Recep Ergenç

Recep Ergenç

Trabzon'da endemik türler ve ilaç sanayisi

İnsan doğası, ilgi duyulan ve öncelik verilen konuları önemseme eğilimindedir. Düşüncelerimi yazıyla anlatma tercihini yaptığım zaman içinde, “önemli olan toplumun orta ve uzun dönemli geleceğini güven altına alacak konularla ilgilenmek” gerekçesine kendimi inandırdığım için günlük popüler konulardan çok “dip dalgalarını kavramaya” gayret ettim.

Gündeme “tekrar” getireceğim konu da o dip dalgalarından. Trabzon’un güçlü yönlerinden biri doğasında yetişen endemik bitkilerdir. Süleyman Bilgin’in ailesi üç kuşaktır bu bitkileri ihraç ediyor. AB’li ilaç firmalarının satın almacıları yine uzun bir sipariş listesi verdiler. Bir kere daha Süleymen Bilgin kafasını iki avucunun arasına aldı. Sipariş iyi de kim toplayacak bu bitkileri? Kırsalda kadınlar artık bu işlere eskisi gibi ilgi göstermiyor.

Bu size bir iş insanının sıradan bir problemi gibi gelebilir. Ancak konu bölge ekonomisinin sıkışmışlığını ve işsizliği de barındıran bir takım iç içe geçmiş kronik problemleri çözmek olduğunda, hem basit değil, hem de hepimizi ilgilendiriyor.

Kırsalda tüm köyler artık birer mahalle oldu.

Çözüme odaklanalım ve bu endemik türlerin toplanma sorunu için bilimin ışığında bir proje üreterek, bu projeye mali destek alarak başlayalım dedik.

Tıbbi ve aromatik bitki toplayacak kadınların eğitilmesi ile ilgili hocaları bulmak için önce KTÜ Eczacılık Fakültesinden işe başlama kararı verdim. Dekan hoca Prof Dr Ufuk Özgener ile telefonda görüştüm. Tam destek sözü verdi.

Ardından TMMOB İKK bileşenlerinden Ziraat Mühendisleri Odası ve Kimya Mühendisleri Odası, tam destek sözü verdiler.

İşin ilimi bilimi hazır.

Proje yereli ve kırsalı ilgilendirdiği için, Muhtarlar Fedarasyonu Sürmene Temsilcisi ile görüşerek kırsalda yapılacak bu çalışma için destek alındı.

Zor işler birazcık zaman alıyor.

Kafamızdaki proje ve proje paydaşları oturduğu için, sıra projeyi yazma işine geldi. Bu konuda bölgenin en tecrübeli danışmanlık şirketlerinden biri olan Avrasya Danışmanlık ile el sıkışınca, projenin Kamu, Özel ve STK bileşenleri hazırdı artık.

Projenin mali desteği Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansından (DOKA) istenecek.

Projenin ipuçları olarak: Kırsaldan seçilecek 50 kadına çuha çiçeği ve diğer ihraç ürünleri tanıtılacak, bu eğitimlerin içeriği KTÜ Eczacılık Fakültesinden gelecek. Hasadı için nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair eğitim verilecek. Hasadda kullanılacak aletler satın alınacak. Depolanmasında nelere dikkat edileceği eğitimi verilecek. Süleyman Bilgin hasad edilenleri toplayacak, ihracata hazırlayacak.

Asıl soru şimdi; “toplayıcılıktan yetiştiriciliğe; yetiştirecilikten üreticiliğe geçme zamanı gelmedi mi?”.

Geldi de geçiyor bile dedi Süleyman Bilgin. Yerelden evrensele gidiş böyle bir şey. Trabzon için sıra helva yapmaya geldi. Kimya sanayisi olmayan ülkeler gerçek kalkınmayı gerçekleştiremez. Konu elbette kimya sanayisi kadar ilaca kadar dayanıyor. Bu projenin asıl çıktısı endemik türlerin desteklediği sektörlere kadar uzanıyor.

Aslında bu projenin çarpan etkisi TTSO Başkanı Erkut Çelebi ve yönetim kuruluna kadar dayanıyor. TTSO’nun epey para harcadığı ve üç yıldır boş duran Teknokent’in tam karşısındaki bina KTÜ Eczacılık Fakültesi ve Kimya Mühendisleri Odası desteği, doğru zamanda, doğru bir işbirliği protokolü ile gerçek ilaç yatırımcılarına tahsis edilemez mi? KTÜ Eczacılık Fakültesi ve Trabzon Kimya Mühendisleri odası, networkleri ile birlikte, bu süreçte yol gösterici olabilirler.

Bu iş, doğayı tahrip eden altın madeni kadar değerli ve tahrip etmeden yapılabilecek katma değeri yüksek bir iş. İlgileler kulak kabartsa çok iyi olacak.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum