Kayserispor berabere, lider Bursa’da, Antalya’da aynı şekilde tek puanda kalınca, bu gece Türkiye’nin lig rotası Trabzon’a döndü.
Ligde 73.karşılaşmalarına çıkan her iki takımdan, 10 galibiyet önde olan taraf konuk ekip.
Milli takımlar teknik direktörü Hiddink, bu maça zahmet edip gelecekti !...
İstanbul’da da sis var.Uçak kalkış alamadı diye haber aldık.Bilmiyoruz ilerleyen dakikalarda tribündeki yerine gelebildi mi ?
Maçtan önce misafir takım tribünleri ve bordo mavililere ait tribünler neredeyse ağzına kadar dolu.Bayrak şov bordo mavililerden mükemmeldi ama bu dakikalarda lig TV ekranlarında reklam vardı,stadyumda olmayanlar maalesef izleyemediler.
Lig TV deki dostlarımız bu maçta canlı yayında her ne hikmetse,sadece Galatasaraylı Bülent Korkmaz ve Cevat Prekazi’yi konuk yapmalarını eksik buldum.Kendi sahasında oynayan Trabzon kanadından orada bir yorumcu ismin
olmaması çok mantıksızdı,üzüldüm.
*
Sarı kırmızılıların kendi ceza alanları içerisinde 30.dakikada Mısımovıç’in eline
çarpan topa devam diyen Halis Özkahya,ilk yarıda çok düdük çalarak oyunun temposunu düşürdü,haliyle kaliteyi de.Zaten kendiside ligin bu aralar kalitesiz hakemlerinden,dileriz düzelir.
Trabzonspor da for hattında olan Burak,rakip yarı alanda sağ taraftan aldığı
toplarla devamlı soluna içeriye doğru döndü.sol ayakla topa vuramayan Burak niye hep sola iç tarafa doğru dönmeye çalışıp da topları kaptırdı,gitti anlayamadım vesselam.
Demek ki hangi futbolcu olursa olsun, tek ayaklı olmayacak.Tek ayaklı futbolcu kim olursa olsun eksik oyuncudur,işi de buysa olmayan ayağını bir an önce çalışarak kazanmalıdır.
Aslında Türkiye’de ki tüm tek ayaklı futbolculara,ben olsam normal transfer ücretlerinin yarısını öderim. Ne dersiniz uyar mı ?
*
Galatasaray,iç yapısını bilen yeni hocası Hagi ile toparlanmaya başlamış, bu bir gerçek.
Özellikle Trabzonspor’un ani kontra ataklarında çok çabuk kapandılar ve çok önemli açıklar,gedikler vermediler,ara koridorlarını kestiler.Kapanmaları ve açılmaları adeta bir akordeon gibiydi.İlk 45 dakikada da bunda başarılı oldular.
Trabzonspor’un hücumdaki son adamlarının, rakip defansa pres yapmaktan son vuruşlarda etkisiz olmaları ise bu geceki bir başka kayda değer ilk yarı notuydu.
*
İkinci yarıda Trabzonspor, yine oyunu bir türlü hakimiyetine geçiremedi,taki golü bulana dek.
Bir Cale var ki evlere şenlik, son haftalarda olduğu gibi yıkılmış kale gibi. Rakibinin ataklarında ofsaytı kesiyor. Hücumda kendi takımına sol kanatta adeta el freni oluyordu.
Galatasaray da bir Pino var oda bu gece kokmadı hele bir 77.dakikada altı pasın içerisinde kaçırdığı net bir gol pozisyonu vardı ki,tribündekilerin bir anda soluğu kesildi.
Özellikle Maraton tribünün üst kısmı ile kapalı tribünün altı da,üstü de yine maçı sadece seyretmeye gelmiş.Sanki yenince lig lideri olacak takımın taraftarları değil ya . Ses yok seda yok,takımlarını harekete geçirecek hiç bir toplu tezahürat yok. diye yazdık ki, Engin Baytar’ın üstün istek ve gayretleriyle Umut’un 75.dakikadaki golü geldi…
Nihayet maçı sessiz izleyenler golden sonra seslerini çıkarmaya başladı. Peki kardeşim 75 dakikadır neden bu takıma destek vermediniz diye sormazlar mı adama, değil mi ?
Hele son saniyelerde Galatasaray tüm hatlarıyla yüklenince defans bloğunu hayaletlere emanet etti. Bu arada da yine günün adamı Engin Baytar’la başlayan atak da ,Umut skoru belirledi : 2-0
*
Trabzonspor da Onur,Engin,Serkan,Selçuk,Egemen,Umut,Giray,Colman ve Jaja gecenin iyi isimleriydi ama bireysel olarak. Galatasaray da ise İnsua,biraz Ayhan,Ufuk, Servet ve şansız Pino sayabileceğimiz bir kaç isim olarak hafızalarda kaldı.
Halis Özkayha için daha önce yazmıştım.Yine yazıyorum,çok çalışması lazım Kahyalık öyle kolay bir meslek değil !...
Kısacası Bu sezon ligde Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı yenen Trabzonspor, Galatasaray ‘ı da eli boş gönderince, yıllardan beri yapamadığını yaptı ve bir yarı sezonda İstanbul’un üç büyük takımının üçünü de dize getirdi.Bravo şenol hoca,istikrara aynen devam.
Bitiş düdüğüyle çoşan tribünlere havai fişeklerde eşlik edince, Türkiye ligin yeni liderine şapka çıkardı.
Teofilo mu ? Oda salı günü Kolombiya’dan hareket ediyor. Madrid üzerinde Trabzon’a geliyor. Çarşamba günü idmanda olacak, kahve mi getirir, yoksa kendini mi vallahi bilmem ?