KTÜ Gümüşhane Mühendislik Fakültesi Dekanlığına yeni atandığım yıllar.

Ta balesi, yolu ve ana giriş kapısı olmayan Fakülteye, Fakülte görüntüsü vermek istiyorum!

Başta dönemin sayın valisi, yerel yönetim ve halk destek vermeğe çalışıyor.

Yolumuz tamamlandı.

Sıra Fakülte Ana Giriş Kapısına gelince vali bey cebinden çıkardığı bir kâğıt parçasına kafasında hayal ettiği şekli çizerek ‘işte kapı böyle olacak’ direktifini verdi.

Mimar olan Dekan Yardımcımız ve çevremizdeki diğer mühendis arkadaşlar hayretle birbirimize bakıştık.

Öyle ya siyaset bilimi almış, il yönetiminden birinci derece sorumlu sayın valimiz, Mühendislik Fakültesinde mühendislere mühendislik dersi veriyordu ??

Aradan yıllar geçti, ancak siyasilerin teknik konulardaki davranışları hiç değişmedi.

Trabzon’a bir şehir hastanesi yapılacak.

İyi, güzelde, nereye?

Bu sorunun çağdaş bilimsel cevabı şehircilik ve sağlık bilimlerinin ortak arakesitinde yatar.

Gelin görün ki bu konuda yine konuşanlar ve karar vericiler siyasiler veya ilgisiz kişiler.

Konuyla ilgili bilim adamları yine suskun ve şaşkın!

Oysa bu ilin en büyük üniversitesi olan KTÜ, bünyesinde Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ile Tıp Fakültesini bulundurmasına karşın konuşanlar karşısında yine suskun ve yine şaşkın.

Neden şaşkın olmasınlar?

KTÜ bugünkü haliyle bir bilim yuvası değil de, Rektörlük seçimlerinde hatırlanan bir getirim kapısı veya alınan teknik konuları onaylayan bir onay kapısı haline dönüştürülmeğe çalışılmaktadır.

KTÜ sadece eğitim yapan bir kuruluş değildir.

KTÜ aynı zamanda Trabzon’un sosyoekonomik gelişiminden sorumlu, bu il için gerekli bilgiyi üreten aktif bir bilim yuvasıdır.

Siyasilerin yıllardır şehir ve bölge planlama konularında bilim adamlarının kulvarlarında koşmaları, çözümü imkânsız kentsel sorunlara neden olmuştur.

İşte bu nedenle Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, Belediyelerle ilgili her türlü izin, hukuki görüş ve denetleme yetkisinin Çevre Bakanlığı’na geçeceğini belirtmiş, ‘şehir cinayetlerinin’ önlenmesi için belediyelerde imar denetimlerine başlanacağını söylemiştir.

Özetle, sağlıklı ve sürdürülebilir bir kalkınma, ancak bilime, bilim insanına ve bilim yuvalarına verilen önem ölçüsünde gerçekleşir.