Salih Çamoğlu

Salih Çamoğlu

Şike davası kimsenin içie sinmiş değil

 Şike davasının birinci perdesi Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve ekibi için hüsranla bitmişti.

 Mahkemeden, Yargıtay’dan, FİFA ve CAS’tan tokat yiyerek, hem kendisi hem  kulübü büyük cezalar aldı.

 Çünkü, 2010-2011 futbol sezonunda Aziz Yıldırım takımı Fenerbahçe’yi şampiyon yapmak için şike yaptığı teşvik primi verdiği mahkemeler ve uluslar arası futbol disiplin kurulları ve mahkemelerince belgelenerek karara bağlandı.

 Fenerbahçe ve Başkanı Aziz Yıldırım cezayı hak etmişti.

 Onunla birlikte yargılananlar da hak ettikleri cezayı yediler.

 Aziz Yıldırım tam da, Yargıtay’ın temyiz kararına göre kesinleşmiş cezasının kalan kısmını yatmaya hazırlanırken, yatağını yorganını bile hazırlamıştı ki, AK Parti iktidarı imdadına yetişti.

 Ergenekon ve balyoz davaları ile aynı kategoriye konan şike davasının yeniden görülmesine karar verildi.

 Türkiye futbol kamuoyu tarafından Aziz Yıldırım ve ekibinin 2010-2011 futbol sezonunda şike yaptığı, teşvik primi verip, Fenerbahçe’yi şampiyon yaptığı yüzde yüz kabul görmesine rağmen, alınan yeniden yargılama kararı tüm vicdanları yaralamış, kamuoyunda kimsenin içine sinmemiştir.

 Şike davası dün sil baştan yeniden görülmeye başlandı.

 İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlayan davanın ağır konuğu, asıl şike davasında olduğu gibi Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve onunla birlikte aynı dönem şike olaylarına direk olarak katılan isimlerdi.

 2010-2011 sezonunda şike yaparak Trabzonspor’un elinden şampiyonluğu alan Aziz Yıldırım ve ekibinin yeniden yargılandığı dava ile ilgili olarak Trabzonspor Kulübü avukatları mahkemeye müracaat ederek dün başlayan davayla ilgili reddi hakim talebinde bulundu, mahkeme bordo mavili kulüp avukatlarının bu talebini reddetti.

 Aziz Yıldırım avanesini şike pisliğinden kurtarmak ve Fenerbahçe Kulübü üzerinde ömür boyu duracak şike pisliğini temizlemek için kurulan mahkeme heyetinden, bordo mavili kulübün hukukçularının reddi hakim talebini reddetmekten başka bir tavır beklenmezdi.

 Maalesef Trabzonspor yönetimi İbrahim Haciosmanoğlu’nun başkanlığı döneminde şike davasıyla ilgili olarak yapması gerekenleri yapmamış, Haciosmanoğlu görevde olmadığı dönem şike süreciyle ilgili söylemlerini unutmuş, kendi camiasına çamur bulaştırmanın peşine düşmüştür.

 Dolayasıyla, Fenerbahçe Kulübü, Başkanı Aziz Yıldırım ve şike işbirlikçilerini temize çıkarmak amacıyla sil baştan yeniden yargı safhasına getiren dava sürecinde Trabzonspor Kulübü’nün etkin olması mümkün görünmüyor.

 Görevde olmadığı zaman şike davasıyla ilgili çıkışlarında Trabzonspor’un da şike yaptığını söyleyebilme cüreti gösteren İbrahim Haciosmanoğlu, Trabzonspor başkanlığına talip olunca da Aziz Yıldırım’ı hedef yapıp, şikenin hesabını soracağım o kupayı müzeye götüreceğim diyerek camiadan oy isteyerek göreve gelmiştir.

 Başkanlık görevini üstlendikten sonra kulübün gereksinimlerini gördükten sonra paniğe kapılan Haciosmanoğlu, dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitinglerinde boy gösterip, yurt gezilerine katılarak medet ummuş, karşılığında şike yapılarak kulübünün şampiyonluğunu alanlarla olan mücadele defterini kapatmıştır.

 Aynı Haciosmanoğlu, Aziz Yıldırım’a açtığı savaştan bilinçli olarak geri adım atmış ve camia içinde suçlamalara yönelerek, gündem değiştirmeye çalışmış. Eski başkanlardan Sadri Şener’e iftiraya yönelmiş, Faruk Özak’ı son mali genel kurulda azılı düşman ilan edecek kadar, Trabzonspor Kulüp Başkanlığı sorumluluğunu ayaklar altına almıştır.

 Anlatmak istediğim şu ki, Trabzonspor Kulübü mevcut başkan ve yönetimiyle ikincisi başlayan şike davası süreci öncesi teslim bayrağını çekmiş görünümündedir.

 

YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.