Trabzonspor için kayıp yıl olarak nitelenen 2013-2014 sezonunun ikinci yarısında teknik sorumluluğu üstlenen Hami Mandıralı hafta içerisinde basın mensuplarının karşına geçti ve merak edilen sorulara içtenlikle cevap verdi. 

 

En fazla merak edilen konu; yabancıların durumu ve gelecek sezon planlaması idi. Öncelikle belirtelim ki, Hami Hoca'nın görev aldığı günden bu yana taraftardan en fazla destek aldığı nokta, bordo mavililerin şımarık yabancılarına taviz vermemesidir. Bu konuda camia Hoca'nın arkasındadır. Umarız Başkan da aynı düşünüyordur!

 

Kendisini Trabzonspor'un üstünde gören Fransız oyuncu Malouda dün itibariyle ipleri tamamen kopardı ve kentten ayrıldı. Mustafa Reşit Akçay'ın başını yiyen ihtiyar Fransız, Hami Mandıralı'dan aynı ayrıcalığı göremeyince alacaklarını ve eşinin sağlık durumunu bahane ederek kaçmış. Başkan Hacıosmanoğlu'nun bir yanlışı daha Trabzonspor'a kambur olarak geri döndü... 

 

Taraftarın istediği stadyumda imza töreni yapılan sahte yıldızlar değil, akıttığı ter ile, oynadığı futbol ile sahaya imza atabilecek oyuncudur... 

 

Malouda gitmiştir. Netice itibariyle kulüp için hayırlı olmuştur.

 

Gelecek sezon planlamasında ise Trabzonspor'un başarılı olduğu 1995-1996, 2003-2004, 2010-2011 sezonlarına bakmak gerekir.  Bu üç sezonda az sayıda yabancı ve iç piyasada geleceği parlak gençlerin takıma kazandırıldığını görüyoruz. 

 

1995-1996 sezonunda kaleci Nihat Tümkaya, Osman Özköylü, Cengiz, Abdullah,  K.Orhan...

 

2003-2004 sezonunda Emrah Eren, Erdinç Yavuz, Tolga Seyhan, Volkan Bekiroğlu, İbrahim Ege, Adem Koçak. 

 

2010-2011 sezonunda Serkan Balcı, Egemen, Giray, Selçuk, Burak, Umut Bulut. 

 

Ve önemli bir ayrıntı. Bu üç sezonda direkt oynayan yabancı sayısı en fazla üç. 

95-96 Şota

03-04 Szymkowiak, Yattara

10-11 Cale, Colman, Jaja. 

 

Yukarıdaki saydığımız isimlere Trabzon kökenli oyuncular da katılınca iyi futbol ve başarılı sonuçlar aynı yıl değil bir yıl sonra geldi.  Başkan Hacıosmanoğlu, gelecek sezon için şampiyonluktan bahsediyor. Eğer Hami Mandıralı ile devam edilecekse kuracağı kadroya en az iki üç yıl sabredilmeli. Yönetim öncelikle kendisini, sonrasında da Hami Hoca'nın ekibini güçlendirmeli.

***

Hami Hoca'nın geleceği ise maalesef Başkan'ın iki dudağı arasında. Olası bir kötü gidişatta, futbolumuzun kaderi gereği hocaların görevine son verilip Başkanların ömrünün uzaması Mandıralı'nın da kaçınılmaz sonu olabilir. 

 

Ne zaman ki, Trabzonspor'da bir oyuncu bir kaç adım öne çıksa, İstanbul takımları ile ismi anılır. Kaptan Onur'un Galatasaray ile anılması belirli periyotlarda servis ediliyor. Bu kez de Olcan Adın ismi Beşiktaş ile anılmaya başlandı. 

 

Bu konuda bütün yük yönetimindir. Hami Hoca'nın yapabilecekleri sınırlıdır. Başkan ve yönetim kurulu ise mevcut uygulamaları ile camiaya güven vermemektedir. 

 

Yönetimdeki iç karışıklık ve tutarsızlıkdevam ettiği sürece bu iş çorap söküğüne döner ve sadece Olcan ile kalmaz, Yusuf Erdoğan ve Emre Güral ile devam eder. 

 

İbrahim Hacıosmanoğlu'na camianın bakışı giderek değişiyor. Kurumsal ve sportif alanda sürekli tepki alan Başkan Hacıosmanoğlu, yönetim içerisindeki kader arkadaşlarının birçoğu ile köprüleri attı. 

 

UEFA Asbaşkanı İnfantino'nun dün yaptığı açıklamalar, Başkan'ın seçilmesinde en büyük koz olan 2010-2011 sezonundaki kupa talebini yaralamış görünüyor. 

 

Biz Hami Mandıralı'nın 2014-2015 sezonunda görev alıp almayacağını konuşurken, Başkan'ın gelecek sezonu görüp göremeyeceği gerçeği önümüzde duruyor.