Kadir Can

Kadir Can

Aman dikkat Sürmenaj'a takılanlar da yorumculuk yapabilirler

Sürmenaj!

Unutkanlık, dalgınlık, olayları tam algılayamamak ve yorumlayamamak…

Kısacası zihinsel yorgunluk.

Bu da nereden çıktı, kim yakalandı diye sormayın!

Bu hastalık, Hıncal Uluç hastalığıdır!

Adamda zihinsel tükenmişlik had safhada.

Bir rivayete göre askere geç gitmek için doktora rapor almaya gittiğinde sürmenaj durumu resmiyet kazanmış.

Yıllar önce doktor vermiş ona bu raporu.

Tescili çoook eskiye dayalı anlayacağımız.

“Ciddi ciddi yeni düşünmeye başlamış, Türkiye Süper Ligi denen rezillik, utanç ve iğrençlikler yazılmaya üzerinde konuşulmaya değer mi” diye.

Sıkılmadan, utanmadan, çekinmeden söylüyor yeni düşünmeye başladığını.

A.Y. ile basın yoluyla şike tartışması yapmışlardı bir zamanlar.

A.Y.’nin “şikeci Galatasaray” açıklamasına “ilk şikeyi Fenerbahçe yapmıştı” diye karşılık vermişti.

Galatasaray şikeci değildir diyememiş karşı tarafında geçmişte bunu yaptığını ifade etmişti.

Tencere ve karalık ilişkisi.

Yıllardan bu yana bu ülkede başta futbol olmak üzere atletizm ve halter “sıpor”larına” “resmi tecavüz” söz konusu ve muhterem daha yeni düşünmeye başlamış.

Ağlasak mı gülsek mi?

Yıllardır Türk”Sıpor” Kamuoyu bu adamı dinliyor.

Sonuç geldiğimiz nokta.

Aymazlığa bakın, mekanı Cennet, Gazi M. Kemal ATATÜRK’ün ünlü vecizesini hatırlatıyor bir de!

“Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.”

İyi de; değil Türk Futbolu, Türk “Sıpor”unu ele geçirmiş karanlık güçlerle ne kadar mücadele ettiniz?

Dur ben söyleyeyim.

Taraftarı olduğunuz Galatasaray’ın zarara uğradığını düşündüğünüzde zaman zaman saman alevi gibi parladınız ve tükendiniz.

Ötesi, ötekileştirilmiş!

Biliyorsunuz, son haftada Patrick Evra, seyirciye attığı tekmeyle gündemde.

Kulübü Marsilya’da tecrübeli oyuncuyu, tekmenin karşılığı olarak gerekli cezayı kesti ve takımdan uzaklaştırdı.

Şimdi gelelim Türk futbolunu hatta “sıpor”unun en önemli sorunlarından birine şike ve doping olaylarına.

Arama motoruna dopig ve şike yazınca karşıma “Türk Futbol Tarihinde Doping Kullandığı İçin Ceza Alan 10 Futbolcu” diye bir link geldi.

Tıklayınca gördük ki bu 10 oyuncudan ikisinin sürmenaj Hıncal’ın taraftarı olduğu kulüple bağlantısı var.

Hatta birinin hala doğrudan bağlantısı var.

Rezillik, utançlık ve iğrençlikten bahseden birinin konuyla ilgili görüşlerini çok merak ediyorum!

Ülke futbolunu yeknesak çarpıklık sarmış sözde bu çarpıklığı Olcay üzerinden yorumlayacak.

Yorumla elbette ancak ve öncelikle kendi camiandan başla,

Şu dopingci ve şikeci camiandan.

Hiç konuyla ilgisi yok ama yine de hatırlatalım!

“Yeterki futbol temiz kalsın şike sürecinde camia olarak biz suçsuzuz dedik duymadınız, Hukuk tüm delilleriyle bizi suçlu bulursa küme düşürün ve cezamızı verin dedik kulak asmadınız.”

Nedeni çok basit.

Geçmişleriniz şaibeli, vicdanlarınız ve kalpleriniz taşlaşmış.

Tüm bunlar sizler için utanılmayacak bir durumda Olcay’ın yaptığı utanç ve rezillik.

Oyuncunun tavrı hiç doğru değil buna itirazımız yok. Zaten cezasını da çekti ve özrünü de diledi.

Saha içerisinde olmaması gereken ama sıkça görülen vakalar bunlar.

Asıl şeytani olan bu olay üzerinden “Tırabzonsıpor” a saldırmak ve hesap görmek.

Başka kapıya lütfen!

Gelelim şu, yayıncı kuruluş meselesine, daha doğrusu Türk Futbolu adına bir başka soruna!

Yıllardan bu yana maç tarihleri ve saatleri yayıncı kuruluşa göre ayarlanmıyor mu?

Hadi diyelim bu durum bir ölçüde zorunluluktan kaynaklanıyor pek de eleştirilecek yanı olmayabilir.

Bundan ötesi ve de çok daha önemlisi 2011 2012 sezonunda yayıncı kuruluşun zarar ettiği bahanesiyle devam eden lige “piley of” denilen bir saçmalık eklenmedi mi?

Çok gerekli ve doğru bir sistemse bir daha neden uygulanmadı hatta gündeme bile taşınmadı bile!

Üstelik bu “piley of” denilen saçmalık Süper Kupa Finali’nin oynanmadığı bir sezonun sonunda oynandı.

Bunlar rezillik, kepazelik değil mi yoksa?

Bakın Hıncal Hoca’yla genelde hem fikiriz bir çok konuda.

Bizi ayıran nokta genel yorumlarımızda olaylara tuttuğumuz takımın gözlüğüyle bakmamak.

Çirkinlikler karşısında susup susup işin ucu Galatasaray’a dokunduğunda veryansın etmenin hiçbir samimi tarafı yoktur.

Yine çok açık ve net söylüyoruz!

Şike ve doping “sıportif” soykırımdır.

Nereden ve kimden gelirse gelsin sonuna kadar karşı durmak bir insani davranıştır.

Dün dündür bugün bugündür, senin takımın benim takımım anlayışının Türk “sıpor”una hiçbir katkısı olmamıştır ve de olmayacak.

Haksızlığa kim uğramışsa yanında olmak gerekirken sadece ve sadece ait olduğunuz camianın gözlüğüyle olayları yorumlamak topluma ne kazandırır?

2010/2011 şike sürecinden sonra küme düşürülmesi gereken takımlar varken onların yerine şike iddiaları nedeniyle İstanbul Amatör Küme Takımlarından birinin küme düşürülmesi karşısında sessiz kalmak hangi ahlaki değerleri taşır?

Çok yakın zamanda PTT 1.Lig’de yaşanan şike iddiaları karşısında verilen kararlar karşısında susmak örneğin!

Karşı tarafı da anlamaya çalışmak bir insani görevdir.

Veya haksızlığa uğramış bir başka camiayı.

Haklı olarak, “Hale Soygazi’nin yerinde eşiniz olsaydı, ne yapardınız?” diye sormuştunuz ya geçen haftalarda şimdi sorma sırası bizde!

Galatasaray dışında haksızlığa uğramış birçok camia

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.