir için ekim yasağı 20 ilde kalktı. Rize de bu yasağı kalkan illerden biri.
Kenevir, Çay tarımından önce Rize ekonomisinin omurgasıydı. Kenevir ipliği Rize’de ferotigo tekniği ile dokunur, antibakteriyal Rize bezi ürünlerine dönüştürülürdü.
Rize Ticaret ve Sanayi Odası (RTSO) elini çabuk tuttu, kenevir için bir toplantı düzenledi. RTSO başkanı kenevir için “iş ve aş olabilecek olanaklara sahip” tanımını yaptı. Aklınıza hemen “ama”lar, “negatif şeyler” gelmesin, asıl sorun ““kenevire akıl çapımızı, bilimi nasıl katabileceğimizdir, yüksek katma değerli ürünlere nasıl dönüştürebileceğimizdir”.
Ürün’e mucize denmesi boşuna değil.
Kenevirin bitkisinin gövdesi, tohumu değerlendirmeye uygun; iplik, halat, çanta, ayakkabı, şapka yapımı için de ideal bir bitkidir.
Rizeli ürünü tanıyor, deneyimi var.
Soruların önemli bir kısmını Rize Tarım İl Müdürü cevapladı. Birkaç saptamadan söz etmek gerekirse 60 bin hektarlık tarım alanından 55bini çay olunca geride tarım alanın kalmamış gibi görünüyor.
Çaya alternetif değilse, niye üzerinde durulmalı ki?
Yüksek katma değerli ürünler inanılmaz; Kenevirin AİDS ve kanser tedavisinde kemoterapi ve radyasyon etkisini azaltmada; romatizma, kalp, sara, astım, mide, uykusuzluk, psikoloji, omurga rahatsızlıkları gibi en az 250 hastalıkta kullanılmakta olduğu bilgisi yetmez mi?
Trabzon kenevir yasağının kalktığı illerden değil ama Büyükşehir adaylarının “yüksek katma değerli” tıbbi ve aromatik bitkiler hiçbirinin gündemlerinde yok. Olmalı mı? Bence olmalı.
Akyazı’da neler oluyor?
Haber61’de köşe komşum Prof. Dr. Osman Bektaş geçen yazısında Akyazı dolgusu ve dolgu üzerine inşa edilen spor kompleksi için bir yazı daha yazdı. Geçmişte de çok uyarılarda bulundu. Çoğu dolgu üzerine inşa edilecek stat ile ilgili bilim insanı olarak dünyadan örnekleri köşesine taşımıştı.
Akyazı’da Hocanın uyarılarının hiçbirine kulak asılmadı. Şimdiden inşa edilen statta çoklu deformasyonlar (açılmalar ve çatlaklar vb.) görüldüğünü belirtiyor ve ne olup bittiğini en başta kendisi merak ediyor. Statta mevcut çoklu bozulmaların 5.5’luk bir depremin yaratacağı hasara denk olduğuna dikkat çeken Hoca, Araştırmak gerektiğini, önlemlerin bir felaket yaşanmadan önce alınması gerektiğini yeniden yazdı.
Ama onu esas kaygılandıranın 500 milyonluk Akyazı deneyinin sonuçları ortada iken, aynı dolgu alanına 1.5 milyar TL (üç katı kadar para harcanarak) ile şehir hastanesinin yapılacak olması.
Dünyada dolgu alanlar üzerine yapılmış bir çok inşaat mevcut, doğru. Ancak bizdeki bu şeffaflıktan, denetimden uzaklık, bilimi ve bilimadamlarını dikkate almama hali, hepinizi endişelendirmiyor mu?