Yıllardır bir girdabın içinde dönüp duruyoruz.
3 Temmuz sonrası birçok kez yeni sayfalar açsak da saha içinde bir türlü istediğimiz sonuçları alamıyoruz.
Başkan ve yönetim değişti, hocalar değişti, oyuncular değişti.
Değişmeyense anlayışlarımız.
***
Trabzonspor yönetimini ve sayın başkanı iki konuyla değerlendirmek gerekir.
Ekonomik değerler ve şehirle olan iletişimleriyle birlikte şehri ne kadar tanıdıkları veya tanımadıklarıyla ilgili.
Ekonomik anlamda bir sorun görünmüyor, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıkları ortada.
Zaten ekonomiyi düzeltmek bugünden yarına olacak iş değil.
Şehirle olan ilişkilerine gelince bizce tam bir felaket.
***
Her şeyden önce yönetim kendi arasında kopmuş ve bölünmüş durumda.
Şehirle iletişimi sağlayabilecek isimler “hiç dikkate alınmadıklarını ifade ederek” istifa ettiler.
Yönetimde birlik ve beraberlik görüntüsü yok.
Başkan ve Nevzat Aydın yönetim üzerine ağırlıklarını koymuşlar.
Ahmet Çubukçu pasif, Mehmet Yiğit Alp ise kayıplarda.
Önder Bülbüloğluysa UEFA ile ilgili süreci yönetiyor.
Gökhan Saral’ın zaman zaman yaptığı çıkışlar var bir de…
Bu çıkışlar da sadece yerel basına malzeme olmaktan öteye gitmiyor.
***
Şehirle bütünleşmeyen veya bütünleşemeyen bir Trabzonspor yönetiminin 20 bin kombine beklentisi hayalden öteye gidemez.
Camia yıllardır sabır isteyen yönetimlerden muzdarip durumda.
Gelin görün ki Muharrem Usta’da “haklı olarak” camiadan sabır istiyor.
***
Yönetimin ekonomiyi düzeltme açısından güvenirliliği oldukça fazla.
Bu kredinin artması için atılacak adım doğru transferler ve doğru bir kadro mühendisliğinin yapılmasıydı.
Taraftar, transfer sürecinde yüzde yüz olmasa da şartlar ortada olduğundan yapılan transferleri onayladı.
Beklenti saha sonuçlarının iyi gitmesiydi ki maalesef geçen yılın ilk dört haftasına göre işler çok kötü gitti.
Şu an için yönetimin UEFA kriterlerine uymadaki başarısının aksine saha sonuçları en büyük handikap.
Ne Akyazı’nın açılması ne de UEFA kriterlerinin yerine gelmesi…
Taraftar bunlardan daha çok saha sonuçlarıyla ilgilidir.
Ve saha sonuçlarında oynanan ilk dört maçta büyük sıkıntı söz konusu.
***
Oynadığımız dört maçta alınan bir galibiyet karşılığı 3 puanımız var.
Bunun gerekçesi olarak herkesin bir düşüncesi var.
Ersun hocaya göre takımın yeni olması ve takım olma sürecinde yaşanılan şanssızlıklar.
Yerel basına göre Ersun hocanın 4 maça da farklı kadroyla çıkması ve 3’lü defans tercihi önemli bir unsur.
Taraftar ise her zaman ki gibi…
Transferler yapılırken dünyanın en iyi oyuncuları alınmış muamelesini yapıp saha sonuçlarına göre konum değiştirmesi ve oyuncuları yetersiz bulması.
***
Bize göre bu düşüncelerin bir çoğu doğru olmakla birlikte en önemli eksiğin yönetim, takım ve camia arasındaki iletişimsizlik.
Yönetim özellikle başkan ve Nevzat Aydın’ın maalesef Trabzon’da yaşayan Trabzonsporlulara alerjisi var.
Her ikisinin de yerel basına karşı söylemleri cepheyi genişletmekten öteye gitmedi.
Takımda görülen en önemli eksikse saha içi ve saha dışında onlara yardımcı olacak şehirle ve Trabzonspor’un değerleriyle buluşturacak bir abi veya bir sportif direktör veya bir futbol şube sorumlusunun olmamasıdır.
Şayet böyle biri olsaydı emin olun gol yediğimizde çöküş yaşamaz son iki maçta gol atamadan 5 gol yemezdik.
***
Şimdi toparlanma zamanı!
Her şeye rağmen biz bu yükün altından kalkarız.
Yeter ki kendi içimizde kavga ortamı oluşturmayalım.
Buradan çok açık ve net söylüyoruz.
Evet, sonuca yansımasa da her maçta iyi futbol oynama süresimizi arttırarak Atiker Konya maçına çıkacağız.
İnanıyorum ki hem en iyi futbolumuzu oynayacağız hem de 3 puanımızı alıp özgüvenimizi kazanacağız.
Şimdi bana gülüyorsunuz ya, gülerseniz gülün ve nerenizle güldüğünüzün de hiçbir anlamı yok.
Bu takım Avni Aker’de Atiker Konya’yı yenecek!
***
Bir sözümüz de Nevzat Aydın’a!
Yaptığınız açıklamalar çoğu zaman aşağılayıcı olmakla bunu kasıtlı yapmadığınızı düşünmek istiyoruz.
Giyim tarzınız bizi hiç ilgilendirmemekle birlikte Trabzonspor yöneticisi olduğunuzdan dikkatimizi çekse de tercihiniz olduğundan saygı duyuyoruz.
Ancak tribünde oturuş şeklinizi Trabzonspor yönetim kurulu başkan yardımcısına yakıştıramadığımızı da söylemek durumundayız.
3 Temmuz sonrası birçok kez yeni sayfalar açsak da saha içinde bir türlü istediğimiz sonuçları alamıyoruz.
Başkan ve yönetim değişti, hocalar değişti, oyuncular değişti.
Değişmeyense anlayışlarımız.
***
Trabzonspor yönetimini ve sayın başkanı iki konuyla değerlendirmek gerekir.
Ekonomik değerler ve şehirle olan iletişimleriyle birlikte şehri ne kadar tanıdıkları veya tanımadıklarıyla ilgili.
Ekonomik anlamda bir sorun görünmüyor, ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştıkları ortada.
Zaten ekonomiyi düzeltmek bugünden yarına olacak iş değil.
Şehirle olan ilişkilerine gelince bizce tam bir felaket.
***
Her şeyden önce yönetim kendi arasında kopmuş ve bölünmüş durumda.
Şehirle iletişimi sağlayabilecek isimler “hiç dikkate alınmadıklarını ifade ederek” istifa ettiler.
Yönetimde birlik ve beraberlik görüntüsü yok.
Başkan ve Nevzat Aydın yönetim üzerine ağırlıklarını koymuşlar.
Ahmet Çubukçu pasif, Mehmet Yiğit Alp ise kayıplarda.
Önder Bülbüloğluysa UEFA ile ilgili süreci yönetiyor.
Gökhan Saral’ın zaman zaman yaptığı çıkışlar var bir de…
Bu çıkışlar da sadece yerel basına malzeme olmaktan öteye gitmiyor.
***
Şehirle bütünleşmeyen veya bütünleşemeyen bir Trabzonspor yönetiminin 20 bin kombine beklentisi hayalden öteye gidemez.
Camia yıllardır sabır isteyen yönetimlerden muzdarip durumda.
Gelin görün ki Muharrem Usta’da “haklı olarak” camiadan sabır istiyor.
***
Yönetimin ekonomiyi düzeltme açısından güvenirliliği oldukça fazla.
Bu kredinin artması için atılacak adım doğru transferler ve doğru bir kadro mühendisliğinin yapılmasıydı.
Taraftar, transfer sürecinde yüzde yüz olmasa da şartlar ortada olduğundan yapılan transferleri onayladı.
Beklenti saha sonuçlarının iyi gitmesiydi ki maalesef geçen yılın ilk dört haftasına göre işler çok kötü gitti.
Şu an için yönetimin UEFA kriterlerine uymadaki başarısının aksine saha sonuçları en büyük handikap.
Ne Akyazı’nın açılması ne de UEFA kriterlerinin yerine gelmesi…
Taraftar bunlardan daha çok saha sonuçlarıyla ilgilidir.
Ve saha sonuçlarında oynanan ilk dört maçta büyük sıkıntı söz konusu.
***
Oynadığımız dört maçta alınan bir galibiyet karşılığı 3 puanımız var.
Bunun gerekçesi olarak herkesin bir düşüncesi var.
Ersun hocaya göre takımın yeni olması ve takım olma sürecinde yaşanılan şanssızlıklar.
Yerel basına göre Ersun hocanın 4 maça da farklı kadroyla çıkması ve 3’lü defans tercihi önemli bir unsur.
Taraftar ise her zaman ki gibi…
Transferler yapılırken dünyanın en iyi oyuncuları alınmış muamelesini yapıp saha sonuçlarına göre konum değiştirmesi ve oyuncuları yetersiz bulması.
***
Bize göre bu düşüncelerin bir çoğu doğru olmakla birlikte en önemli eksiğin yönetim, takım ve camia arasındaki iletişimsizlik.
Yönetim özellikle başkan ve Nevzat Aydın’ın maalesef Trabzon’da yaşayan Trabzonsporlulara alerjisi var.
Her ikisinin de yerel basına karşı söylemleri cepheyi genişletmekten öteye gitmedi.
Takımda görülen en önemli eksikse saha içi ve saha dışında onlara yardımcı olacak şehirle ve Trabzonspor’un değerleriyle buluşturacak bir abi veya bir sportif direktör veya bir futbol şube sorumlusunun olmamasıdır.
Şayet böyle biri olsaydı emin olun gol yediğimizde çöküş yaşamaz son iki maçta gol atamadan 5 gol yemezdik.
***
Şimdi toparlanma zamanı!
Her şeye rağmen biz bu yükün altından kalkarız.
Yeter ki kendi içimizde kavga ortamı oluşturmayalım.
Buradan çok açık ve net söylüyoruz.
Evet, sonuca yansımasa da her maçta iyi futbol oynama süresimizi arttırarak Atiker Konya maçına çıkacağız.
İnanıyorum ki hem en iyi futbolumuzu oynayacağız hem de 3 puanımızı alıp özgüvenimizi kazanacağız.
Şimdi bana gülüyorsunuz ya, gülerseniz gülün ve nerenizle güldüğünüzün de hiçbir anlamı yok.
Bu takım Avni Aker’de Atiker Konya’yı yenecek!
***
Bir sözümüz de Nevzat Aydın’a!
Yaptığınız açıklamalar çoğu zaman aşağılayıcı olmakla bunu kasıtlı yapmadığınızı düşünmek istiyoruz.
Giyim tarzınız bizi hiç ilgilendirmemekle birlikte Trabzonspor yöneticisi olduğunuzdan dikkatimizi çekse de tercihiniz olduğundan saygı duyuyoruz.
Ancak tribünde oturuş şeklinizi Trabzonspor yönetim kurulu başkan yardımcısına yakıştıramadığımızı da söylemek durumundayız.