Belki izlemişsinizdir... Dün Fox Tv kameramanı TBMM'de tarihi bir görüntü yakaladı.
Ak Parti'nin her salı düzenlenen grup toplantısı öncesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun danışmanları ile Aile Bakanı Betül Sayan Kaya'nın danışmanı arasında çok ilginç bir tartışma yaşandı.
Her toplantı öncesi Berat Albayrak'ın arkasında 4. sıradaki koltuğa oturan Süleyman Soylu bu kez Betül Sayan Kaya'nın direnciyle karşılaştı... Kaya'nın danışmanı toplantıdan bir süre önce ''Bakan hanım gelecek'' diyerek Soylu'nun koltuğuna oturdu. Soylu'nun danışmanları ise ''Burada hep Bakan bey oturuyor'' diyerek danışmanı kalkması için ikna etmeye çalıştı. Tartışmalar, konuşmalar, öfkeli tepkiler, mesajlaşmalar ve telefon trafiği dakikalar sürdü... Uzun uğraşlar sonucu Kaya'nın danışmanı koltuğu Soylu'nun danışmanına devretti.
Bir süre sonra Betül Sayan Kaya salona geldi, direkt koltuğa yöneldi ve Soylu'nun danışmanına ''Kalk şuradan'' tavrında bir el hareketi yaparak kendisini koltuktan kaldırdı.
Bunun üzerine de Süleyman Soylu Ak Parti'nin salı günü yapılan grup toplantısına katılmadı!
***
Yaşanan bu gelişmeyi ''Amaan, sadece bir koltuk canım'' diyerek okumak yanlış olur.
TBMM'de yaşanan bu koltuk krizi, uzun süredir devam eden bir fokurdamanın su üstüne çıkışı, bir silsilenin sonucudur. Ak Parti'de Süleyman Soylu'yu ''aile dışına'' itme çabasının son halkalarından biridir.
Süleyman Soylu ile İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan arasında yaşanan görevden alma krizi ve sonrasında da Soylu'nun oğlunun kullandığı arabanın İstanbul'da yarım saat süreyle polisler tarafından durdurulup aranmasıyla devam eden sürecin devamıdır.
O süreç esnasında parti tarafından sergilenen tavır ve sonrasında oluşan güç dengesinin bir hamlesidir.
''Erdoğan sonrası liderlik'' hesaplarının ortasında, kamuoyu ile Ak Parti'nin talepleri arasında oluşan uçurumun derinliğinde Soylu'yu yarış dışında bırakmak adına döşenmiş taşlardan biridir.
Trabzonspor Yönetim Kurulu'nda yaşanan istifa furyasındaki Berat Albayrak - Süleyman Soylu cephelerinin yarattığı kırılmanın oluşturduğu bir artçıdır.
Soylu'nun Ak Parti'yi özümsemesine rağmen Ak Parti'nin Soylu'yu bir türlü benimseyememesinin dışa vurumudur.
***
İşin en ilginç kısmı ise Süleyman Soylu'nun bu esnada yanında kimseyi bulamaması!
Soylu siyaset hayatına devam eder veya etmez... Tüm bu krizler aşılır veya aşılmaz... Erdoğan, Soylu ile yoluna devam etmek ister veya istemez... Bunları bilemiyoruz.
Ama görünen bir şey var ki Trabzonlu Ak Partililer; samimiyet ve beğendiği insana dair tavır alma konularında büyük bir sorun yaşıyor.
Hani o her gün manşetlerinden Süleyman Soylu'yu övenler. Hani teşekkür, tebrik yazıları yaza yaza bitiremeyenler. Hani Cumhuriyet Halk Partisi gensoru verince hemen ''Bakanımızın yanındayız'' diyerek toplantı düzenleyen 67 Sivil Toplum Kuruluşu. Hani sosyal medya cengâverleri. Hani atkılılar, bereliler, sloganla havaalanında en ön safta yer alanlar...
Hey gidi...
Siyasetin gerçekten de vefası yok!
Sanırım Trabzonluların önemsediği tek şey bizatihi Süleyman Soylu ve yaptığı bakanlık değil, sadece Soylu'nun koltuğuymuş.
Hafif sallansa, biri oturmaya kalksa hoop herkes dağılıyor.
Ak Parti'nin her salı düzenlenen grup toplantısı öncesinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun danışmanları ile Aile Bakanı Betül Sayan Kaya'nın danışmanı arasında çok ilginç bir tartışma yaşandı.
Her toplantı öncesi Berat Albayrak'ın arkasında 4. sıradaki koltuğa oturan Süleyman Soylu bu kez Betül Sayan Kaya'nın direnciyle karşılaştı... Kaya'nın danışmanı toplantıdan bir süre önce ''Bakan hanım gelecek'' diyerek Soylu'nun koltuğuna oturdu. Soylu'nun danışmanları ise ''Burada hep Bakan bey oturuyor'' diyerek danışmanı kalkması için ikna etmeye çalıştı. Tartışmalar, konuşmalar, öfkeli tepkiler, mesajlaşmalar ve telefon trafiği dakikalar sürdü... Uzun uğraşlar sonucu Kaya'nın danışmanı koltuğu Soylu'nun danışmanına devretti.
Bir süre sonra Betül Sayan Kaya salona geldi, direkt koltuğa yöneldi ve Soylu'nun danışmanına ''Kalk şuradan'' tavrında bir el hareketi yaparak kendisini koltuktan kaldırdı.
Bunun üzerine de Süleyman Soylu Ak Parti'nin salı günü yapılan grup toplantısına katılmadı!
***
Yaşanan bu gelişmeyi ''Amaan, sadece bir koltuk canım'' diyerek okumak yanlış olur.
TBMM'de yaşanan bu koltuk krizi, uzun süredir devam eden bir fokurdamanın su üstüne çıkışı, bir silsilenin sonucudur. Ak Parti'de Süleyman Soylu'yu ''aile dışına'' itme çabasının son halkalarından biridir.
Süleyman Soylu ile İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan arasında yaşanan görevden alma krizi ve sonrasında da Soylu'nun oğlunun kullandığı arabanın İstanbul'da yarım saat süreyle polisler tarafından durdurulup aranmasıyla devam eden sürecin devamıdır.
O süreç esnasında parti tarafından sergilenen tavır ve sonrasında oluşan güç dengesinin bir hamlesidir.
''Erdoğan sonrası liderlik'' hesaplarının ortasında, kamuoyu ile Ak Parti'nin talepleri arasında oluşan uçurumun derinliğinde Soylu'yu yarış dışında bırakmak adına döşenmiş taşlardan biridir.
Trabzonspor Yönetim Kurulu'nda yaşanan istifa furyasındaki Berat Albayrak - Süleyman Soylu cephelerinin yarattığı kırılmanın oluşturduğu bir artçıdır.
Soylu'nun Ak Parti'yi özümsemesine rağmen Ak Parti'nin Soylu'yu bir türlü benimseyememesinin dışa vurumudur.
***
İşin en ilginç kısmı ise Süleyman Soylu'nun bu esnada yanında kimseyi bulamaması!
Soylu siyaset hayatına devam eder veya etmez... Tüm bu krizler aşılır veya aşılmaz... Erdoğan, Soylu ile yoluna devam etmek ister veya istemez... Bunları bilemiyoruz.
Ama görünen bir şey var ki Trabzonlu Ak Partililer; samimiyet ve beğendiği insana dair tavır alma konularında büyük bir sorun yaşıyor.
Hani o her gün manşetlerinden Süleyman Soylu'yu övenler. Hani teşekkür, tebrik yazıları yaza yaza bitiremeyenler. Hani Cumhuriyet Halk Partisi gensoru verince hemen ''Bakanımızın yanındayız'' diyerek toplantı düzenleyen 67 Sivil Toplum Kuruluşu. Hani sosyal medya cengâverleri. Hani atkılılar, bereliler, sloganla havaalanında en ön safta yer alanlar...
Hey gidi...
Siyasetin gerçekten de vefası yok!
Sanırım Trabzonluların önemsediği tek şey bizatihi Süleyman Soylu ve yaptığı bakanlık değil, sadece Soylu'nun koltuğuymuş.
Hafif sallansa, biri oturmaya kalksa hoop herkes dağılıyor.