Kadir Can
Sadece galibiyet!
Her iki takım için de Avrupa kupaları hedefinde kritik bir hafta olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Trabzonspor, rakibine göre daha avantajlı görünse de son iki haftada aldığı beraberlikler de dezavantajıydı.
Maç öncesi Karabük buradan alacağı puan veya puanlarla kendine sıralamada daha iyi bir arama düşüncesindeydi.
Sahaya diziliş olarak önce bir puanı garanti altına alıp sonra da galibiyete ulaşacak bir oyun anlayışı güttü.
Karabükspor’un hocası Zoran Barısıc, kazanma hedefinde olduğunu dakikalar 61’i gösterdiğinde savunma oyuncusu Barış Başdaş’ı oyundan alıp yerine bir hücum oyuncusu Yatabare’yi oyuna alarak gösterdi.
Bunun da semeresini son saniyelerde kaçırdıkları pozisyonda gördü.
Buna karşılık Ersun hocanın hamlesi Castillo’nun yerine orta alan oyuncusu Aytaç Kara’yı sahaya sürmek oldu.
Ersun hocanın anlayışı bizce de çok doğru.
Öncelikle orta alanı fizik açısından güçlendirerek en azından oyunda dengeyi bozmamak.
Oyuna giren oyuncu Aytaç doğru bir isim mi diye sormak gerekiyor.
Formsuzluğunun zirvesini yaşayan bir oyuncudan kapasitesinin üzerinde bir beklentiye girmek ne kadar doğru?
Form tutması için de oynaması gerekiyor bu da çok ayrı bir konu.
İki bilinmeyenli bir denklem!
Aslında Trabzonspor’un en büyük eksikliği yedek kulübesinde oyunu ateşleyebilecek, takıma ve taraftara heyecan getirebilecek bir oyuncu eksikliği.
Çok ilginçdir, kulübeye bakınca forvet oyuncusu olarak bir tek Yusuf Erdoğan var.
Matus Bero’da var diyeceksiniz de biz onun forvet olduğuna henüz şahit olamadık.
Evet çok koşuyor ve önde rakibe baskı uygulayabiliyor.
Ancak, var mı hatırladığınız aklınıza gelip de bir çırpıda sayabileceğiniz asisti, kilit pası, attığı veya kaçırdığı goller?
Gelmiyorsa bizce forvet oyuncusu değildir.
Açık ve net olarak da yazmakta fayda var Ersun hocanın oyun kalıplarına uyan, saha içerisinde ne yaptığını bilen ve var gücüyle mücadele eden bir oyuncu.
Bizim en önemli eksikliklerimizden biri de orta alanda rakibe baskı uygulayabilecek ve rakibi bıktırıp yıldırabilecek bir oyuncumuzun olmaması.
Ersun hoca bu konuyu bir daha masaya yatırıp Bero’yu orta alan savunma kurgusu içerisinde deneyemez mi?
O zaman önde kim baskı yapacak diyorsunuz haklı olarak al sana iki bilinmeyenli bir denklem daha.
Bu tür denklemleri çözmenin yolu transfer sezonudur ve beklemek zorundayız.
Tabii ki hazır olan ve form tutmuş bir Bero’dan bahsediyoruz.
Bu tür oyuncular, Karabük gibi ne yaptığını bilen ve orta alanda sertliğiyle rakibe üstünlük sağlayabilen güçlü ve diri bir takıma karşı ilaç olabilirler.
İlk dakikalarda çoğunlukla da hakemin katkılarıyla savunma anlamında gerçekten direnç gösterdiler ve bunu oyunun bütününe yaymayı başardılar.
Oyunun başında Yevgen Seleznov’un şutu gol olsaydı sonuç nasıl olurdu sorusunu sormaktan da geçemeyeceğiz!
Oyunun ilk yarısında Onur’un geri paslara yaptığı vuruşlar bir amatör kaleci gibiydi.
İkinci yarıya çıkarken uyarı almış olmalı ki daha net ve çoğunlukla da bizim oyuncularımızda kalan vuruşlar oldu.
Sahanın en iyisi kimdi diye soracak olursanız cevabımız Pereıra olur deriz.
Maşallah diyelim ilerlemiş yaşına rağmen oyuna başladığı yüksek temposunu sonuna kadar da sürdürdü.
Onazi’yi herkes çok beğenmesine rağmen biz beğenmediğimizi söyleyelim.
Oyuncunun ilk görevi orta alanda rakibi savunması ve takım direncinin artmasını sağlamak.
Bunu bir tek Alanya maçında başardı ve sonrasında kayıp.
Takım bu yüzen biraz da oyun içerisinde süreklilik yaşayamıyor.
Genel anlamda teknik ekibi de oyuncuları da tebrik ediyoruz.
Çok zevk vermese de oyun stratejilerini sabırla uyguladılar.
Özellikle de Yusuf’u alkışlayan ve destek veren taraftara bir alkış da bizden.
Yusuf birkaç haftadır düşüş içerisinde bunu normal karşılamak gerekiyor.
Hak ettiği! sürece desteğe devam.
Önümüzde Akhisar ve Galatasaray maçları var.
Bu iki maçtan alacağımız 6 puan bizi daha da yukarılara taşıyabilir.
Taraftarların çok fazla beklenti içerisine girmeden ve oyuncuları baskı altına almadan sabırla bu iki maçın sonucunu beklemeli.
Bu iki maç ligin kaderini etkileyebilir!
Trabzonspor, rakibine göre daha avantajlı görünse de son iki haftada aldığı beraberlikler de dezavantajıydı.
Maç öncesi Karabük buradan alacağı puan veya puanlarla kendine sıralamada daha iyi bir arama düşüncesindeydi.
Sahaya diziliş olarak önce bir puanı garanti altına alıp sonra da galibiyete ulaşacak bir oyun anlayışı güttü.
Karabükspor’un hocası Zoran Barısıc, kazanma hedefinde olduğunu dakikalar 61’i gösterdiğinde savunma oyuncusu Barış Başdaş’ı oyundan alıp yerine bir hücum oyuncusu Yatabare’yi oyuna alarak gösterdi.
Bunun da semeresini son saniyelerde kaçırdıkları pozisyonda gördü.
Buna karşılık Ersun hocanın hamlesi Castillo’nun yerine orta alan oyuncusu Aytaç Kara’yı sahaya sürmek oldu.
Ersun hocanın anlayışı bizce de çok doğru.
Öncelikle orta alanı fizik açısından güçlendirerek en azından oyunda dengeyi bozmamak.
Oyuna giren oyuncu Aytaç doğru bir isim mi diye sormak gerekiyor.
Formsuzluğunun zirvesini yaşayan bir oyuncudan kapasitesinin üzerinde bir beklentiye girmek ne kadar doğru?
Form tutması için de oynaması gerekiyor bu da çok ayrı bir konu.
İki bilinmeyenli bir denklem!
Aslında Trabzonspor’un en büyük eksikliği yedek kulübesinde oyunu ateşleyebilecek, takıma ve taraftara heyecan getirebilecek bir oyuncu eksikliği.
Çok ilginçdir, kulübeye bakınca forvet oyuncusu olarak bir tek Yusuf Erdoğan var.
Matus Bero’da var diyeceksiniz de biz onun forvet olduğuna henüz şahit olamadık.
Evet çok koşuyor ve önde rakibe baskı uygulayabiliyor.
Ancak, var mı hatırladığınız aklınıza gelip de bir çırpıda sayabileceğiniz asisti, kilit pası, attığı veya kaçırdığı goller?
Gelmiyorsa bizce forvet oyuncusu değildir.
Açık ve net olarak da yazmakta fayda var Ersun hocanın oyun kalıplarına uyan, saha içerisinde ne yaptığını bilen ve var gücüyle mücadele eden bir oyuncu.
Bizim en önemli eksikliklerimizden biri de orta alanda rakibe baskı uygulayabilecek ve rakibi bıktırıp yıldırabilecek bir oyuncumuzun olmaması.
Ersun hoca bu konuyu bir daha masaya yatırıp Bero’yu orta alan savunma kurgusu içerisinde deneyemez mi?
O zaman önde kim baskı yapacak diyorsunuz haklı olarak al sana iki bilinmeyenli bir denklem daha.
Bu tür denklemleri çözmenin yolu transfer sezonudur ve beklemek zorundayız.
Tabii ki hazır olan ve form tutmuş bir Bero’dan bahsediyoruz.
Bu tür oyuncular, Karabük gibi ne yaptığını bilen ve orta alanda sertliğiyle rakibe üstünlük sağlayabilen güçlü ve diri bir takıma karşı ilaç olabilirler.
İlk dakikalarda çoğunlukla da hakemin katkılarıyla savunma anlamında gerçekten direnç gösterdiler ve bunu oyunun bütününe yaymayı başardılar.
Oyunun başında Yevgen Seleznov’un şutu gol olsaydı sonuç nasıl olurdu sorusunu sormaktan da geçemeyeceğiz!
Oyunun ilk yarısında Onur’un geri paslara yaptığı vuruşlar bir amatör kaleci gibiydi.
İkinci yarıya çıkarken uyarı almış olmalı ki daha net ve çoğunlukla da bizim oyuncularımızda kalan vuruşlar oldu.
Sahanın en iyisi kimdi diye soracak olursanız cevabımız Pereıra olur deriz.
Maşallah diyelim ilerlemiş yaşına rağmen oyuna başladığı yüksek temposunu sonuna kadar da sürdürdü.
Onazi’yi herkes çok beğenmesine rağmen biz beğenmediğimizi söyleyelim.
Oyuncunun ilk görevi orta alanda rakibi savunması ve takım direncinin artmasını sağlamak.
Bunu bir tek Alanya maçında başardı ve sonrasında kayıp.
Takım bu yüzen biraz da oyun içerisinde süreklilik yaşayamıyor.
Genel anlamda teknik ekibi de oyuncuları da tebrik ediyoruz.
Çok zevk vermese de oyun stratejilerini sabırla uyguladılar.
Özellikle de Yusuf’u alkışlayan ve destek veren taraftara bir alkış da bizden.
Yusuf birkaç haftadır düşüş içerisinde bunu normal karşılamak gerekiyor.
Hak ettiği! sürece desteğe devam.
Önümüzde Akhisar ve Galatasaray maçları var.
Bu iki maçtan alacağımız 6 puan bizi daha da yukarılara taşıyabilir.
Taraftarların çok fazla beklenti içerisine girmeden ve oyuncuları baskı altına almadan sabırla bu iki maçın sonucunu beklemeli.
Bu iki maç ligin kaderini etkileyebilir!
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.