Prof.Dr. Osman Bektaş

Prof.Dr. Osman Bektaş

Doğu Karadeniz'de fındık ve çayın geleceği tehlikede!

Akademik bilimsel verilerin yanı sıra, Trabzon Büyük Şehir Belediyesinin ’in 2015-2019 yılları arasında yaptığı 4600 toprak analiz sonuçları bölge tarımının geleceğinin tehlikede olduğunu göstermektedir.

Doğu Karadeniz’in doğal asitli toprağı kimyasal gübre kullanımı yanı sıra aşırı yağış nedeniyle her yıl yıl daha da asitleşmekte ve toprak sürekli olarak kalsiyum bakımından fakirleşmektedir.

%90 kalsiyum eksikliği gösteren, çok düşük pH’li asitli toprakta, fındık ve çay bitkisi, topraktaki temel bitki besin elementlerini yeterince alamayınca rekolte’ de ve kalitede gittikçe artan olumsuzluklar da kaçınılmaz oluyor.
Öte yandan Dünya ölçeğinde yapılan çalışmalar uzun vadede toprağı daha verimsiz hale getiren kimyasal gübrelerin yer üstünden çok yer altında depolandığını, çevre kirlenmesine neden olduğunu ve insan sağlığını tehdit ettiğini göstermektedir.

Yukarıdaki nedenlerden dolayı Doğu Karadeniz Bölgesi topraklarında kimyasal gübre kullanımına dayalı, sürdürülebilir, verimli ve kaliteli, rekabetçi fındık ve çay üretimi mümkün gözükmemektedir.

Dünya piyasalarında fiyat belirleyici olabilmek için birim alandaki fındık, çay üretimini ve kalitesini artırmak zorundayız.
Bu da ancak bozuk toprağın asitleşme derecesini belirleyen pH haritalarını yapmak, aşırı asitli toprakların kireçleme ile düzeltilmesini sağlamak ve iyi bir toprak yönetim anlayışının geliştirilmesiyle mümkündür.

Sonuç olarak, başta üniversiteler olmak üzere ilgili kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin ortaklaşa yürütebileceği ‘bölgesel sağlıklı bir toprak yönetim modeli’ çalışmasına bilinçli çiftçinin yanında devletin sürekli ve etkin desteği hayati önem taşır.

BÖLGE KAYAÇ TÜRLERİ DOĞAL ASİTLİ TOPRAK OLUŞUMUNA NEDEN OLMUŞTUR

Kayaç türü ile o kayaçtan türeyen toprağın asitlik derecesi arasında doğrudan bir ilişki vardır.
Doğu Karadeniz Bölgesi sahil kesiminde kireçtaşlarının çok az olması, buna karşılık, dasit ve granit gibi asidik kayaçların yaygın bulunması toprağın doğal olarak asit karakterli oluşmasına neden olmuştur.

Ancak aşırı yağış topraktaki kalsiyumun yıkanmasına ve toprağın aşırı bir şekilde asitleşmesine neden olurken kimyasal gübreler topraktaki mikro organizmaların yok olmasına, böylece toprağın daha da verimsiz hale gelmesine neden olmaktadır.

Aşırı asitli toprakta bitkiler topraktan ve gübreden gerekli besin elementlerini alamayınca besin değeri, kalitesi ve rekoltesi düşük ürün de kaçınılmaz oluyor.

Öte yandan kalsiyumu ve pH değeri çok düşük aşırı asitli toprakta alüminyum serbest kaldığından alüminyum zehirlenmesi sonucu kökü derinlere ulaşmayan, sağlıksız çay bahçeleri ve hastalıklara karşı dirençsiz fındık bahçeleri oluşumu söz konusu oluyor.

Şekil: Kalsiyum bakımından fakir alüminyum bakımından zengin Karadeniz topraklarında alüminyum zehirlenmesi nedeniyle bitkiler derinlere doğru yeterince kök salamamaktadırlar.


Şekil: Kalsiyum eksikliği gösteren toprakta fındık mantarlarla, haşerelerle ve diğer hastalıklarla mücadele edememektedir. Çünkü kalsiyum fındık bitkisinin hücre duvarlarının yapı taşlarıdır.

AŞIRI ASİTLİ TOPRAKLARDA KİREÇLEME KAÇINILMAZDIR

Bölge topraklarının neresinin ne kadar asitlik gösterdiğini gösteren pH haritaları tarım için uygun ve uygun olmayan toprakların belirlenmesini sağlar.

Tarım için uygun olmayan aşırı asitli topraklar doğal, ekonomik ve kolay sağlanabilen kireçleme ile daha alkali hale getirilerek besin değeri yüksek bol ürünlü topraklara dönüştürülebilir.

TOPRAK YÖNETİMİ DÜNYA SORUNUDUR!

Kimyasal gübre, aşırı yağış ve aşırı tarım nedeniyle çoğu makro ve mikro besin elementleri tükenmiş, kimyasal tarım gereçleri ile kirletilerek insan sağlığını tehdit eden bozuk topraklar sadece Doğu Karadeniz Bölgesinin değil tüm Dünyanın geleceğini tehdit eden evrensel bir sorunudur.

Çünkü toprak yediğimiz yemeğin yaklaşık %95’lik kaynağını oluşturduğundan, sağlıklı toprak sağlıklı insan anlamına gelmektedir.

Bu nedenle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Birliğinin 2018 yılında Dünya Toprak Günü nedeniyle yayınladığı ‘Toprak Kirliliğindeki Gizli Gerçek’ adlı makale yukarıda sıraladığımız bozuk toprak hakkındaki kaygı verici gerçekleri tüm dünya toplumunun dikkatine sunmuştur.

ORTAK AKIL ÜRETMEK ZORUNDAYIZ

Bu gün her ülke nüfus artışı ve insan sağlığını dikkate alan, biyoloji ve jeolojinin ortak alanında, daha sağlıklı ve verimli, kendine özgün bir tarım politikası ve ‘toprak yönetim modeli’ oluşturmaktadır.

Oysa ülkemizde savunma sanayisinden daha önemli olduğu belirtilen tarıma verilen teşvik son 20 yılın en düşük seviyesindedir.

Sadece fındık ve çay taban fiyatını belirleyen devlet aynı zamanda her bölgeye özgü sürdürülebilir bir toprak yönetimi anlayışını oluşturmak zorundadır.

Fındık çay piyasasında sürekli fiyat belirleyici ve rekabetçi olabilmek için bozuk toprağı düzeltmek, birim alandaki fındık ve çay üretimini ve kalitesini artırmakla mümkündür.

Bunun içinde başta üniversiteler olmak üzere ilgili kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin ortaklaşa yürütebileceği bölgesel sağlıklı bir toprak yönetim modeli çalışmasına bilinçli çiftçinin yanında devlet de destek vermek zorundadır.

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.