Transfer dönemleri camiasını ve kulübünü kimlerin daha çok düşündüğünü gösteren bir sonuçtur!
Amacımız TS‘u kimin daha çok veya az sevdiğini vurgulamak değil.
Amiyane tabir!
Ts’u; kimler ayının palağını sevdiği gibi, kimler popilizmin esiri olmuş bir duyguyla ve de kimler hiçbir karşılık beklemeden seviyor vurgulamak istiyoruz.
***
Trabzonspor’un kesinlikle transfere ihtiyacı yok!
Takımda eksiklikler var yetersizlikler var, transfer şart diyebilirsiniz.
Bu transfer dönemi geçen yıl da vardı, önceki yıllarda da…
Hangi dönemde eksiksiz bir takım oluşturabildik?
İyi bir takım yapabilmek planlama, istikrar ve orta vade bir süreç ister.
Ve de ekonomik güç ister.
****
Yine amiyane bir tabirle!
Vücudumuzun sandalyeye oturduğu bölümünde ayı bağırdığı bir dönemde milyon Avroluk transfer yapmakla veya transfer beklentisinde olmakla Trabzonspor’u ayının palağını hırpalayarak sevmesinden hiçbir farkı yoktur.
***
Borcunuz neredeyse 1 milyon TL olmuşsa…
UEFA mali kriterleri Demoklas’in kılıcı gibi tepenizde duruyorsa…
– iyi ki duruyor-
Üstelik “herkesin çok büyük oyuncu dediği” oyuncular tarafından parasını alamadığı için UEFA’ya şikayet edilmişseniz!
Hiçbirimizin “tirübünlere” oynamaya hakkı yoktur.
Bu oyun çok tehlikeli bir oyundur.
***
Hep birlikte bu oyunu bozmak zorundayız.
Yoksa bu gidiş “isim değişikliği”ne kadar gider.
Sizin için bu durum sorun oluşturmuyorsa transfer yapmaya devam edelim.
***
Başkan ve Yönetimine!
Taraftar ister de ister!
Bitmez ve tükenmez bir tüketim alışkanlığıyla ister.
Kasanın tam takır olduğunu bile bile ister.
Bu tüketim çılgınlığına sizler de destek verirseniz sıradan taraftar tam bir çılgına döner ve “En büyük başkan bizim başkan” nidaları semaya yükselir.
Bu durumlarda nefisleriniz tavan yapar – ki insani bir durumdur- ve Trabzonspor sevgisinin önüne geçer.
İçinde bulunduğumuz durum da bu durumdur!
Biraz da umulan dağlara kar yağmasından gelen hüznü bastırmak adına ortaya atılan gerçekçi olmayan Trabzon şehrinin ve Trabzonspor’un yapısına uymayan vaatlerinizi de tuz ve biber cinsinden ekerek başarısızlığı gizlemeye çalışmakla Trabzonspor’lu olunmayacağını öğrenmek lazım.
***
Kısa vadede çözümün üç adımı vardır!
***
1461’i gerçek hüviyetiyle buluşturmak ve alt yapıyı daha da güçlendirmek…
***
İki tane feda yılı yapmak…
Hacıosmanoğlu dönemindeki transfer fiyaskolarını hatırladıkça ve hala bu yöntemle gidildiğini gördükçe gerçekçi bir çözüm olduğu da aşikar.
***
Üçüncü bir çözüm yolu da sandık!
Başkan Usta devam edecekse etsin, bu şehrin iç dinamikleriyle hareket edecekse bizim için bir sorun yok.
Ancak ekibi dağılmış ve tarumar olmuş durumda.
2017-2018 sezonunun ilk yarısı olmadan olağanüstü bir kongre şart.
Yeni yönetim yeni bir heyecan getirir.
***
Kusura bakmayın, Hacıosmanoğlu’nun transfer anlayışıyla devam edilecekse değişime ne gerek vardı?
