Sırada ne var?

Doğru algılamayan veya algılamak istemeyen biziz.Yıllardır anlatıp duruyoruz; Efendim Kur"an-ı Kerim"de başörtüsü yokmuş, türban takılması şart değilmiş. Bir sürü ahkam kesildi.

 

Ne kadar da safmışız. Sanki bunu onlar bilmiyorlar.Elbette ki onlar bunu en az bizler kadar iyi biliyorlar.Onların tavrı çok net, kendisi gibi başını örtmeyeni bile kendisinden saymıyor.Anlatıp durmuşuz; efendim başını şöyle veya böyle örten Anadolu insanı var diye. Tamamı boş laf o bunu da çok iyi biliyor. Onun isteği saçın örtülmesi değil zira kendisi gibi örtmeyeni de reddediyor.  Hedef onun istediği gibi “siyasal simge “olarak örtülmesi.

 

Neyin siyasal simgesi ?

 

Onun tavrı çok net. O kendi bankası, kendi kuyumcusu, kendi okulu, kendi marketi, kendi hastanesi, kendi  konfeksiyonu, kendi otelini kendi yardın derneğini…kurmuş. O seninle yollarını çoktan ayırmış ayırmayan sensin.

 

Demokrasi mi ?

 

Onun amacıyla uyarlı her türlü beklentisinin kamuflaj gerekçesidir. Siyasal simgeyi kabul etmeyen, bırakınız üst düzey bir bürokratı; şef yaptıkları tek bir kişi gösterin dişimizi kıralım.Onun demokrasi anlayışı; amaca giden yolda araç, bunu anlamayan sensin.

 

Uzlaşma mı ?

 

Onun tavrı çok net. Cumhurbaşkanı seçerken bunu çok bariz bir şekilde ortaya koydu. Siyasal hedef asıl amaçtır. Öndeyken uzlaşmayacağını çok net göstermiş.Ne için uzlaşacak ki ? Amacına giden yolda  hiç uzlaştığını gördünüz mü ?

 

Ya parlamento ?

Onun parlamento anlayışı çok açık.Dokunulmazlık sözünü hemen unutacak.Başörtüsüne sıra gelince ;”Herkes parlamento kararına saygılı olmalı”. Diyiverecek.Peki ya hukukun kararı ?  Ona  saygıya gerek yok. “Efendi o ulemanın işi” veya “Anayasa mahkemesi demokrasiye kurşun sıkmıştır” der  olur biter.

 

Ya propagandanın gücü ?

 

Cumhuriyet tarihinin en kötü ekonomik sonuçlarını kamufle etmekte tam bir dünya örnek modeli. Yeter ki körfez sermayesiyle dövizi düşür borsayı yükselt. Otuz milyon açlık sınırındaymış. Kömürünü, çadır yemeğini, alır susar.Susmaz ise “anasını da alır gider.”…

 

Ne demişlerdi ?

 “Bu şarkı burada bitmez”.

 

Evet o şarkı orada bitmedi. Ancak unutmamak gerek,  bütün şarkılar biter!

 

Önemli olan biten şarkının yerine hangi şarkının başlayacağıdır.

 

Evet sırada ne var ? “Dönülmez akşamın ufkunda” mı? Yoksa İzmir marşı mı ?

 

Ya da, Kışlalı"nın 94 de dediği gibi İstanbul"u başkent yapıp cumhuriyete veda etmek mi?

 

Yaşadığınız ve bir türlü inanmak istemediğiniz travmanın etkisiyle bir kez daha düşünün.

 

Şimdi sırada ne var?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
Haberlerde yapılan yorumlarda Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Haber61 Arşivi

Cektir Cuktur Ceğiz Cağız

14 Nisan 2016 Perşembe 15:17

İstanbul ekonomisinin nabzı

12 Nisan 2016 Salı 15:44

Sen önce ağzını temizle!

11 Nisan 2016 Pazartesi 12:48

Bu sezon böyle

11 Nisan 2016 Pazartesi 09:07

Sığınmacılar insan değil mi?

11 Nisan 2016 Pazartesi 08:59

Biri UEFA mı dedi?

11 Nisan 2016 Pazartesi 08:51

UEFA'da Bu Hesap Tutmaz Usta!

01 Nisan 2016 Cuma 13:36

Kuralları yeniden öğrendik

24 Nisan 2009 Cuma 21:06

Trabzon Kazanı

05 Mart 2009 Perşembe 13:07

Sadri Şener neden kızdı...

03 Mart 2009 Salı 18:06