Kadir Can
Alkışlar seyirciye
Son yazımızda sabırlı ve kontrollü bir oyun oynamalıyız demiştik.
Hocamızda bizim gibi düşünmüş olmalıydı ki topu ve sahanın büyük bir kısmını onlara bıraktı.
Bu tercih bizim tercihimizdi ve doğru olanda buydu.
Fener gibi oturmuş ve birbirini çok iyi tanıyan oyunculardan oluşmuş bir ekibe kaşı oluşturulacak en iyi taktikti.
Topu ve sahayı onların kullanmasına karşılık biz daha etkili ve sonuca daha kısa yoldan ulaşmaya çalıştık.
Warris’in çabukluğu ve hızını iyi kullandık.
Yaptığımız kontra ataklarla gol veya goller de bulabilirdik.
Şansızlığımız, final paslarındaki becerisizliğimiz ve yanlış pas tercihlerimiz yüzünden gol atamadık.
Oyunun kilit adamı bizim açımızdan Constand ve Waris’ti.
Fener’de de başta Türk futbolunun şımarık çocuğu olmak üzere, Diego ve Mehmet Topal göründü.
Diego ve diğeri gerçekten çok yetenekli oyuncular.
Oyunu her iki yönüyle kolaylıkla oynayabiliyorlar.
Diego kırk yıldır bu takımdaymış gibi oynadı.
Mehmet Topal’da ikinci yarı daha etkili ve verimli bir tablo çizdi.
Bizim orta alanda oyunu çok yönlü oynayabilecek oyuncu eksikliğimiz var.
Constand sadece hücum pozisyonlarında var ve takım savunmasında çok etkisiz.
Waris’e ayağının dışıyla attığı paslarla gerçekten kaliteli bir oyuncu olduğunu gösteriyor.
Topu nasıl kullanacağını iyi biliyor ve dikine oynamayı seviyor.
Biraz daha kuvvetlenirse çok daha katkı yapar.
Waris çabuk, hızlı ve etkili bir oyuncu.
Kaçırdığı golde bizce Fatih topu iyi ortalayamadı.
O da yanlış ayakla hareketlenip acele edince topu dışarı attı.
Kimse kusura bakmasın da Fatih’in bu takımda yeri yok.
Gökhan Karadeniz gibi bir oyuncu ona kurban edildi.
Göbekte topu Constand dışında iyi kullanamadık.
Ne Salih ne de Medjani toplu oyunda yeterince katkı sağlayamadılar.
Savunmada Belkalem’in de topu iyi kullanamaması da buna etken oldu diyebiliriz.
Belkalem’in sağlam yapılı ve kuvvetli bir oyuncu olduğunu belirtmekte fayda var.
Özellikle Salih, topu hiç olumlu kullanamadı ve çok savruk.
Çabuk oynayayım derken panik yapıyor sadece olağanüstü mücadele tarzıyla olmaz.
Oyun zekası ve topu iyi kullanma açısından yetersiz.
Bizce bir takımda aynı anda Salih, Fatih ve Medjani oynamaz.
En azından biri kenarda oturmalı ki bu da Fatih olmalı.
Fatih’in oyundan çıkmasından sonra yerine giren Sefa topu daha iyi kullandı.
Fatih oyundan 3 dakika önce çıksa Waris’e o topu Sefa atsa belki golü bulacağız.
Bu da bizim şanssızlığımız, Fatih tam zamanında oyundan alındı.
Artık oyunun 2/3 ü oynanmış biraz daha etkili hücum yapmamız gerekiyordu.
Bu yüzden Sefa’nın oyuna girmesi çok doğru bir karar oldu.
Caner’e aldırdığı sarı kart bile oyunda kaldığı süre içinde ne kadar olumlu işler yaptığının bir göstergesi.
Yatabare’ye yaptığı ortanın zamanlama ve topun şiddetini hesapladığımızda bu takıma çok katkı yapacağını düşünüyoruz.
Hocamız Yusuf’u neden kullanmadı anlamış değiliz.
Yatabare 65. Dakikadan sonra gerçekten yoruldu.
O’nu oyundan alıp yerine Waris’i koysa sol açığa Yusuf’u alsa hücum pozisyonunda daha bir zenginliğe bürünebilirdik.
Bu sefer ileri üçlü sağda Sefa, solda Yusuf ortada da Waris’le son dakikalara girmiş olacaktık ki Fener’in son bölümdeki baskısına maruz kalmayabilirdik.
Hocamız önce beraberliği düşündüğü için forvette ikinci bir hamle düşünmedi.
Bu şekilde düşünmesi hiç de yanlış değildi.
Şike sürecinden sonra Avni Aker’de ilk kez puan aldık.
Bu da sabırlı ve kontrollü bir oyunun sonucunda geldi.
Burada taraftarın da bu oyuna destek verdiğini unutmamak gerekir.
Oyunun 89. Dakikasında Salih’in yerine Mehmet Ekici’nin, uzatmalarda ise Emenike’nin yerine Selçuk’un girmesi her iki tarafında beraberliğe razı olduğunu gösteriyordu.
Avni Aker’de Pasolig’le bundan sonra daha farklı bir taraftar profili olacağını söylemekte fayda var.
Bu taraftar profili takımına daha bir destek veriyor gibi bir görüntü var.