Kuru duayla elma ağacı olmuyor.

Elma isteyen önce çekirdeği toprak ile buluşturacak.

Genel olarak Türkiye’nin küresel rekabette ilk on güçlü ekonomiden biri ya da Trabzon’un rekabetçi bir kent olabilmesinin yolu, “toklar” denilen devletin gücü (para kaynağı) ile Üniversiteleri (bilimin kaynağını), açlar diye nitelendirilen KOBİ’lerle (sektörlerle) yakınlaştırmaktan geçer.

Bu açıdan Trabzon’da kilit rol KTÜ’nündür.

Ekonominin üç aktörü KAMU, ÖZEL ve SİVİL (STK) sektörler bir vizyon etrafında buluşturma sorumluluğu üniversitemizindir.

Ama ne gam…

Kalkınma Bakanlığı üç yıldır, elli ve üstü akademik kadrosu olan üniversiteler sıralamasında; KTÜ’yü ilk yıl otuzbirinci, geçen yıl otuzuncu ve bu yıl da otuzsekinci olarak açıkladı.

Öğrencisi, akademisyeni mutsuz olan KTÜ’nün bu skorlarından Trabzon da rahatsız olmalı.

Ne gam…

Trabzon’da resmen körler sağırları oynuyoruz.

Politik ve bürokratik dengeler ve siyaset iliklerimize kadar işlemiş.

Herşey yolunda gibi yapıyoruz.

Oysa yukarıdaki devletin resmi istatistik kurumu olan TÜİK verilerini okumaya başladığımızda, durumun hiç de iyi olmadığını görüyoruz. Ne diyor veriler:

·        Teşvikten sonra istihdam oranı en fazla artan on iller sıralamasında Trabzon yok. İstihdam oranı en fazla düşen ilk on il sıralamasında ise yedinciyiz!

·        İkinci sırada solda işsizlik oranı en fazla düşen on ilde Trabzon adı yine yok, hemen sağ sütünda ise işsizlik oranı en fazla artan illerde yerimiz beşincilik!

·        İşgücüne katılım oranı en fazla artan illerde Trabzon yine yok. Hemen karşısında işgücüne katılım oranı en fazla azalan illerde ki yerimiz altıncılık.

Trabzon özelinden sıyrılıp biraz da bölgeye bakarsak, neredeyse tüm Doğu Karadeniz illerinin işsizlik – istihdam açısından çok kötü performans gösteren iller içinde yer aldığını görüyoruz.

TTSO ilk onda

TOBB geçtiğimiz günlerde, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasının (TTSO) başarısını 81 ilin odaları için en etkili çalışan ilk on odadan bir olarak açıkladı.

Gurur duyduk.

Yani durum şu: KTÜ otuzsekinci, TTSO ilk onda. 

TTSO gerçekten rutin işler dışında,  nerdeyse her gün kamuoyunu ilgilendiren bir haber ile dikkatleri üzerine çekiyor. Ama TÜİK verileri de işsizliğin arttığını, işe katılım oranının hızla düştüğünü gösteriyor.

Sorun iş yapma biçimimizde

Rutin işler dışında TTSO’nun yeni iş yapma biçimi “kümelenme”dir.

Kümelenme; AR- GE ve  inovasyonla desteklendiğinde “yüksek katma değerli üretim” için müthiş fırsatlar sunar. Dünyada bunu başarmış birçok şehir ve sektör var. Peki Ar-Ge ve İnavasyon için gücü üniversitemizden beklemeyeceğiz de kimden bekleyeceğiz? 

Kümelenme iş modelini bütün sektörlere uygulamanın temel koşulunun KAMU, Özel ve Sivil (STK) Sektörler arasındaki diyaloğun kalitesinden geçtiğini, kalkınmış ülkelerin pratiğinden okuyabiliyoruz.

Trabzon’da öne çıkan, geleceğimizi şekillendirecek tüm sektörlerde kümelenme modeli ile yüksek katma değer (Yüksek katma değer: İnsanın; aklın –bilginin- %85 işe katılmasıdır) yaratabilecek potansiyeli ancak KTÜ’nün katkısı ile yakalayabileceğimiz gün gibi ortadadır.

Sürmene’de tersanecilik ile başlayacaktık kümelenme çalışmalarına. Çok emek ve zaman harcandı. Hala bir yere varamadık.

Önümüze hergün yeni sektörler ve projeler konuyor. Bunlardan ikisi;

·        Tıbbi ve Aromatik Bitkiler,

·        Sağlık Turizmidir.

Her ikisi sektör de kümelenme modeli ile çok kısa zamanda Trabzon’da önemli katma değer, istihdam yaratmaya uygundur.

Trabzon’da bu görevlerin yerine getirilebilmesi için, ulaşılacak hedeflerin ortak akılla iki ile beş yıllık hedefler olarak ilgili kurum ve kuruluşlara yeniden verilmeli; başarı ya da başarısızlık halinde ilgilisinden hesap sorulmalıdır.

TÜİK verilerinden sonra benim anladığım budur.

Saygılarımla

NOT:

Sürmene (Araklı)- Köprübaşı Bayburt Tarihi Kervan Yolu projesine katkı verenlerden biri olarak teşekkür belgesini değerli Haber61 ailesi ve okurlarımla paylaşmaktan büyük onur duyuyorum.